- 840 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BELA-4
Fadime, dediğini yapmış, tarihi geçmiş olan yoğurtların paralarını, Coşkun’un maaşından kestirmişti. Bu Coşkun için, çok zor bir durumdu. Zaten asgari ücrete çalışıyordu. Aldığı zaten kıt kanaat maaştı.
Ertesi gün markette, Coşkun ile Fadime arasında soğuk rüzgarlar esmekteydi. Göz göze bile geldiklerinde, birbirlerine nefretle bakıyorlardı. Coşkun, o gün markette kasaya bakmaktaydı. Derken içeriye, sarışın bir dilber giriverdi. Coşkun, sanki bütün sıkıntılarını unutmuş, değişik bir aleme geçmişti. Yaşının verdiği gençlikle, kanı bir başka hızlı akmaya başlamıştı. Bulutlar üzerine yükselmişti birden. Fadime’nin de depoya indiğini görünce, hemen kızın yanına geldi. Yavaştan yanaşarak;
- "Buyurun hanım efendi, yardımcı olabileceğimiz bir şey varsa olalım"
- "Sağolun, bugün indirime girmişsiniz, çoğu şeyde. Onlara bakmaya geldim."
- "Evet, şarküteri ürünleriyle, sebze ve meyve de indirime girdi. Ayrıca fırsat ürünleri de var. Ben size göstereyim, buyurun"
- "Sağolun, yardımcı olabilirseniz sevinirim."
Coşkun, kıza hem indirimli ürünleri gösteriyor, hem de tanımaya çalışıyordu.
- "Buralarda mı oturuyorsunuz?"
- "Yazları evet, yazlığa geliyoruz."
- "Ondan sizi görmemişim, buralarda. Bu arada benim adım Coşkun."
- "Benim de Sevilay. Memnun oldum Coşkun."
- "Teşekkür ederim. Ben de çok memnun oldum."
Derken bunlar olurken, Fadime depodan markete çıkınca, Coşkun’u kızın yanında gördü. Coşkun’un niyetini anlayan Fadime, hemen Coşkun’a;
- "Kasaya kim bakıyor."
- "Ben bakıyorum. Şimdi geçerim hemen."
Fadime, Coşkun’un niyetini sezmişti. Sırf Coşkun’un kız ile olan müğnasebetini kesmek için Coşkun’a;
- "Sen aşağıya depoya in. Orada Gülşen’e yardım et. Ben kasaya bakarım."
Coşkun, sinirden dişlerini sıkarak baktı, Fadime’nin suratına. Yapacak da bir şey olmadığından, çaresizce depoya indi. Sarışın dilberle de yeterince münasebet kuramamıştı. Malları dizen Gülşen’in yanına gelerek;
- "Nedir bu? Arkadaş yaaa! Bu gidişle, cinayet işlememek, mümkün değil." Gülşen’de;
- "Hayırdır, ne oldu yine?"
- "Güzel bir kızla konuşmama bile tahammülü yok, bunun."
- "Haklısın. Bizi de sıkıyor. Derdi ne anlamadım ki."
- "Ben de anlamadım gitti vallaha. Siz yine iyisiniz. Beni daha çok sıkıyor."
- "Evet Coşkun, görüyorum."
Akşama doğru markete her zaman markete gelen polis memuru Ali gelmişti. Markette Coşkun’u gördü ve moralinin bozuk olduğunu farketti ve nedenini sordu;
- "Merhaba Coşkun, nasılsın?"
- "Sağol abi, olduğu gibi işte."
- "Hayırdır, moralin bozuk galiba."
- "Sorma abi ya, bu markette her şey sıkıntı."
- "Anlıyorum. Aynı şeyler galiba"
- "Evet abi, Fadime belası yine. Sıka sıka vıcığımızı çıkaracak, yakında."
- "Hayırdır, yine ne oldu?"
- "Ne olsun be abi! Aklı sıra çektiriyor işte. Sıkıntısı bitmiyor. Bir de bu markette, bir tek erkek eleman ben varım. Diğer kızlar kendi aralarında konuşuyorlar, yine. Benim konuşacağım kimseler de yok. Zaten tayin istedim. Büyük bir şube var. Olursa oraya gideceğim. yatakhanesi de varmış, hem. Hem değişiklik olur, benim için. Dilekçemi verdim."
- "Anladım, Coşkun. Zor be özel sektörde çalışmak. O yüzden, sana dediklerimi iyi düşün."
- "Haklısın abi, düşünüyorum. Abi be, bir ara çay içelim, dertleşelim. Fazla gittiğim, bir yer yok."
- "Olur Coşkun. İstersen, bu akşam bana gel. Benim mesaim az kaldı zaten. Telefon numaralarını da kaydedelim."
- "Tamam abi, yalnız benim mesaim, saat dokuzda bitiyor. Rahatsız olmazsan gelirim."
- "Olmam, olmam. Zaten yanımıza gelen kimsemiz de yok. Hem benim için de değişiklik olur. Benim ev deprem konutlarında. Otobüs duraklarının tam orada. Sen gelirken beni ara, ben çıkar seni alırım."
Daha sonra kasaya geçerler. Fadime’de bu arada arka kasada oturmaktadır. Coşkun, Ali’nin verdiği ürünleri kasadan geçerken, kasadan da, müşterilere özel aylık indirim kuponu çıkar. İndirim kuponuna bakan Coşkun, Ali’ye;
- "Aaaa! Abi, çok güzel bir sıvı sabun var. İndirimi var, sende. Ben onun makinesinden almıştım. İhtiyacın yoksa, ben satın alabilir miyim, senin kuponunla?"
- "Olur, Coşkun. Alabilirsin tabiki."
Coşkun, bir koşu hemen sıvı sabunları almaya gider. Fadime’de olan bitenleri, izlemektedir. Dayanamaz, ve Coşkun’a söylenmeye başlar;
- "Ne yapıyorsun sen?"
- "Yok bir şey. Abi izin verdi."
- "Allah Allah! Sorun mu var sende, nedir?"
Ali, bile Fadime’ye tuhaf tuhaf bakar;
- "Olsun canım, alsın adam. Bir şey olmaz."
Coşkun, ürünleri geçer. Ali;
- "Oldu Coşkun, akşama görüşürüz."
- "Tamam abi, ben abimin arabasını alır, gelirim. Görüşürüz."
Ali, çıkar çıkmaz. Fadime hemen Coşkun’a sert çıkar;
- "Ne yapıyorsun sen? Sana ben demiyor muyum, müşteriyle içli dışlı olmayacaksın, diye. Senin yüzünden müşteri kaçacak!"
- "Ne kaçması! Müşterilerin hoşuna gidiyor, bunlar. Hem onlara yardımcı oluyorum ben."
- "Benden sana söylemesi. müşterilerle fazla yüz göz olma, o kadar."
Coşkun, o akşam iş çıkışı abisinden arabayı alır, Ali’nin evine doğru yola koyulur
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.