- 1148 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
CAM KIRIKLARI
-Emel hadi gel saklambaç oynayalım.
Emel arkadaşlarıyla saklambaç oynamayı çok istiyordu.Hele akşamları saklambaç oynamak çok güzel oluyordu.Karanlıkta saklandı mı Emel’i kimse bulumazdı.Saklambaç oyununda üstüne yoktu.Aslında bütün oyunlarda üstüne yoktu.Keşke gidebilse keşke oyuna katılabilse ama gidemiyordu.Sorumlulukları vardı bırakamazdı.Arkadaşlarına seslendi gelemeyeceğini söyleyecekti.
-Gelemem işim var.
-Neden gelemiyorsun? Bak hepimiz oynuyoruz hadi gel.
-Kardeşime bakmam gerekiyor onu bırakıp gelemem.
Emel daha sekiz yaşındaydı henüz kendisi çocuktu. Ufak tefek bir kızdı zaten. Kardeşi daha bir yaşında bile yoktu. Annesinin mutfakta işi vardı. Gündüz bahçede ve zeytinlikte işleri oluyordu.Ancak işten gelince yemek yapabiliyordu . Kardeşine bakmakta Emel’e kalıyordu.
Kardeşinin sadece önde bir tanecik süt dişi çıkmıştı.Televizyondaki hügo oyundaki hugo gibi tek dişi gözüküyordu gülünce.Çok güzeldi kardeşi sapsarı saçları vardı,tombiş tombiş bir şeydi.Annesi küçük kola şişesine süt koyar biberon emziğini takardı.Emel de kardeşine süt içirirdi.O zamanlar Emel ve ailesinin çok fazla parası yoktu.
-Emel hadi ama Esra’yı bırak ta gel.
-Ya annem kızar işi var. Esra’ya bakmam gerekiyor siz oynayın.
Emelin içi gidiyor du oyun oynasın istiyordu. Kardeşini bıraksa arkadaşlarınla oyun oynasa ne güzel olur du.Bir gitse oyuna hepsini yakalardı hiç ebe olmazdı bundan emindi.
Annesine ’’saklambaç oynamaya gidebilir miyim?’’ diye sordu.Annesi ’hayır benim işim var kardeşine bak’ dedi.Emele de çok kızdı Hangi birine yetişeyim gündüz bahçe ancak akşam yemek yapabiliyorum’’ dedi.Emel kardeşini divana bırakacak annesine de söyleyecek oynamaya gidecekti.Annesi veya abisi baksın biraz diye düşündü.
Evleri bahçe içerisin de müstakil hatta gece konduydu.Evin önünde bir divan bir de ayağı kırılan masa vardı.Eskiden Esmanın çocukluğunda ayakları kırılan yemek masaları olurdu.Masanın üzerinde plastik bir sürahi ve cam su bardağı vardı.
Emel arkadaşlarının ısrarına, oyunun cazibesine dayanamadı.Kardeşini hep sırtında gezdirirdi. Kardeşini masanın üzerine sırtından indirecekti.Sonra masanın üzerinden kardeşini alıp divanın yatıracaktı.Masanın kenarına masaya arkasını döndü.Kardeşini sırtından masaya indirirken, birden bire ne olduğunu anlayamadı.Masanın ayağı çıktı masa devrildi. Kendisi yere düştü kardeşi üzerine düştü.Kardeşi ağlamaya başladı panik oldu.Kardeşinin üste kendisinin altta olmasına sevindi çünkü kardeşine zarar gelmemeliydi.
Emel yere bir baktı yer kıpkırmızı kandı. Kardeşine baktı pek kan yoktu belli belirsiz dudağı kan olmuştu.Masanın üzerindekiler devrilince büyük bir gürültü koptu.Kardeşi ağlamaya başladı.Babası içeride uyuyordu.Sesi duyunca hmen kalkıp dışarıya çıktı, Esra ’yı bir şey oldu korkusuyla kucağına aldı.Ağzındaki kanı gördü ,dudaklarını elinin tersiyle sildi..Ağzını açtı tek süt dişi yoktu çıkmıştı. Çarpmanın etkisiyle dişi düşmüştü ve kardeşi hiç susmuyor ağlıyordu.
Emel yere baktı kendisinden kan damlıyordu. Elinle ağzını sildi eli kıpkırmızı oldu.Dudakları çok acıyordu kan dudaklarından geliyordu. Yerdeki cam kırıklarına baktı.Masanın üzerindeki bardak kırılmıştı. Cam kırıkları dudaklarına batmıştı ağzı cam kırıklarına doluydu.Kan durmuyordu bir türlü.
Babası çok sinirlendi Emel’e bağırıp duruyordu.Zaten babaı çok sinirli bir adamdı .
-Kardeşine neden bakmıyorsun kardeşinin dişi çıkmış.
Emel’e bir tekme attı. Emel zaten ağzı kanıyor diye çok korkmuştu. Bir şeyler söylemeye çalışıyordu ama ağzı kan dolmuş konuşamıyordu.
-Sana diyorum kardeşini nasıl düşürürsün.
Diye bağırıyor babasının gözleri dönmüştü öfkeden.Emel’i durmadan tekmeliyordu Emel küçücük vucudunu kollamaya çalışıyordu.
Babası hem bağırıyor hem de tekme tokat küçücük Emel’e vuruyordu acımadan vuruyordu.Emel’in canı acıyor dudakları acıyordu. Babasına kinleniyordu her darbade öfkesi artıyordu
Emel bir şeyler demeye çalışıyor ağzı kan dolmuş konuşamıyordu. Konuşmaya çalıştıkça ağzından kanlar dışarıya püskürtüyordu.Babası Emel’in ağzını kanlar içinde görünce durdu.Kanı bir türlü durduramıyorlardı. Annesi de Emel’i kurtarmaya çalışmıyordu.Ah anne sen neden seyrediyorsun da ,beni babamın dayaklarından kurtarmıyorsun diye içinden geçirdi.
Babası Emel’in kanayan dudaklarına baktı.Kan dursun diye paketinden birtane birinci sigarasını çıkardı. Babası Birinci markası sigara içiyordu. İçinden tütünleri çıkardı ve Emelin dudaklarına bastı. Emel tütünlerin acısından sıçradı çok canı yanmıştı. Babası hala daha yatışmamıştı. Kardeşi susmuştu ama annesi bağırıp duruyordu.’Neden böyle sürekli beni dövüyorlar, bana bağırıyorlar’ diye Emel hep düşünürdü. ,’Acaba ben evlatlıkmıyım benimannem babam başkasımı inşallah başkasıdır’ dedi.
-Bir işe yaramıyorsun sen nasıl bir çocuksun kardeşine bakmıyorsun.
Annesi avaz avaz bağırıyordu .Annesinin bağırmasından babası hırslanıyordu.Emel’i yine tekmelemeye başladı küçük kız duvarın dibine büzüldü.Komşular cığlıkları duyup hemen Emellerin evine geldiler. Emel’in bağırmasına çaresizliğine amcası yetişti.
Babasının elnden Emel’i kurtardı ağabeğine bağırdı.’’Sen ne yapıyorsun ağabey..Delimisin el kadar çocuğa ne yapıyorsun. Kızın haline baksana her tarafı kan içinde’’ama ağabeyin sakinleşiceği yoktu.
Amca ağabeysinin elinden Emel’ kucağına aldı. ‘’Emel’i hastaneye götüreceğim geliyormusun’’ dedi.
Amcasının Java motoru vardı. Amcası,Emel, babası motora bindiler.Hastane evden 4km uzaklıktaydı.Motorla giderken rüzgar Emel’’in yüzüne vuruyordu acısı biraz geçmiş di. Hastaneye vardıklarında nerdeyse Emel’in hiç canı acımıyordu.
Hastaneye girince hemşire yanlarına geldi.Amcası cam bardağı kırıldı vedudaklarına cam kırıklarını battığını söyledi.Doktor tütünmü bastınız birde deyince amcası kanama dursun diye babasının tütün bastığını söyledi.
Bir kolumdan babası, bir kolumdan amcası ,bacaklarımdan hemşire tuttu.Emel’i zor zapt ediyorlardı.Doktor iğne vurmamış dı nedenini Emel bilmiyordu Emel hala daha da nedenini bilmiyordu.Uyuşturmadan cımbızla tütünleri cam kırıklarını temizledi. Emelin dudaklarının kenarlarına dört dikiş attıldı.
Emel on beş gün boyunca sütten ve sulu çorbadan başka bir şey yiyemedi.Ancak pipetle beslenebiliyordu.Babası ve Annesi Emel’e çok iyi davranıyorlardı .Ne istese yapıyorlardı.Emel her akşam arkadaşlarıyla saklambaç oynuyordu.Emel’in dudakları çok acıyordu.Dudaklarının acısı birgün geçecekti ama kalbindeki acı geçecek miydi?Çocuk kalbi bu hasarı onarabilecek miydi?
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
23.1.2012
YORUMLAR
Can yine harika bir paylaşım .Okurken hayatımızda bilerek veya bilmeyerek yaptığımız hataları düşündüm..
Tebrikler..
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler
ayşe papucu yarım gel dışarıya oynayalım gibi bir şey olmuş sevgili eray
anlatım tarzı genelde bir öykü yada anı gib olsada güzeldi.
tabiki imla hataları beni bağlamaz ben edebiyat ögretmeni değilim.
ama güzeldi ifade tarzın kutlarım
sevgi il ekal.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
efendim yazınız güzel oldu oluyor arasında gidip geliyor bu işler aceleye gelmez ayda bir yazı yaz tam yaz aceleye getirmeniz si,ze eksi puan olur düşüncesindeyim sizde potansiyel var ama bu potasiyelinizi tam anlamıyla sayfaya yansıtamıyosunuz düşüncesindeyim yinede güzeldi yüreğinize sağlık diyorum saygılarımla selamlar
bekir odaci tarafından 1/26/2012 7:37:36 PM zamanında düzenlenmiştir.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
bekir odaci
saygılarımla selamlar
Asla onaramayacak. Bazı izler derin olup, kapanmasıda imkansızdır. Hele bunlar çocuklukta yaşanmışsa dahada zor. Hüzünlü bir hikayeydi. Öyle bir anne babadan büyüyene kadar kimbilir daha neler görmüştür. Allah yardımcısı olsun. Sevgilerimle...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler
Güzel bir yazı beğeniyle okudum kaleminize yüreğinize sağlık tebrik ederim,
Saygı selamlarımla.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Cehalet ve sonrası hüzün. Kutluyorum yazınızı gönülden,
Gün eksilmesin pencerenizden.
saygılar, sevgiler