Kışa yalakalık
Felsefenin mevsimi kış seçilebilir. İhtiyaçlarımız ve öncelikler ön plandadır.
Biraz takık gibi, biraz da anne gibi popo üşümesi en büyük dert olabilir.
Battaniyenin ayaklardan kayması...
Artık mutfakta en çok karbonhidrat vardır, kola olmasa da olur. Kış mevsiminin sesi yakından hoş gelir.
En çok kışın ömür üç günlük, gelip geçici, değerli.
Hele ki kışın ülkede büyük depremler, seller ve cinayetler olursa kardeşlik ve kalın sesli dayanışma duyguları kabarır içimizde. Bu hepimizin yükselen mevsimidir.
Eğer eve dönerken otobüste çok kalın montunun yakasından kafanı devirip uyukluyorsan, kış gıdıklanmasına tutulmuşsun. Bazen onu da yaptığı olur, yağmurda ıslandın diyelim. Eve girdin ve üst baş ne varsa değiştirdin, yeni çorapları giymenin nazik sıcağı. Yaz mevsiminde çorabın nazikliği nerede görülmüş.
Bir keresinde çok kirli bir mahalleye bir de kışın bakmıştım. Bakmaya doyamamıştım. Yağmur bazı şeylerin altını çizdiği için bazı şeylerin üstü de örtülmüştü. Kışın huyu böyle, ne seviceksem banane.
Kışın bir de kendime baktım. Sersemliğimden eser yok, kabiliyetli hızlı ve becerikliyim. Hiç düşmüyorum mesela, sence bu başarı değil ama bence başarı. Sabah erken uyanıyorum. , hatta çok uyanığım spor yapıyorum. Düşüncelerimin peşinden koşmuyorum, onlar beni izliyor, rap rap rap.
Şimdi aklıma geldi, kış var. Kışın ben kimlerdenim, neciyim, ben kim miyim, hop sen kimsin sorularına yer bırakmayan bir gökyüzünün altında uyanıyoruz.
Sade, yalın, fıkır fıkır ve cazibeli bir Ben Kimim sorusuna yanıt arar gibi yaşanıyor çünkü. Baktım, herkes öyle yaşıyor. Bakkal kadın var mahallede, o bile geyik yapmıyor gereksiz. Hemen siparişimi hazırlıyor, sıcacık gülümsüyor.
Kış mevsimi hepimizi güzel yaptı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.