FACEBOOK ...
FACE (yüz) book(kitap), yani YÜZKİTABI şeklinde tanımlayabilirim.
Sosyal Medya olgusu yaşantımıza bu kadar girmemişken insanlar ZORUNLU ROLLERİ sayesinde KİŞİLİK’lerini sergiler ya da “MIŞ” gibi yaparlardı. Kişi istemese de “annelik, babalık, akrabalık, kardeşlik, erkeklik, kadınlık, evlilik…” gibi ZORUNLU ROLLERİ oynamaya başladıklarında, kendisine MAHALLE BASKISI, ÖRF, GELENEK ve DİN gibi unsurların dikte ettiği ve hemen herkes tarafından kabullenilmiş gözüken “öğrenilmiş çaresizlikler” içerisinde yaşamına devam etmeye çalışırdı.
Sosyal Medya yaşamımıza girdikten sonra ise facebook “bazı” insanların “ZORUNLU ROLLER”ine “MASKELİ ROLLER” ekleyip sanal alemin vermiş olduğu rahatlıkla pervasızca bir yaşam sürmelerine neden oldu. Sanal “sosyalleşme adına”, bazen gerçek arkadaşlıklara, bazen düşmanlıklara, bazen buluşmalara ve bazen de büyük aşk’lara sebep oldu. Bütün bunlar sanal alemde geliştiği için tüm sevinçler ve üzüntüler “mesajlar”, “paylaşımlar” ve “fotoğraflar” ile sınırlı kaldı. Hatta günler aylar boyunca yapılan yazışmalar, verilen sözler, yeminler, gönderilen resim ve videolar birkaç butona basarak silinebildiği için “ENGELLE” tuşu VİCDAN ile yer değiştirdi.
Sosyal Medyayı tüm çıplaklığı ile bilen ve kullanan bir arkadaşım (!) bana “eğer benim eşim facebook kullansa idi onu boşardım” demişti.
ZORUNLU ROLLER’e göre MASKELİ ROLLER bence kişinin gerçek kişiliğini aksettiren bir ruh halidir. Sosyal medyanın verdiği sanal güç ile bir anda ruhsuz, adaletsiz, haksız, insani değer ve duygulardan uzak kısacası OLDUĞU GİBİ GÖZÜKEMEYEN, maskeli rollerine kendini kaptırmış bazı arkadaşlar ve sevgililer (!) istediklerinde BEĞEN’nen , istemediklerinde ENGEL’leyen ya da HESABINI KAPATABİLEN, ŞİKAYET EDEN, KAPATTIRAN bir yaşam benimsemeye başladılar.
Halbuki gerçek hayatta birisini ENGELLEMEK, birlikte yaşadığın çevreden ve insanlardan sırf HESABIMI KAPADIM diyerek uzaklaşmak o kadar kolay olmasa gerek.
Hiç olmamış, yaşanmamış gibi kabul edebilir misiniz? İnsan dediğimiz, canlı, kanlı ve duygu yüklü kompleks yapıyı onca yaşanmışlık sonunda birkaç basit tuşa basarak kendinizi uzaklaştırabilir fakat hayatınızdan atabilir misiniz..?
• Aklınızdan silseniz, fikirleriniz inkar eder…,
• Facebook hesabınızdan silseniz, hiç silinmeyen facebook merkezindeki dijital kayıtlar ve e-mailler inkar eder…,
• Ruhunuzdan silmeye çalışsanız, biz kul’ların fiillerini ve sözlerini ilahi alanda kaydeden melekler inkar eder…,
Eğer YALANCI değilseniz sizde inkar edersiniz…GERÇEKTEN İNKAR EDERMİSİNİZ…?
NOT: ”
YORUMLAR
güncel bir konuyu inandırıcılıkla birleştirerek anlatmışsınız.yazınızı ilgi ile okudum.alınması gereken mesajlar, doğru bir biçim ve içerikle ifade edilmiş.ayrıca bahsettikleriniz, çok doğru durumlar.keşke FACEBOOK'a bu kadar bağlanmasak.onun esiri naline gelmesek keşke.gerçi bu, bir nebze de kendi elimizde.tebrikler.başarılar dilerim...
rasimöz
Önemli bir konuya parmak basmışsınız.
Evet, sanal dünyada gerçek kişilikler ne
yazık ki maskeleniyor. Yalanı yok birazda
ben paylaşım yapma adına katılmıştım ama
paylaşılanlardan kaçma adına dediğiniz
gibi bir tuşla kapattım. Oh be dünya varmış.
Şimdi en azından düşünmeye çalışıyorum...
Selamlarımla...
rasimöz
Yönlendiren doğru demiş gerçekten her gün daha güzel yazılar okuyacağımızın müjdesi olmuş bu yazı..Ve anlattıklarınızdan sanal dünyanın samimiyetsizlikleri çok doğru ifade edilmiş.hiç bir şey yüz yüze konuşmanın yerini tutmuyor tutmaz da..ancak seviyeli ölçülü ferdi ilişkiler boyutuna çok dalmadan çok güzel dost ve arkadaşlar da kazanılabiliyor..Ben hamd olsun bu konuda hep çok şanslı oldum ve çok güzel sanaldan gerçeğe dönüşen dostlarım dostluklarım oldu..Yanılmadım Ve inşallah yanılmam da..selamlar kendinize çok iyi bakın