İSTANBULDA BİR GÜN!..
Havada hafiftan bir rüzgar
Av peşinde,yine martılar;
Pike çekip,denize dalıyorlar!..
Dubalara oturmuş,iki genc;
Neşeyle balık tutuyorlar.
Çocuklara bağırıyor,küfrediyor;
İskeledeki çiçekçi kadınlar!..
Demirlemiş kıyıda, bir balıkçı motoru;
Üstünde yatıyor, irice bir kalamar!..
Az önce yanaşan vapurdan;
İnerken tüm yolcular!..
Yolcuların etrfını,sarıyor son hızla çocuklar!
Simit vaaar,
Bilet vaaar,
Jeton vaaar!..
Okunmuş oldukları her hallaerinden belli olan;
Kırışmış günlük gazeteler,minik koltuklarının arasında;
Günlük kazte vaar,
Gırgır var,
Fırt vaaar!..
O tiz sesleri ile çınlatırken etrafı tüm çocuklar;
Bir harala,güreledir,koşturuyor tüm yolcular,
Çatık kaşlar,asık suratlar;
Besbelli;Hepsinin kendine göre dertleri var!
Sanki yetişmeleri gerken bir yerler var
Hızlı adımlarla uzaklaşıyorlar!
Uğultu bitiyor;Bir sonraki vapura kadar.
Köşelere çekiliyor tüm çocuklar
Topladıkları bozukluk paraları saymak için!
Gürültünün bittiğinden,habersiz;
Karanlığın sessizliğini,
hışırtı ve tıkırtılarla bozarak,
Dalgın bir şekilde ,
Yaşlı bir kadın ve adam,
Çöp kutusunu karıştırıyorlar!..
Nihayet az sonra aradıklarını bulmanın sevinciyle,
Bir birlerine gülümseyip,
Hızla gözden kayboluyorlar!..
Ve işte böyle geçerken istanbulda bir gün;
Öykümüzün bu kahramanları; yine gelicek ertesi gün!..
Bu macera burda bitmez;Yaşıyanlar bilir zaten!..