Güzel akşamlar olsun
O değil de;
Ülkemde, Şehr-i İstanbul’da nadiren de olsa güzel şeyler yaşanıyor. Temsil;
Dün akşam iş çıkışı otobüse bindim. Şoför, ‘Güzel akşamlar olsun, hoşgeldiniz’ dedi. Şaşkınlıkla gülümsedim ve teşekkür ettim.
Şoför her yolcuya tek tek, ‘Güzel akşamlar olsun, hoşgeldiniz’ dedi. Her inene de, ’Hayırlı akşamlar, hayırlı işler. Allah’a emanet olun’ dedi.
İlk bindiğimde komik gelmişti ama sonrasında işin felsefesini çözmeye adadım kendimi.
Yolcuların yüz ifadelerini görmenizi isterdim. Şaşkın ve çok memnundular.
Otobüsün içi de düğün alayı gibiydi. Çocuğun elinde darbuka vardı ve çalıp duruyordu. İki kadın da konuşurken canlı yayın yapıyordu. Kadınlar iyi giyimliydi ama çingeneydi.
Adamın bir tanesi onlarla yakından ilgilendi. Çingenelerin toplum üzerindeki etkilerinden başladı, kadınlarının ne kadar güzel dansettiklerinden ve ne kadar güzel kadın olduklarından devam etti.
Bir ara çocuğun çok güzel darbuka çaldığını, çok beğendiğini, müzik aleti çalmanın zorluklarını ve çocuğun bu işi ne kadar iyi başardığından bahsetti.
O değil de;
Cep telefonları yine akşama damgasını vurdu. Arkamdaki koltukta iki kız oturuyordu. Bir tanesi telefonda;
- Anne çocuk muyum ben de arayıp duruyorsun. Arkadaşlarımın içinde beni rezil ediyorsun!
- Sana kaç kere söyledim anne, beni arama diye! Salakmısın da arıyorsun!
- Ne kadar geri kafalısın!
- Arkadaşlarımla buluşacağım… eve geç geleceğim. Babama, Sevda’ya ders çalışmaya gitti de!
Telefon konuşması bir süre böyle devam etti… Kızımız telefonu kapatıp yanındaki arkadaşıyla konuşmaya başladı,
- Kaçıncı çağda yaşıyoruz, ne kadar bunalım insanlar. Kocaman olduk hala hesap veriyoruz bıktım yaa!
Arkadaşı da kızımızdan dertliymiş. Ailelerine demedikleri etmedikleri hakaret kalmadı. Hayretler içinde dinledim ve çok üzüldüm.
Lise yaşında kızlardı. Üstelik küfürlü konuşuyorlardı. Daha şimdiden anayı babayı beğenmiyorlardı.
Sonrasında duyduğuma göre kızlar erkek arkadaşlarının evine gidiyorlarmış. Ve gittikleri erkekler bunlardan büyükmüş. Kızlarımız olgun erkeklerden hoşlanıyorlarmış…
Ve saat akşamın 19:00’uydu…
…
Yol uzun muhabbet çok ama şoförün yolcuya tavrı karşısında tüm duyduklarıma rağmen stres olmadan ineceğim durağa geldim. Ve sordum;
- Yolcuya tavrınız yeni bir uygulama mı yoksa kişisel tercihiniz mi?
- Kişisel tercihim. Bana nasıl davranılmasını istiyorsam yolcuya o şekilde davranıyorum…
En az on yolcunun şoförün yanına kadar gelip teşekkür ettiğine şahit oldum. İlk defa bir otobüs yolculuğu (çilesi) bu kadar zahmetsiz ve stressizdi.
Bende teşekkür ediyorum…
O değil de;
İyi bayramlar…
YORUMLAR
Esma KAHRAMAN
çocuk çocukluğunu büyük büyüklüğünü bilecek elbet...
sevgiler Sayın Yazarım.
Ben gene, Esma Hanım yazı yazmasını pek bilmiyor sanıyordum. İki cümleden sonra sıkılıyor...
Şaka bir yana, iki tezat olayı harika bir şekilde birleştirmiş yazınızı yürekten kutluyorum.
Biz değil miyiz ki, dünyayı birbirimize zindan eden. Şoför arkadaşı davranışı yüzünden tebrik ediyorum. Olması gereken de budur. Araç, O'nun işyeridir. Yolcular da müşterileri (Misafirleri) dirler. İşyerine gelen misafire "hoşgeldiniz" demek gerekmez mi?
Tekrar tekrar kutluyorum yazınızı gönülden.
Gün eksilmesin pencerenizden.
Sevgiler, saygılar.
Esma KAHRAMAN
:) Teşekkür ediyorum Sayın Yazarım. Sevgilerimle.
İşte budur!
Saygı görmek istiyorsan saygı göstereceksin.
Bu anlayışı benimsemiş insanların çoğalması dileğimle,
İyi akşamlar.
Saygılarımla.
Esma KAHRAMAN
Sevgiler Sayın Yazarım.
ne kadar harika bir gözlemcisin
bir gün seninle İstanbulu gezmek ve senin gözlerinle İstanbulu görmek istiyorum
sevgimdesin her dem
Esma KAHRAMAN
:) kocaman sevgilerimle.
Batıdan bir insanlık özlemi ve arayışı!..Verdiğiniz iki örnekleme Şehr-i Erzuruma muhabbetimi katladı bu vesile ile..Şu günlerde kalabalık olmasına rağmen batının hayret ettiği davranışları burda yapmayanlar hoyratça karşılanır,hele ki şu gençlerin hesap verme mevzuu ki burada lobileşme kuramının mecburiyet hissi ve ebeveynlerden önce gençlerin ihtiyaç duyduğu haslet..Hayat Erzurum'da bir b/aşkadır:)
o değil de
size de iyi bayramlar: D
Esma KAHRAMAN
çocuğa ilgisiz davranmanın yanısıra çocuğa fazla güvenmek de sanırım yanlış oluyo. denge tutturmak da zor...
:) Erzurum'a sevgilerimle.
İstanbul'a geldiğimde yolunu kaybetmiş divane oluyorum adeta,Allah tan çocuklarımız ellerimizde tutup gezdiriyorlar.Çok güzel iki örnek vermişsiniz,olması gereken ile olmaması gerekendi.Kısa ama özlü şiirlerinden tanıdığım Esma hanım uzun ve o kadarda anlamlı bir yazı yazmış.Teşekkür ediyor,sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.
Esma KAHRAMAN
Ahmet Moran
Esma KAHRAMAN
:) Sevgiler Sayın Yazarım.
Sevgili Esma.
Bu gün ikimiz de toplutaşım yolculuk olayını ele almışız. İlginç tesadüt doğrusu. Bahsettiğin otobüs şoförünün alnından öpmek gerekiyor. Eğer araba fotoğraftaki arabaysa zaten mutlaka bulurum onu. O telefonda konuşan kızlara gelince...Dua etsinler ben orada değilmişim.
Hem tebessüm hem de içimde bir buruklukla okudum yazını. Neden mi: Benim kızım da hep diyordu ben çocuk muyum diye...Sonuçta daha 17 yaşında çocuğunu kucağına alarak ispat etti çocuk olmadığını. O kızlara bunu anlatırdım belki de.
Selam ve sevgilerimle.
Esma KAHRAMAN
kızın için gerçekten üzüldüm... ya bilemiyorum yanlış arkadaş seçiyolar galiba.
çok ilginç bişey gözlemledim. yollarda kızlar hiç derslerden falan konuşmuyorlar sadece erkeklerden bahsediyolar. erkek öğrenciler kızların yanısıra okuldan dersten hocalardan falan bahsediyolar.
çocuklar üzerinde iyi aile olmak tek başına yetmiyo bu kesin... arkadaş çevresi daha baskın gibi görünüyo
sami biberoğulları
Esma KAHRAMAN
çocuklarda hep aynı sıkıntı. gruba kendilerini kabul ettirme grup içinde kendilerini ispatlama çabası. sigara alkol de bu şekilde başlıyo zaten.
çok fazla da eleştirmek istemiyorum aslında, yani yaşları büyük olsa zaten konu etmem de böle olunca üzücü.. çünkü daha çocuklar...
sami biberoğulları
Kısacası yatırımı çocuğa yapmak lazım...Hem de ziyadesiyle....
O şoföre de iyi bayramlar olsun. O kızlara da iyi bir dayak lazım. Onlara da iyi bayramlar olsun.
Saygılarımla
Esma KAHRAMAN
:) sevgilerimle.
Hanımefendi plakasını alsaydınız her akşam o arabayı bekler,huzur içinde eve varırdınız.Ben o iki kızı bir daha sokmam o arabaya merak etmeyin :))
O değil de; çingeneler yolculuğu şenlendirmiş anlaşılan.
Güzel konulardı ,özellikle kendini aşmayı başarmış şöfor beyi kutlamak lazım.
Tebrik eder saygılar sunarım.
Esma KAHRAMAN
şoför kesinlikle kendini aşmıştı.
:) teşekkür ediyorum Sayın Yazarım. sevgilerimle.