SÖZ ve ÇÖP
Modern zamanlar birçok şeyin pazara düştüğü zamanlar.Satılmadık,paraya dönüştürülmedik bir şey kalmadı adeta.Her şeye bir fiyat biçiliyor.Değeri fiyat konusu yapılmıyacak olan şeyler bile pazara sürülüyor.Fiyat değil değer konusu olan birçok şey mıncıklanarak değersizleştiriliyor ve bir şekilde pazarlık konusu ediliyor.Çok’un kutsandığı ve her şeyin çok üretildiği ve çok tüketildiği tüketim çağındayız.Ve sanki bu durum kaçınılmaz bir gerçeklikmiş gibi kabul ediliyor.Ve bundan kaçmaya çalışanlara burun kıvrılıyor.Oysa çokluk dağılmaktır ve insanın kaybolmasına yol açar.İnsanın ihtiyaçlarını değil de hazlarını ve isteklerini dikkate alarak kurgulanmış bir ortam söz konusu olan.Böyle olunca,insan,istek ve arzularını bilemez,unutur ve karşılayamaz duruma düşüyor.İnsan artık yokluktan değil çokluktan krize giriyor:)))...Günümüz insanın çok ürettiği ve pazara sürdüğü şeylerden biri de"söz"dür.Artık"söz"herhangi bir nesne gibi imal edilmekte ve piyasa konusu haline getirilmekte.İnsanın ağzından çıkan en anlamlı şey söz olmalı değil midir?
Ama bakın toplumun ortak ağzı gibi olan tv’lerden akan sözlere,yine toplumun elinden çıkan ortak sözler olan gazetelerden akan sözlere.Yada "sosyal medya denilen dijital ortamlardan yapılan sözlere:Hyatın kirlenmesine mi yoksa temizlenmesine mi hizmet ediyor?Sözün değil"sayı"nın egemen olduğu her şeyin sayısal verilerle ölçüldüğü ve başarının da ona göre tanımlandığı görülüyor.Çok söz söyleyen,çok konuşan haklı ve başarılı oluyor:)))..İnsanın konuşmasından para kazananlar hergün reklamlarla insanları daha çok konuşmaya çağırıyor.Dolayısıyla sözün değerini cümlenin anlamı değil kurulan cümle sayısı tespit ediyor.Sözün kıymetini sözün mahiyeti değil maliyeti belirliyor."Ağzı olan konuşuyor"deyişi yaşadığımız zamanın insanı için söylenmiştir adeta."Söz senettir","Söz namustur","Söz gümüşse sükut altındır"gibi deyimler "dil müze"sindeki yerini almıştır sanki.İnsanlar bankayla yaptıkları"sözleşmelere"aralarındaki yaptıkları"sözleşme"lerden daha fazla güvenir duruma gelmiş görünüyor.Banka kredilerinin yaygınlaşması bize aslında sözle paranın nasıl değiştiğini gösteriyor.Çünkü borç aslında söze duyulan güvendir.Çok konuşuyor ama söz veremiyoruz.Söz de "kullan at"kültüründen payını alarak ağızdan çıktıktan sonra çöp kutusundaki yerini alıyor.Oysa söz çöp değildir.İşin aslı aslı çok konuşuyor ama birbirimizi dinlemiyoruz.Kadın kocasını,koca karısını,çocuk anne babasını,anne baba çocuğunu,öğrenci öğretmenini,komşu komşusunu...Dinlemiyor.Yani ortalık gürültüden geçilmiyor.Böyle olunca anlaşamıyoruz ve konuşamıyoruz.Ve birbirimizi yoruyoruz.Yoruluyoruz."Konuştukca batıyor" insan.Çünkü insan ne kadar çok konuşursa hakikatin sesini ve sözünü o kadar az duyuyor.Yani konuşan insan sayısı artıkça hakikatle,doğruyla aramız açılıyor.Konuştukça zaman kaybediyor insan.Oysa zaman kaybı insanın kaybıdır.Dinlemek dinlenmektir.Rabbimiz"oku"dedi ilk"konuş"demedi."oku"çağrısı bir anlamda dinlemeye çağrı değil midir?Filozof Diyojene sormuşlar:"Üstadım!Niçin iki kulağımız,ama bir tek ağzımız?"Diyojen;"Az konuşalım ama çok dinliyelim diye"demiş.Yine başka bir bilgeye sormuşlar:"Bir insanın zeki olduğunu nerden anlarsınız?" "Konuşmasından.""Ya hiç konuşmazsa"demişler.Cevap vermiş:"O kadar akıllı insan yoktur ki?":::))))....."Ağzın terazisi" kaçınca sözün kıymeti kalmıyor.Söze itibar ağza itibar,ağza itibar insana itibarı artırır.Kağıt ve kalemin itibarına ne oldu?Okul ve öğrenci sayısı artınca kağıt ve kalemin itibarı arttı mı?"Sen bilirsin"diyen azaldı,"Ben biliyorum" diyen çoğaldı."Söz ağızdan bir kere çıkıyor"değil bin kere çıkıyor ama çıkan söz ne ağza kıymet kazandırıyor ne de "kulaklara küpe"oluyor."Ağzı sıkı" olanlarımız azalırken"Adamda ne çene var"larımız çoğalıyor.Ama kimse de "Lafın belini kıramıyor".Çünkü "Söz dinlenir"olanlarımız azalıyor.Yani "muhabbetin tadı kaçtı" ve ortada kalan "gevezelik" oldu.Denildiği gibi "çocuklara önce dilini tutmayı öğretmek gerekir;konuşmasını nasıl olsa öğrenecekler.Biz ise çocuklara önce konuşmasını öğretiyor,sonra da susturmak için çaba harcıyoruz".
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.