- 1608 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KAVGA
Bu ne nefis arkadaş? Ne nasıl bir ego? Bu nasıl bir hırs arkadaş? Bu nasıl bir kin? Kavgan ne zaman bitecek, mezarda mı? Öfken ne zaman dinecek, yoklukta mı? Nereye koşuyorsun arkadaş? Arkandan kovalayan atlı Azrail mi?
İnsanlara hainlik düşünmek sana ne kazandıracak? Milletine düşman gözüyle bakmak cebine ne koyacak? Hangi canlı doydu ki bu yalan dünyaya sen doyasın? Ne sefahatin sonu var, ne de debdebenin. Altından elbiselerin olsa, zümrütten, yakuttan evlerin arabaların; sonu var mı arkadaş? Yok! O zaman bu ali Cengiz oyunlarını kime ve niye yapıyorsun?
Bak kavgan kendinle ise ve ben karışmam diyorsan yine sen bilirsin? Ama kendi kavgana, beni, bizi ve insanlığı kurban edersen karşında beni bulursun. Ben kim miyim? Kim olduğumun ne önemi var ki? Sağduyu diyelim. Ortak akıl diyelim. İnsanı kamil diyelim. Bilge diyelim. Alim diyelim. Ulema diyelim. Derviş diyelim. Hangisini dersek diyelim. Önce insan diyelim. Yani adam gibi adam diyelim.
Yani arkadaş bitir bu kavgayı. İnsan ol. Edep sahibi, ol. Ağır ol. Eline, beline, diline hakim ol. Hırsızlık, puştluk ve ibnelik yapma arkadaş. Kendini sev, insanları sev. Kefenin cebi yok. Yani sana dini telkin verip salkım üzümü kendim yutmak için yazmadım bu yazıyı. Bu yazıyı, her şeyle ve herkesle kavgalı olanlara yazdım.
Çok şükür herkes dinini de imanını da bu ahir zamanda ulemadan öğrenmeyecek kadar çok bilmiş ve çok okumuş. Bilmediği beş vakit namaz, onu da bilmediğinden değil işine gelmediğinden kılmıyor.
Hiç düşündün mü nedir kavga arkadaş? Al sana kavga. Bak bir anla yaptığın şeyi neymiş bu kavga?
Kavga, kişilerin beyinleri arasındaki iletişimde yaşanan kopukluk, yanlış anlama, ters bir hareket gibi çok çeşitli nedenlerden patlak veren bir olaydır. Bir başka deyişle kavga, beyinler çatışmasıdır, çünkü herkesin beyni aynı yapıya sahip değildir ve zıtlıklar gündeme sık sık getirildiğinde kavgaya davetiye çıkar.
Beynimizdeki düşüncelerimizin nasıl kategorilendirildiğini anlayabilmek için şöyle kısa bir yola başvurabiliriz
Beynimizdeki düşünceleri "yeşil noktalar" ve "kırmızı noktalar" olarak ayırabiliriz. Yeşil noktalar sizin desteklediğiniz ve hoşunuza giden fikirlerdir. Kırmızı noktalar ise sizi sinirlendiren, hoşunuza gitmeyen, desteklemediğiniz fikirlerdir. Kırmızı ve yeşil noktaların oluşumunu ailevi faktörler, kişinin içinde bulunduğu kültür, din ve arkadaş çevresi belirler.
Sizin yeşil noktalarınızı uyaran kişiler, size en uygun kişilerdir. Ama kırmızı noktalarınızı uyarmaları "kavga" sebebidir. Kırmızı noktalara dokunmak her zaman tehlikelidir, kişiyi incitebilir ya da saldırganlaştırabilir. Bu da sonu gelmeyen düşmanlıklara sebep olabilir.
Kavga sırasında
Bir kavga patlak verdiğinde, kişiler içgüdüsel olarak baskın taraf olmaya çalışırlar. Bu da kişilerin kavga esnasında yüksek ses, hatta kaba kuvvet kullanmalarına neden olur. Kavga sırasında üstün çıkma içgüdüsü hemen hemen her insanın doğasında vardır. Bir kavga sırasında karşıdakini susturabilmek ya da haksız duruma düşürebilmek için karşı tarafların açıkları ve ayıpları, geçmişte yaşanan olumsuzluklar, gizli kırgınlıklar ortaya atılır. Bu da dostlukların zedelenmesine, hatta bitmesinde neden olur.
Kavgadan sonra:
Bir kavga bittikten sonra, taraflar çoğu zaman birbirleriyle konuşmazlar. İletişim tamamen ya da kısmen kopar. Ve çoğu zaman bir kavgadan sonra yara alan iletişim bir daha asla düzelmez ve öyle kalır. Eğer taraflar sakin kişilerse, bazen oturup konuşmayı ve aradaki iletişim kopukluğunu gidermeyi denerler. Fakat bu çoğu zaman yapılmaz.
İşte gördün kavga içi boş bir çuval arkadaş. Yorgan gider kavga biter. Kayıkçı kavgası seni kahraman mı yapacak? Eşinle kavga, çocuklarınla kavga, ailenle kavga, amirinle kavga, memurunla kavga ediyorsun. Sonrada yalnızım diyorsun. Beni anlamadılar diyorsun. Sen hiç kendine sordun mu arkadaş ben kimim diye?
Sormadıysan kendini tanıyabilir misin? Kendini tanımıyorsan kendini ifade edebilir misin? Edemezsin. Edemezsen insanlar seni nasıl tanıyacak ve anlayacak? Sonra sana nasıl davranacaklarını nasıl bilecek? Zurnanın zırt deliği burası işte, sen bunları yapsan herkes sana senin istediğin gibi davranınca kavga çıkmayacak.
İnsanlara kendini ifade et arkadaş. Ben buyum de. Benim hassasiyetlerim bunlar. Ha baktın hala seni dikkate almıyor. O zaman ne yaparsan hakkındır. Yapacağın en kolay şey kavga olacaktır. En güzel şey ise o kişiyi hayatından çıkarmak olmalıdır.
Çünkü senin hayatın kavgayla geçmeyecek kadar kısa ve değerli. Bunu başkları ile kavga ederek geçirecek olursan en büyük zararı bu açıdan kendine vermiş olursun. Bırak artık kavgayı. Engin ol. Sakin ol. Düşün. Şu yazıyı oku. Sonra kavgana devam et.
Az daha unutuyordum. Hayat kavgası insanlarla kavga edilerek yapılmaz, şartlarla mücadele edilerek yapılır. Ve bu kavga sahip olduğun şeyleri kaybetmek için değil, artırmak ve iyileştirmek için yapılır. Böyle kavgalara can feda olsun!
YORUMLAR
Haytın ne kadar kısa olduğunu anlayabilse insanlar kavga eder mi acaba ...
Kutlarım harika bir paylaşım..