- 790 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
Sensizlikte Yaşlanır Mı?
Sensizlik nasıl yaşlanır sevgilim?
…kaç yelkovan akrebin etrafında döner pervasızca ve kaç kelebek intihar eder ay ışığında, söyler misin? Bilmediğin o kadar çok şey var ki/ şimdi demli bir çay sıcaklığında umutlarım kalıyor ya; korkuyorum, havalar da soğuyor…
(neden ben seni yüreğinden çalmadım ki…)
“sensizliğin bedenime karıştığında daha da çok duyarım acının kalp atışlarını”
Yazık, ne kadar çok “sen” olmayı istemiştim oysa. Yağmurlu günlerde ıslanmak bile çok güzel değil miydi? Günden güne eriyen bir çırpınış bu; paramparça olmaya kalksam, biliyorum farkımda bile olmayacaksın… Ne zor bir bilsen sayfaların çaresizliğinde sana ulaşmak/ her şey ortada değil mi? Öylece duruyorum senden gelecek ufak bir tebessümle sarılıyorum hayata… Seni çok özlüyorum.
(yağmurun pencereme vurması bile değişti; yokluğun yaşamama engel bunu bil…)
Çok severken unutmak yalandır! Neden bu söz, inan bende bilmiyorum… İçimden geldi öylesine/ hani öylesine yaşadığımı hatırlatmak istedim biraz.
(bil ki büyük yalanların kapısına dayandı yüreğim/ her şey karşı bana)
“sensiz olmaz/çünkü ben sensizliğini yaşatamam bu bedende daha fazla…”
Şuna inan sevgilim!
Bir martı kanadından çalmadım özgürlüğü… Hiç düşünmedim bile; özgürlüğüm sana varan yollardaydı. Ürkek bir ceylanın hayatını yaşadım, her an avlanırımın korkusunu. Sen şimdi sanıyor musun ki-bu sevgi bir çırpınış gibi kalacak yeryüzünde…
(inan ki bu beden sensiz azraile bile emanet edilmez…)
Şimdi! Kahrolası yıllarda bulmak var, hayatımın boşluk hecelerini… Tümcesiz cümlelerin anlamsızlığına bırakmak var, eskimiş bedenimin cesaretsizliğini… Kaybolmak var, şeytanın bile bilmediği dipsiz kuyularda… Sensiz ölmek bile ödül biraz daha yaşamak var, bu acının en derin ızdırabını… Sessizce susmak var, onca hakka rağmen…
(her yanımda sensizliğin acısını çekmek var, senliğinin kıymetini bilemediğim için…)
Yaşamak istediğim çok şey var… Kendime yaşatmak istediğim/ sanma ki iyi dilekler bunlar, oysa çoktan sildim cesaretimi bedenimden… Issız bir çölde mecnunun saçının teli bile olamayacak kadar nefret ediyorum, kendimden…
(oysa mecnuna bile acırdım kendimden daha çok…)
Sensizliği bana yaşattıkları için organlarımı bile sevmiyorum… İçimde öylesine çalıştıklarını bilmek sanma ki bana huzur veriyor. Sen yoksan bu bedenin umuduna ihtiyacım yok; dört bir yanım sensizlik yaşatıyorken/ anlamıyorum nasıl bir ömür bu!
(huzur nasıl bir şey ki-onu bulmakta çaresiz kalıyorum…)
…sanma ki sensizlik yaşlanır sevgilim! Mevsimler kapımda/ takvimler güneşi gözlüyor; ay ışığında halen ağlıyor umutlarım… Kıyamet koptu-kopacak, “sensizlik” kapımda nöbet tutuyor… Duyun ey kozmos! Ben sevdiğimden ayrı kaldığım için ölmüyorum…
(bilki sensiz ölmeyeceğim… -“sensiz öldü!", diyemeyecekler…)
( yürek burkulmalarında ki tozlu yazılar–19 )
—Emre onbey
YORUMLAR
(yağmurun pencereme vurması bile değişti; yokluğun yaşamama engel bunu bil…)
BU PARANTEZ İÇİNDEKİLERİ TABLO YAPTIM, ASMAK İÇİN DUVARIMA SEVGİLİ EMRE...
(bilki sensiz ölmeyeceğim… -“sensiz öldü!", diyemeyecekler…) .......VE AŞK'IN DEĞİŞİK VE AŞK'IN EN GÜZEL TANIMLAMALARINDAN BİRİ..
YİNE EMRE ONBEY FARKIYLA..
SEVGİLER ŞAİRİM...
Olgun Ekinci tarafından 1/10/2008 12:38:51 PM zamanında düzenlenmiştir.
"ay ışığında halen ağlıyor umutlarım"
bu cümle çok güzel,çok beğendim yaa...
emre sen sevgilin için yazıyorsun...ben de sevdiğim ama kavuşamadığım için...sevgimiz çok büyük...
ve
emin ol sen aslında sevdiğinden ayrı değilsin...hep içinde kalacağından onsuz da ölemezsin...
güzeldi arkadaşım...çok güzeldi...
sağlıcakla kal emi?
bilki sensiz ölmeyeceğim… -“sensiz öldü!", diyemeyecekler…)
güzel bir final.Azrail dayandı mı kapıya sevgilinin celladı olup onuda yanında götürmek gerek, çünkü cennette bille gidecek olsam şahsen sevgiliyi ararım oralarda onsuz gidemem herhal...
dilimden dökülenler bunlar saygım çok tebriklerim boca...
yüreğine sağlık gül yürekli dost..
Sevmek insanın kendi kendisini aşmasında gizlidir. O zaman karşılık beklemeden sevmenin seyrülseferi tamamlanmış olur. O zaman, diller aşka gelmeden yüreğin volkanıyla parıldayan gözler konuşur. İnsana hayat veren, onu kendi çıkmazından kurtaran, yüce ve asil bir varlık haline getiren düşünüşün yaşama geçirilmiş kompozisyonunu sergilenir. O zaman teslim olmuştur tüm isyankar duygular. İşte o zaman mutmain olmuştur, şehvet ateşinin kor haline getirdiği maşuklar.
(bilki sensiz ölmeyeceğim… -“sensiz öldü!", diyemeyecekler…)
TEBRİKLERİMLE