- 750 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Suskunluğumu Bozuyorum
Uzun süredir olanlara şaşkınlığımdan susuyor, düşünüyor bir şekilde çözümlemeye çalışıyorum. Yani tam anlamıyla büyük kaba dolduruyorum dolmuyor, küçük kaba dolduruyorum almıyor misali.
Artık den´sizliğin bu kadarıda fazla. Bu milletin, bu ülkenin tarihini, geçmişini bilmeyen her fırsatta bir taraftan dil uzatan satılmışlar, bir taraftan aç susuz yüz binlerce genç insanların (lise çağı öğrencileri dahil.) kanlarını, canlarını vererek mücadele edip kurtardıkları, o onurlu temel üzerine kurulan devleti, sistemi tahrip etme cüreti gösteren yobazlar ve hainlerle doldu taştı ortalık.
Geçmişte olduğu gibi bu günde kendi çıkarları için kullanan sömürü düzeni üzerine kurulmuş güçlerin maşalığını üstlenmiş sözde kendi halkının haklarını savunduğu yutturmacasıyla beslenen bu ülkeye zarar veren sülükler bir yana, Muaviye ve oğlu Yezid´in sırf kendi saltanatları ve çıkarları uğruna Allah (c.c)´ın rehber olarak gönderdiği Ku-an emirlerini, Peygamber ( s.a.s.)´in sünnetini hiçe sayarak müslümanları kılıçtan geçirip katliam yapan binlerce masum kadına kıza tecavüz ederek islam devleti adına dedikleri bu zulmün gerçeği nasıl değişmezse, Bu günde aynı zihniyetle kendi saltanatları ve çıkarları uğruna giriştikleri tahribatların gerçeği de asla değişmez. Din´in gerçek ve doğrularını bilmeden şekilci bir inanış tarzıyla yaşayan toplumun inanç sömürüsünden beslenen bu saltanata son verilmelidir.
Gerçek müslümanlık ve inanç odur ki; Hz.Peygamber (s.a.s) efendimiz son anlarında kendisine ait olan 12 gram altın karşılığı şahsi varlığını hanımına emir buyurup fakirlere verilmesini istemiş, geride hiç bir maddi varlık bırakmadan Hak´kın rahmetine kavuşmuştur.
Örnek ve ibret alınacak başka bir hadise ise; İdareyi eline aldığında saltanat uğruna tahrip edilen hak, hukuk, adalet ve inanç sistemlerini yeniden tesis eden, daha önce kendi refahları için elde ettikleri varlıkları yakın çevresinden geri alarak tekrar hazineye koyan ve onları herkes gibi normal yaşama şartlarına döndürdüğünden zehirleyerek ölümüne sebep oldukları, devletin başında ancak iki buçuk yıl kalabilen Ömer bin Ziyad, hanımına, babasının saltanatı sırasında gasp edilen ganimetlerden bolca kızına vermiş olduğu mücevherler için"Ya bunları hazineye bağışlarsın ya da seni boşamak zorunda kalırım. Çünkü ben, sen ve onlarla aynı evde kalmaktan rahatsızım." demiştir. İnsanlık adına darmadağınık edilen düzeni emevi devletinin başında kaldığı iki buçuk yıl gibi kısa sürede yeniden toparlamıştır bu zat.Acaba "hangi fakirin, hangi insanın hakkını koruyamadım." diye sabahlara kadar ağlayan insandır bu zat.
Ne yazık ki bu gun saltanatı elinde bulunduranlar Kur-an emirlerinin aksine servetlerine servet katarlarken diğer taraftan islam düşmanı ve yer altı yer üstü kaynaklarını hortumlayan güçlerin, huzurunu kaçıran, engel teşkil eden sağlam temellere oturmuş rejimimizi yıpratmak adına bulundukları mevkileri kullanarak düşmanlıklarını açığa vurup ekmeklerine yağ sürmekteler.
Geçmişine yabancılaştırılmış, özünden uzaklaştırılmış ve tarihine pamuk ipliği ile bağlı bir neslin hiç olmazsa bir nebze olsun hatırladığı milli bayramları kaldırma cüreti gösterenlere haddinin bildirilmesi için suskunluğumu bozuyorum. Güçlü bir Türkiye için, Cumhuriyet´in devamlılığı için, onurlu bir Türk vatandaşı olarak yaşamak için, hakiki bir müslüman olarak yaşamak için suskunluğumu bozuyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.