15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3386
Okunma
Gösterişli evinin salonundaki sallanan koltuğunda denizi seyretmeye başladı. Denizin üstündeki birkaç martı çığlık çığlığa suya süzülüyor ve tekrar havaya doğru kanat çırpıyorlardı. “ Bir martının bile amacı var bu dünyada yaşamak için. Ya benim… İşte halime bak, sadece aldığım birkaç altın plaktan başka… Bir de eski, sararmış, solmaya yüz tutmuş fotoğraflar ve anılarımdan başka neyim var? “ Diye kendi kendine söylenerek kalktı yerinden. Koskoca evin içinde, kendisi ve hizmetçisi Nazlı’ dan başka kimse yoktu.
Oysa… Bu ev, ne partilere ne güzel ziyafetlere ev sahipliği yapmıştı. Ziyaretçinin eksik olmadığı günler çok gerilerde kalmıştı ne yazık ki !
Soğuk, sevimsiz, pahalı eşyalarla dolu koskoca bir ev, daha doğrusu bir malikane… İçinde yaşayan sahibinin de ondan farkı yoktu artık. Can sıkıntısıyla kendini balkona attı. Boğaz manzaralı evine sahip olmak isteyen insanları düşündü bir an.Çok eskiden kendisinin hayal ettiği gibi hayal ediyor olmalıydılar.
Her günün, diğer günlerden farkı yoktu artık.Bir amacı, kalbini heyecana sürükleyecek yenilik, sevinç, başarıya ulaşma çabası… Hepsi, yavaş yavaş terk etmişlerdi kendini.
Yüzünü buruşturarak içeriye girdi. Canının istediği gibi hareket ederdi bir zamanlar. Yer, zaman mevhumuna aldırmazdı. Başarı, şöhret ve güzelliğinin ona sağladığı avantajlar… Sayısını bile hatırlayamadığı erkeğin yüreğini hoplatmıştı. Onu görebilmek, onunla yüz yüze görüşebilmek için olmadık çareler arayan varlıklı, yakışıklı erkekler…
Salonda asılı sahne kıyafetleri içindeki fotoğrafına gözü ilişti. Sanki capcanlı karşısındaydı. Elindeki mikrofon, üzerindeki sırtı açık, siyah renkli sahne kıyafetini saran düzgün bedeni, yosun yeşili gözleriyle Canan Sevim… Kulaklarında hayranlarının onu pohpohlayan, övgü dolu bağırışları çınladı bir an.O sahnede mutlu ve gururlu… Büyük bir gazino, alkışlar kopuyor bir anda, seyirciler ayakta alkışlıyorlar onu. Dışarıda yükselen bir seyyar satıcının sesiyle kendine geldi.Birden öfkeye kapıldı.
- Nazlııı ! Nerdesin Allahın cezası.
Diye bağırdı.
Ona uzun süredir katlanabilen bir insan olarak, madalyayı hak ediyordu Nazlı. Bazen bağırıp çağırıyor, hatta hakaret ediyor fakat o yine de isyan etmiyordu. Bu durum mecburiyet miydi? Yoksa bağlılık mıydı Nazlı’nın yaptığı, adlandıramıyordu.
- Buyurun Canan Hanım
Diyerek tam karşısında durdu ve beklemeye başladı Nazlı.
- Beni arayan oldu mu bugün?
- Olmadı efendim.
- Menajerim aramadı mı? Allah belasını versin onun da, herkesin de… Git. Yalnız bırak beni. Benim kimseye ihtiyacım yok!
Yalnız kaldığında, biraz önceki hareketinden pişmanlık duydu. Bir an, onun yaşında ve yerinde olmayı arzuladı. Son zamanlarda aynalara ve insanlara küsmüştü. İkisi de ona göre nankördü. Aynalar, her şeyi tüm gerçekliğiyle gösteriyorlardı. Oysa, birazcık iltimas yapsalar ne olurdu sanki.
Yerinden kalktı tekrar. Telefonun yanına gitti. Numaraları tuşladı ve beklemeye başladı. Uzun uzun çaldırdı. Açan olmadı. Başka bir numarayı tuşladı akabinde. Uzun aramaların sonunda, nihayet karşısındaydı çok eski dost diye nitelendirdiği Ayla Suna, şımarık ses tonuyla karşısındaydı…Yapmacık ifadelerle, karşılıklı bir süre konuştuktan sonra telefonu kapattı.
Koltuğa boylu boyunca uzandı. Gözleri tavanda uyuşuk bir şekilde kaldı uzun bir süre. Tekrar Nazlı’ ya seslendi.Banyoyu hazırlamasını söyleyerek biraz daha kaldıktan sonra kalktı.Banyoya girdi ayaklarını sürüyerek.Aynanın önünde soyunmaya başladı. Soyundukça yüz ifadeleri değişti. Karşısında göbeği,midesi kat kat olmuş, yabancı, yaşlı bir kadın vardı. Yüzünün anlamlı ifadeleri yok olmuştu. Gözlerinin etrafı kırışıklıklarla dolmuş, bitkin, güvensiz bir kadın acı acı gülümsemeyle sanki onunla alay edercesine bakıyordu. Bir anda hiddetlendi ve kenarda duran bibloyu boy aynasına fırlattı. Ayna, büyük bir gürültüyle parçalanarak etrafa dağıldı. Öylece bir süre kırıklara baktı. Rahatlamıştı. Bir çeşit, her şeyden, herkesten intikam alıştı onun için.
Jakuzinin içine girdi cam parçalarına aldırmadan. Hıçkırıklarını tutmadan, sınır koymadan ağladı… ağladı…
NERMİN KAÇAR - BOLU - 26.01.2012