NE DERSEN YAPARIM IRĞATCIĞIM
HER NE DERSEN YAPARIM IRGATCIĞIM
Çok eski zamanlarda bir oba beyinin,güzeller güzeli ,ama çok güzel bir kızı varmış,
Bir gün bir prens atı ile seyahate çıkmış,yolu bu obaya düşmüş,oba beyine misafir olmuş,adının ırgat olduğunu söylemiş,prens olduğunu söylememiş,hoş sohbetler edilmiş, prens, oba beyinin kızına aşık olmuş,
Sayaraya dönen prens,birkaç yakınını oba beyinin kızını istetmek için göndermiş,bir kutu da lokum vermiş yanlarına,kız kendisini istediklerini fark edince lokumu yere atmış,
Saraya dönen prensin yakınları,bu kız sana göre değil galiba deli demişler,
Prens tekrar yakınlarının yanına inci koyarak göndermiş,kız incileri de alıp nehire atmış,
Daha sonra prens altın terliklerle yakınlarını göndermiş,kız onları da alıp tuvalete koymuş,
Prensin yakınları her defasında kızın ona layık olmadığını söylüyorlarmış,
Son defa olarak prens yakınlarından,kıza kuran’ı kerim götürmelerini söylemiş,
Kız kuran’ı kerimi alıp öpmüş ve yüksek bir yere kaldırmış,
Prens bu kızın deli değil,şımarık olduğunu anlamış,
Kızın ailesi ilede anlaşıp,kıza bir oyun oynamayı planlamışlar,
Günlerden bir gün obaya gidip kıza at ile dolaşmayı,ormanda gezmeyi teklif etmiş,,
Kendisinin garip zavallı bir köylü olduğunu adınında ırgat olduğunu söylemiş,
Ormanda at ile dolaşırken,obadan çok uzaklaşmışlar,kız korkmaya başlamış ama ırgat ben yolumu kaybettim diye kızı korkutmuş,
İsterse kendisinin obasına dönebileceğini söylüyormuş,tabiki hiç obasından ayrılmayan kız ormandan çok ürkmüş,ırgat ona yerden,bize lazım olur diye çer çöp ne varsa toplatıyormuş
Toplamayacak olursa,ırgat ona geri dönmesini söylüyormuş,kız da hemen toplarım ırgatcığım,toplarım diyormuş,
Günlerce yol almışlar,sonunda bir saraya varmışlar,
Irgat bak galiba bu sarayda eğlence veya düğün var,bizde şu sarayın bahçesinde bir kulube var orada kalalım,düğün artıklarından karnımızı doyururuz demiş,
Kız da çaresiz tamam ırğatcığım,zaten çok yoruldum,çok da acıktım demiş,böylece kulubeye yerleşmişler,
Sarayda bir telaş bir telaş yemekler hazırlanıyormuş,ırgat kıza sende onlara yardım et,böylece yardım ettiğin için sana da birşeyler verirler,prinç,meyve,ekmek falan koynuna koyup bana da getirirsin demiş,
Kız mutfağa çalışmaya gitmiş,epeyice çalıştıktan sonra ırgat için koynuna birşeyler doldurmaya çalıştığı sırada,herşeyden haberdar olan saray hizmetlileri onu yakalayıp rezil etmek için,hırsız var diye onu yakalayıp herkese haber vermişler,oradan ağlayarak ırgatın yanına kaçmış,bir söyleyip bin ağlıyormuş,
Prens daha fazla bu sevdiği kızı üzmek istememiş ve ona..
Bu saray benim,bu düğünde bizim düğünümüz,ben senin bana yaptığın şımarıklığa bir ders vermek istedim demiş,
Kız şaşırmış ve çok utanmış,
Kırkgün kırkgece düğünleri olmuş ve bundan böyle mutlu mesut yaşamışlar..
Yüzyıllık masallar EMİNNUR ACAR
YORUMLAR
eminnur hanım,malum ben de yazmayı sevdiğim için burdayım.Sesime ses gelmesi de itiraf edyim çok hoşuma gidiyor,beni inanılmaz derecede cesaretlendiriyor.Hele fikrimin sorulması daha güzel...Ben türkçe öğretmeniyim.Acizane kendi masallarım var.Çizgi filim ve bilgisayar oyunu labirentlerinden kendi çocuklarımı çekip çıkaramıyorum.Bu beni çok üzüyor.Öğrenciler de düşünmemek için çok düşünmüyorlar desem beni anlar mısınız bilmem.
Hep maslları onların bulunduğu kanallarda (çizgi filmvs.)sunmayı hayal ediyorum ama nasıl sorusunu beraber cevaplayabilmeyi ümit edreim....Sizce NASIL??* Gecenin bu saatinde hoş bir sohbet oldu...Teşekkür ederim.
eminnur
ben elimden geldiği kadar torunlarım ile iletişim kurmaya,onların oynadıkları oyunlara girip neler olduğunu izliyorum,ve bir tehlike gördüğümde,kendimce tedbirler almaya çalışıyorum,gördüğüm şu ki..genç anne babaların çocuklarına ayıracak zamanları kalmadı,bu da sanırım birazda ekonomik nedenlerle..zor gibi görünüyor ama ümitsiz de olmamak lazım..severek,sevdirerek,eğlendirerek birşeyler değişirmi acaba bilmem,
ben çocuklarımı büyütürken hep sevgi gücümü kullanmaya çalıştım,
onları asla kandırmadım,hep doğruları söyledim,güven sağladım,ve yeniliklere hep açık oldum,ayıp,yasak,günah kelimeleri..itici oluyor..nedenlerini göstermek gerekiyor galiba...
toplumsal bir yara olmaya başladı...ailelerin okullarla,öğretmenlerle işbirliği halinde..bazı sorunları çözmek akıllıca olur sanıyorum..eee artık biri dur desin bana...başınızı ağrıttıysam özür dilerim...her zaman paylaşıma açığım,sevgi ve sayğılarımla...
Ama anne baba davet edilmeliydi...Belki düğün bitinceye kadar yetişmişlerdir...Masal olan masalları ne yaparsak aynı güzellikte günümüzde canlandırabiliriz diye kafa yoran biri olarak hemen masalın büyüsüne kapıldım.kaleminize sağlık.