- 2304 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
DERSİMİZ : KÜFÜR
Can Yücel der ki:
"Türkiye’de hayatta kalmak için 3 şeyden birini yapman lazım: "ya işi deliliğe vuracaksın, ya içeri girip rahat rahat küfredeceksin ya da sarhoş olacaksın.Ben üçüncüyü seçtim.
Herkesin bir yolu var elbette. Ben de birinciyi seçtim.
Konuya geçmeden önce Yine Can Yücel’in güzel bir sözü ile devam edelim.
‘’Küfür proleterya’nın ağzında sakız gibidir, proleter küfreder, ana avrat söver ve sakızı tükürüp atar. Biz birileri gibi küfretmeyip başkalarının anasını …( sin-kaf ) lerden değiliz.’’
Her ne kadar hayatımın hiç bir döneminde kendim için ‘’Proleterya’’ ifadesini kullanmadıysam da ‘’ Yiğidi öldür hakkını yeme’’ derim ben. Adam yerden göğe kadar haklı.
Bazen şiirlerimde ve yazılarımda oldukça abartılı bir argo, hatta zaman zaman küfre kaçan ifadeler kullanıyorum. Bundan ben de rahatsızım. Lakin bazen öyle gerekiyor. Neden mi? Açıklayayım:
1- SAYGI, SEVGİ, İLLE DE HOŞGÖRÜ AMA NEREYE KADAR?
Devir Osmanlı Devleti devri…Vatandaşın biri çok küfür ediyormuş. Bu durum hastalık haline gelince adamı bir büyük hocaya götürmüşler. Hoca da adamın dilinin altına bir bakla yerleştirmiş ve devamlı o adamı yanında gezdirmeye başlamış. Adamcağız artık küfür edemez olmuş. Yavaş yavaş bu hastalıktan kurtulmaya başlamış. Derken günlerden bir gün hoca ve bu adamcağız şiddetli bir yağmur altında evlerine varmak için yürürlerken bir evin penceresi açılmış ve bir kadın başını uzatarak hocaya: ‘’Hocam az bekler misiniz çok önemli bir maruzatım vardı ‘’ demiş ve pencereyi kapatmış. Hoca ve yanındaki bizim adam ‘’kadının derdi ne acaba?’’ diye yarım saat beklemişler yağmur altında. İliklerine kadar ıslanmışlar. Yarım saat kadar sonra kadın tekrar açmış pencereyi. ‘’ Hocam çok teşekkür ederim. Benim tavuk kuluçkaya yattıydı. Bana da demişlerdi ki eğer başı sarıklı bir hocaya yarım saat kadar bakarsan civcivlerin hep horoz olur. Civcivlerim yumurtadan horoz olarak çıksın diye sizi biraz beklettim yağmur altında kusura bakmayın.’’ Hoca dayanamamış artık. Adama dönmüş ve ‘’ Çıkar artık şu dilinin altındaki baklayı’’ demiş.
Velhasılı bazen dilin altındaki baklayı çıkarmak elzem oluyor.
2- MANTIK İLE MANTI ARASINDAKİ FARKI İZAH EDEBİLMEK AÇISINDAN.
Temel artık bıkmış usanmış kendisine herkesin ‘’ mantıklı ol ‘’ demesinden. Çünkü ‘’mantık ‘’ nedir bilmiyor. Gitmiş komşusu olan bir entele sormuş.
-Abi mantık nedir?
Entel düşünmüş. ‘’Bu Temel’e mantığı nasıl anlatırım?’’ Ama bir yerlerden başlamak lazım. O da başlamış.
-Temelciğim senin evinde akvaryum var mı?
-Evet var
-Tabii ki akvaryumda balıklar da var?
-Evet var.
-Balık nerede yaşar?
-Denizde
-Çok güzeeelll..Sen yazın denize gider misin?
-Ciderum elbet.
-Peki plajda şöyle çok güzel, alımlı bayanlar görürsen onlara bakar mısın?
-Pakarum.
-Tamam o zaman sen ib.. değilsin. İşte mantık budur. Anladın mı.
-Çok iyi anladum
Temel oradan çıkar. Yolda arkadaşı Dursun’u görür.
-Ula Tursuuuunnn…Senin evda akvaryum var midur?
-Ula yoktur. Ne oldi ki?
-Eyvah … Eyvah…Ula o zaman sen ib.. sin daaa?
3-KONUNUN TAM OLARAK ANLAŞILABİLMESİ İÇİN GEREKİYOR.
Can Yücel , gıcık olduğu bir herife en sonunda dayanamamış ve ‘’g.t ‘’ diye hitap etmiş. ( Yine de ö harfini kullanamadım o boşlukta. Biraz da olsa kalmış edep demek ki ) Adam da ona hakaret davası açmış. Mahkemede hakim sormuş
-Sen bu adama g.t demişsin doğru mu?
-Evet dedim. Demesine dedim de niçin dediğimi sorsanıza bir kere.
-Pek ala sordum. Niçin dedin.
-Bakın hakim Bey. Benim çocukluğumda bizim köyde bir vatandaş fena halde hastalanmış. Yüksek ateşi var ve düşürülemiyor. O karda kışta kıyamette adamı bin bir güçlükle kasabaya doktora götürmüşler. Doktor adamı muayene edip bir şurup, bir hap, bir de fitil vermiş ve demiş ki ‘’Şurubu yemekten sonra bir kaşık verin içsin. Hapı yine her yemekten sonra bir tane verin yutsun. Fitili de anüsten uygulayın. ‘’ Bizim köylüler ‘’tamam’’ demiş ve hastayı alıp yine bin bir zorlukla köye dönmüşler. Yemek yedirmişler. Hap ve şurubu vermişler ama fitili nasıl kullanacaklar sorun olmuş. Çünkü doktor anüsten uygulayın demiş ama anüs nedir bilen yok. Köyde anüsün ne olduğunu bilen kimse çıkmayınca Muhtara gitmişler ve bin bir rica, minnet telefon ettirmişler hastaneye. Muhtar sormuş’’ Sayın doktorum bizim hastaya fitil vermişsiniz ve anüsten uygulayın demişsiniz. Anüs nedir bilemedik. Açıklar mısınız?’’ Doktor cevap vermiş ‘’ Efendim yani makattan uygulayacaksınız.’’ Muhtar doktora teşekkür etmiş . Telefonu kapatmış ve köylülere dönmüş.’’Makattan uygulanacakmış. Doktor öyle dedi ‘’ Köylüler birbirlerine bakmışlar. Makat ne? Onu da bilen yok. Tekrar muhtara rica etmişler. Muhtar ‘’ yav arkadaşlar olmaz. Hükümetin bir doktorunu bu kadar rahatsız edersek adam kızar sonra bize…Olmazz’’ filan diye diretse de sonunda köylüsünün sağlık ve selameti açısından razı olup bir daha aramış hastaneyi ve sormuş doktora ‘’ Doktor bey çok af edersiniz. Biz makat ne onu da bilemedik’’ Doktor cevap vermiş. ‘’ Yahu sokun g.tüne … ‘’ Muhtar telefonu kapatmış. Köylüler merakla bakışıyorlar. ‘’Eeeee ne dedi doktor’’. Muhtar : ‘’ Ulan oğlum ben size söyledim adam kızar diye. Bak kızdı -Sokun g.tüne ‘’ dedi. Şimdi nasıl kullanırsanız kullanın o ilacı gayrı. Bir daha kesseniz telefon etmem.’’ İşte böyle hakim bey. Maalesef bizim memlekette g.te, g.t diyeceksin ki anlasın vatandaş. Başka türlü anlamıyor.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Şimdi diyeceksiniz ki bayram değil seyran değil Sami niçin böyle bir yazı yazdı? Şundan dolayı efendim:
Sanırım Time dergisinde bir yorum çıkmış: ‘’ Türklerin Fransa’ya fikir özgürlüğü konusunda ders vermeye çalışması, Fransa’nın Türklere namaz kılmayı öğretmeye kalkması kadar ciddiye alınabilecek bir durumdur’’
Bunları yazanlar her ne kadar 1970 li yılların başlarına kadar kendi ülkelerinde cadı avı yapan ortaçağ engizisyoncuları gibi komünist avı yapmış insanlar olsa da mazur görebilirsiniz. Ya da II. Dünya Savaşı sonrasında ideolojilerine ters düşen herkesi faşist diye asmış olmalarına da ‘’Olabilir’’ diyebilirsiniz. Neticede bu , bir yerden atlarken kuyruğu kalkan kediye ‘’ aaa kıçın göründü ‘’ diye gülen keçinin durumuna benzer. Ama kendi içinden birileri bu yazıları alıp kendi menfur amaçlarına bir dayanak yapmak için kullanmaya kalkarsa. Binlerce insanın katili bir caniyi fikir suçlusu gibi göstermeye kalkarsa ona g.t ya da ib..’’ demezsiniz de ne dersiniz? Ya da nasıl olur da dilinizin altındaki baklayı çıkarmazsınız?
YORUMLAR
sami biberoğulları
Seni Çok iyi anlıyorum. Senin konumunda olan pek çok arkadaş tanıdım hayatım boyunca. İçlerinden en fazla üç tanesi küfür edebilirdi. Hatta bir müdürümüz vardı adamın ettikten sonra defalarca tevbe ettiği küfür '' Vay hain vay'' dı.
Sen yine de etme. Ben senin yerine de ederim.
Selam ve sevgilerimle.
hakedene hakettiği dilden konuşacaksın kıvırmadan çevirmeden kibarlık yapmadan neyse o bazen bende küfrederim ne yani haddini bildirmek için 29 harfi de kullanıp her harf için ayrı orjinal küfürler bile üretebilirim
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Hocam espiri anlayışınızla konuları böyle ele almanız etkileyici. Vallahi yazının her satırı okunulası...
Bunun dışında da "ö" harfi bazılarına çok yakışıyor. Bazen söylemekten çekinmemek gerekir... Tabi karşınızda o sözü anlayacak bir insan varsa... heh heh...
Asılsızca konuşanlar için bizde giyotin devrini başlatsak fena olmaz diyorum hani... Dolu dolu yazınızı, tebessüm abidesini kutluyorum... Sevgiler hocam...
:)
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Her şey çok güzel de öğretmenim;
Dünkü haberlerden birinde " Elektronik pasaport çip ihalesinin fransız devlet şirketine verildiği" bildiriliyordu... Ne derece doğrudur bileme ama,şimdi heralde siz bundan da bir öykü çıkartırsınız... Bu arefede böyle bir sözleşmeye imza atanlara ne denilebilir acaba... ?
Saygılarımla..
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
Fikret Yılmaz Çavdar
Yardımcı olabildiysem mutluluk duyarım..
http://haber.mynet.com/stratejik-ihale-fransiz-firmasina-613279-guncel/
sami biberoğulları
Fikret Yılmaz Çavdar
Artık sizin bir mizah dehası olduğunuzdan yüzde yüz eminim...
Bazı konularda da çok iyi paslaşıyoruz...
Kolay gelisin diyorum.
Kesinlikle nefis bir şey çıkacaaktır gene... :)))
sevgili hocam dediğiniz gibi bazen baklayı çıkarmak şart oluyor .
sevgili can yücelide anarak hoş bir anlatım olmuş yine
keyfle gülümseyerek okudum her zamanki gibi
sevgi ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Konu küfür olunca onun üstadı Can Yücel'i anmadan geçmek olur muydu hiç.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve saugılarımla.
Çok manidardı tebessümle okudum üstadım, teşekkürler...
Selam ve saygılarımı bıraktım...
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
Hocam bana göre yazılan üç yol da iyi..
Deliliğe vurmak ;bu yol benim seçtiğim...
Küfür etmek;maça gitmek gerek...
Sarhoş ;eh o da olabilir.. Süper keyifli bir yazı...İŞTE GÜLÜMSEMENİNİ EN İYİ YOLU....
Sevgilerimle...
sami biberoğulları
Siz de benim gibi deliliğe vuruyorsunuz demek ki?
Selam ve saygılarımla.
Hani anlatılır ya halk arsında ...adamın biri çok küfr ediyormuş,mahalleli artık bıkmış usanmış kadıya şikayet etmişler...Kadıda adamı çağırmış nasihat etmiş,sonrada demiş ki:
"Bir daha küfr etme şu kürkümü sana vereceğim"...Adamda çaresiz kabul etmiş...sonrasında kadını kapısı çalınmış içeri bir adam girmiş ve kadıya demiş ki;
"Kadı efendi babam öldü,aldığı ikinci karısı bana düşer mi?"
Adam kadıya, kadı adama bakmış...sonra bizimki devreye girmiş demiş ki;
"Kadı efendi al kürkü geri,geldi küfürün yeri"
Selamlar dost abim yine güzel bir yazı okuduk kaleminden...
sami biberoğulları
Evet bu da vardı verilebilecek örnekler arasında. Aslında daha da var ..Ama meram anlatılabilmiş sanırım.
Selam ve sevgilerimle.
Hani anlatılır ya halk arsında ...adamın biri çok küfr ediyormuş,mahalleli artık bıkmış usanmış kadıya şikayet etmişler...Kadıda adamı çağırmış nasihat etmiş,sonrada demiş ki:
"Bir daha küfr etme şu kürkümü sana vereceğim"...Adamda çaresiz kabul etmiş...sonrasında kadını kapısı çalınmış içeri bir adam girmiş ve kadıya demiş ki;
tebrikler hocam...ben asla küfür etmem vede bilmem...fakat hakkında hayırlısı olsun diye dua ederim....saygılar selam lar güller diyarından.
sami biberoğulları
Seni tekrar sayfamda görmekten sonsuz mutluluk duydum.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
Merhaba hocam, çok haklısınız. Bende küfürü hiç sevmem ama bazen hak edene, anlamayana etmeli yada zorla ettiriyorlar. Yüreğinize sağlık. Saygılarımla...
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
bilinenlerde olsa senin kaleminde başka hava taşıyor....yeterki sen yaz hocam saygılar
sami biberoğulları
Slam ve saygılarımla.