- 462 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Toplum Ve Halk 12
12-]Bu hediye kabili, temastı sunu hal, bugünkü anlayışımızla belki de, tarihin ilk rüşvetiydi. Ve ‘bana dokunma’ kabili bir baç verme (vergi) veya dostluk ilişkisiydi. Böylece ilk etapta, tarafların birbirine saldırır olması gibi fazladan yorulup; fazladan bir enerji tüketimine girmekten kaçınmış oluyorlardı.
İki birbirine eşdeğer güç ve kurnazlığın, birbirini avlamak için saldırmaları, olası kaygılarının fazladan alarmda olmasıydı. Çünkü o anlarda birbirini avlamak çok gerekli bir hayatiyet değildi. İnsanlık her bir gelişme aşamaları içinde, geldikleri her bir periyodik süreç; komünse aşamanın elinde tuttuğu farklı ve kolaylıkla feda edilebilir her bir farklı ürünler, bir sosyal komün tarafından; diğer sosyal komüne; hediye ya da kurban biçiminde, sunak yerlerinde takdime ediliyor olmalıydı.
Bu hal (hediye verme), takas öncesi bu kabil bir ara yolu, takasa dönüştüreceğin tomurcuklanmasıdır. Bu ara yol etnik komün birlikleri hem birbirine yaklaştırdı, hem de etnik komün birlikleri bir biri ile giriştirdi. Bu ön girişme, temel sağlayışların içinde olan her bir ürünlerin, giderekten birbirine göre takaslarını giriştiren, bir akıl etmenin zorunluluğu olacağı da apaçıktır.
Karşılıklı olacaktan, sunaklara bırakılan hediye ya da kurbanlar, daha sonraki değiş tokuşlar (takaslar); toplumdu yüküm eşici olma yol adımlarının da ön aşamasıydı. Hediye sunak yerleri, yani tapınaklar; iki ayrı komündü sosyal birliklerin, birbirinin kapı eşiğine geldikleri yerlerdi. Birbirinin eşiğinde içeri adım attıkları yerlerdi. Bu günkü anlamda ayrı etnik birliklerin birbirine vize (oluru) verdikleri yerlerdi. Etnik yapılar temasını meşrulaştıran yerlerdi. Henüz ilahlar içine konmamıştı. Ara bir, kutsal yerlerdi.
Bu temaslar girişmesi içinde bir totem aiti kadın, kendisini bu tapınaktı sunak yerlerinde, karşı etnik birimin aitti olan erkeğe adayacaktı. Bu kutsal bir görevdi. Karşı totemi etnik grubun kardeşliği cinsel yolla, olum anıyordu. Bu yol giderekten aynı ata soy totemden olanların birbiriyle meşru olan iç cinsel ilişkilerini, önce kısmen; sonra tümden yasaklayacaktı.
İnsanlık yeni ittifakın içine, kandaş aşıştı, kardeş eşme olan; cinsel birleşmeli bir yolla girilecekti. Unutulmasın ki totem sosyal birlikler dönemi, totem soy ‘kardeşler evliliğinin’ meşru olduğu yapıdır. Sunak yerleri daha sonraki girişmelerle tapınak algısı içinde hızla; sosyo toplumsa anlamının düşünce biçimiyle evrimleşecekti.
İşte bu yüzdendir ki ilk tapınak olacak yer eylemleri, toplum için üretim yapılan eylem alanı olmayıp; amorf toplumsal girişmelerin ittifakı olacak yapılarını şekilleyken; meşruti bir dönüştürücü alandı. Komün yapıların, takasça, üreten bireyi yoktu. Bunun yerine her ihtiyaca yönelen, üreten bir sosyal gücü vardı. İşte bu yüzden tekniğin (aletle üretmenin) kişiyi beceri ile donatıp, birey kıldığı uzmanlık; komünlerin içinde yoktu. Komün güç, bu periyotlarda sosyo kişisel yeteneğin üzerinde işliyordu.
Komün içindeki birey, kişilerin sağlayışına dönük, yönelimler olmasıyla, üretim değerlerini ortaya koydukları zaman; sistem çarkı üretim değerlerinin özelleşmeden yana doğru işledi. Böylece kişisel emek yetenekleri kendisini komün içinde etkilice duyurmağa başladı. Bu dönemler içinde birey eşemeyen (üretim yapamayan) kişiler, belki de artık yavaş yavaş zorluklarla doymaya başlamıştı.
Bu kabil zorlukla doyan çeşitli yaşlı, çocuk, sakat, hasta vs. kişiler; toplum sal ittifaklarla, birey emeği yoğun çalışmalar karşısında; iyice sınıfsal belirmiş gruplardı. Daha sonra da tarihi süreç, mülksüz kılınan, köleleriyle; belki de tarihin ilk sosyal sınıf dayanışmasını gerçek eştirmiştiler.
Sınıf ayrımı ve kişilerin toplumsa üretim içinde aktif rol alamaması; HALKLAŞMA diyeceğimiz oluşma ile bu belirtileri içinde kavranan durumlardan biriydi. Bu durum, kişinin bireyliğiyle; yani bireyin artı değer üretmesi ile bağıntılıdır. Toplum içindeki bireyin artı değer üretir oluşu vardı. Artık değer, hem el konulan bir yansımaydı; hem de üretim içinde rol alamayanların, aile olur bakımını da üslenen bir belirmeydi. Artık değer olgusu iyiden ve çabucak, süreçlerin girişmesini kendisine görev setti.
Üreten birey, bu tür toplumsal yaşanışıyla sadece halka ait olan değer yargılarını üretmiyordu. Aynı zamanda da kişiler, toplumsak yaşamlarına ait, anlama ve çatışmaların değer yargılı ifadelerini de üretiyordular. Örneğin: günümüzde bu değer ifade edici yargılardan kimileri; anamalcı-tüccar, üretim, karaborsacı-vurguncu, köle-ücret gibi değerdi anlam belirtmelerinin kullanılmasına ve eylem alanına dökülmesine dek süreç geldi.
Birey, 24 saatini, yani bir tam gününü ve tüm zamanını; toplumun üretim aşaması içinde geçiremezdi. Bireyin, bir üretim dışı zamanı vardı. Bireyin bu üretim dışı zamanı, halk sal yaşamı ve halka dek olan yaşantı aştırmalarını, ortaya koyduğu bir bağıntılılıktı. Kişi cinselliği, tüm bu alan içinde geçiyordu.
Bireyin üretimler dışı zaman kapsamı içinde 1- Ürettiğini kendince tükettiği zamanıdır. 2- Aile yaşamı içinde; kendisini ve kendi yaşam çevresini kollayıp gözettiği alandır. 3-Evreni kendisi eksenli anlayışça kavrama, yorumlama, dönüştürme ve tüketmesi sürecidir. 4- Bu yaşam kısmen özerk bir yaşam olarak özelleşti. 5-Grup, cemaat, inanç gibi tüketme öznellikleriyle şekillendi. 6-Ortaklaşa yaşam, bu kabil doğum girişmeleri ve toplum eliyle, özel dediğimiz hususileşen yaşantı aşmaları ortaya çıkartmıştı.
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.