- 1397 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yangın var !
Atiye, o hafta cezalı olduğu için evci iznine çıkamamıştı. Tüm hafta sonunu aileleri ile gezip tozarak geçiren arkadaşlarının neşeli şen şakrak muhabbetleri iyice canını sıktı. Gittikçe nefesi kurudu, yüzü kıpkırmızı kesildi hırsından. Camdan içeri sızan çamların hışırtıları, rüzgârın gittikçe hırçınlaşan esintisi zaten bozuk olan sinirlerini iyice gerince;
-Yatılı okul bana göre değilmiş, dedi.
Selma:
-Bu kadar sıkma canını, nasılsa Cuma günü gideceksin, dese de teselli olamıyordu.
Uzun kıvrık kirpikleri,siyah gözlerini iyice belirginleştirerek öne çıkardığı güzelliğinden başka Selam’yı bu okulda popülerleştiren birçok özelliğini düşündü. Sakin ve bir o kadar da eğlenceli yönünden başka insana bir adam öldürmüş gibi suçluluk hissi veren aşırı soğukkanlı duruşu karşısında bir kaçış noktası aradı kendine. Ailesine bu derece düşkün olmasının sebebi korkularının üzerine gidememesi, en ufak bir terslikte panik olup eli ayağı birbirine dolanması, kararsız kişiliği miydi acaba. İlk kez evinden uzak bir yaşam tarzında kendi kendini idare etme mecburiyeti, bağımlı yapısına çok zıttı.
-Yangın çıksa da babam gelse, dedi aniden.
Selma yine o telaşsız, sakin tavrıyla,
-Abartma ! dedi.
Etüt saati öncesi yemeklerini yiyen öğrenciler sınıflarına dağılmış ders çalışırken siren çaldı. Öğrenciler söylenmeye başladı. " Yarın sınavımız da varken olacak iş mi bu şimdi." Sığınağa doğru telaş ve korkuyla koşmaya başladılar. Kaç kez tatbikat yapmış olsalar da sükunet hak getire. Fakat okul kapısına gelen durdu, gelen durdu. Yatakhanenin bir odasının camından dışarı alevler yükseliyordu. Yangın çıkınca, yatakhanede yatan hasta öğrenciler de gecelikli pijamalı dışarı fırlamışlar. Ağlayanlar, bayılanlar, sere serpe okul kapısının önünde. Her okulun bir gammazının olması kaçınılmaz. Atiye’nin “yangın çıksa” dediğini duyan biri hemen Müdire Hanım’a yetiştirmiş.
İtfaiye geldiğinde, olağan karşılanabilecek bir yangın vakası, ekipte Atiye’nin itfaiyeci babası da olunca birden sabotaj ihtimaline dönüşüyor.
Alevler bir yemin eşliğinde göğe yükselmeye devam ediyor.
“Vallahi Hocam ben çıkarmadım yangını” dese de dinlemiyor ki onu despot Müdire Hanım, papağan gibi aynı soruyu sorup duruyor.
" Söyle, sen mi çıkardın yangını, bu kadar tesadüf olabilir mi ? "
Yangının sebebi de çıkaranı da bulunamadı. Masum bir özlem dileği, dua kabul vaktine denk gelerek sabotaj gibi ağır bir suçlamayı beraberinde getireceğini nereden bilsin Atiye.
Bazen bir buluş, bir insan, bir söz ölümsüzleşir ya aradan geçen onca seneye rağmen Atiye’ye sorulan soru da arkadaşları arasında ölümsüzleşiyor;
- Atiye doğru söyle, sen mi çıkarmıştın o yangını ?
İsra Doğan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.