Hakikat aleyhine hürriyet olamaz. -- salazar
İbrahim ERZURUMLU
İbrahim ERZURUMLU
@ibrahimerzurumlu

OKU OKUDA… OKUT

21 Ocak 2012 Cumartesi
Yorum

OKU OKUDA… OKUT

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1469

Okunma

OKU OKUDA… OKUT

OKU OKUDA… OKUT

Sevgili dostlar,bir önceki yazımda dilimizi koruma ve kollama yollarını yazmıştım.Neden? Diline sahip çıkamayan bir toplum okuma ve yazma fakiri olur.Peki nasıl olur? Gelin bir bakalım nasıl oluyor? Türkiye’de kitap okuma oranı resmi istatistiklere göre % 4’tür. Açıkça ifade edersek Yetmişbeşmilyon nüfuslu ülkemizde ,üçmilyon insan kitap okumaktadır. Bu üçmilyon insan ise sadece aklına geldiğinde kitap okumaktadır. Düzenli kitap okuma oranı da onbinde birdir. Rakamlaştırırsak sadece ve sadece yedibinbeşyüz kişi .Çok küçük bir ilçe nufüsu kadar bir oran. Bu halimiz ne kadar acıtıcı ve karamsar bir tablo meydana getiriyor değil mi?.Ağlanacak haldeyiz. Kitap okuma oranımıza karşılık başka rakamlarla istatistiki bilgileri vermeye çalışayım:

% 4 oranında dergi,

% 22 oranında gazete okunurken;

% 24 oranında radyo dinlenmekte.

% 95 oranında ise Televizyon İzlenmektedir.


Bu kadar yüksek oranda Televizyon izleyen bir toplumu meydana getiren aileler ve onların çocukları hangi içtimai,ahlaki ve insani eğitimden geçer. Mümkün olması ihtimal dışıdır,çünkü eşlerin birbirlerine ve çocuklarına ayıracak vakitleri yoktur… Örnek verecek olursak; üç odalı bir evin her odasında birer tane televizyon ve bilgisayar varsa ve bu ekranların karşısında ortalama dört saat geçiriyorsak sonuç ortadadır. Beraber yemek yiyenler şanslı olmakla beraber, günün yirmidört saatinde birbirleriyle sohbet etme imkanı bulamayan aileler belli bir müddet sonra çatırdamaya başlıyor.Toplumsal infialler,aile içi kavgalar,ölümler çoğalır. Cehaletin meydana getirdiği bu bin bir türlü cinayetleri oturup ruhsuzca seyretmeye başlarız.

Halbu ki,okumak insanı ruh ve beyin olarak geliştir. İnsanlara bakış açısı,çevreye bakış açısı normale döner.Hayata daha gülen gözlerle bakar. Sevecen yaklaşımı sayesinde pozitif enerji yayar etrafına… bu yaşam biçimi kişinin düşüncesini ve gönlünü açar. Okuyan düşünür, düşündüğünü ifade eder. İfadeleri çevresine ışık saçar,insanlar arasında her haliyle seçilir.

Okumayan kişiler iki kelimeyi bir araya getirmekten acizdirler, konuşacak kelime bulamazlar. Bu durum, sonuç olarak kahvehaneleri ve onları dolduran oyun oynamaktan ve dedikodu yapmaktan başka amacı olmayan milyonları meydana getirir. Üçüncü dünya ülkelerini aratmayan sayıda oyun kahvehanesi bulunan ülkemizin durumu bu manada hiçte iyi değildir. Buna birde son zamanlara damgasını vuran internet kahvelerini de eklersek yandı gülüm keten helva…Aileler, gençler, öğrenciler, öğretmenler, esnaf, idareciler, memurlar, emekliler, diyanet görevlileri, anneler, babalar hülasa toplum olarak kitap okumuyoruz,okutmuyoruz. Herkes iyi bilir ki, kitap okuma alışkanlığı görülerek kazanılmaktadır. Kitap okunan ailelerde yetişen çocuklar kitap okuyarak ömür geçiriyorlar. Kitaplar tartışmasız birer dost ve öğreticidirler. Büyükler olarak bizler, Televizyona, gençler ve çocuklar internet ve cep telefonuna vakit ayırmaktadırlar. Çocukların ve gençlerin eğitimi de doğal olarak bahse konu araçlara kalmaktadır. Bu sanal alem, kendi içinde bir dünya oluşturmuş durumdadır. Ne idiğü belli olmayan,semboller ve kısaltmalarla yapacaklarını daha kısa sürede daha fazla sayfada görüntü sağlama adına heder olup gidilmektedir. Aileler parçalanmakta,ortak yaşam kavramı her geçen gün kaybolmaktadır. . Aile bireyleri aile içi iletişimden yoksun ve kitap fakiri olarak yetiştikleri için öz kültürlerine yabancıdırlar.Rahatlık ve bencillik almış başını yürümüştür.

Lakin, kitaplar öyle mi? Onlar bizlere; zariflik, medeni ilişki, anlayış, bilgi, beceri, düşünme, paylaşma, kültür, ilke v.s bir çok meziyet kazandırır. Toplum olarak, öze dönmeli; Kur’an, hadis, kıssa,siyer ve diğer kitapları bi hakkın okumalıyız. Aileler olarak bir arada yemek yemeli,sohbet etmeliyiz. Komşuluğu geliştirmeli, davet ve paylaşım kültürümüzü devam ettirmeliyiz. Bizlere ait hasletlerimizi, değerlerimizi canlı ve dinamik tutmalıyız. Dolayısıyla toplumumuzu oluşturan aile kurumumuzu sonuna kadar müdafaa ve muhafaza etmeliyiz.

Yoksa…


Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Oku okuda… okut Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Oku okuda… okut yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
OKU OKUDA… OKUT yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Fuat Türker
Fuat Türker, @fuatturker
12.2.2012 09:19:27
Okumayan bir toplum olsak da, hemen herkesin hemen her konuda söyleyecek şeyi olması çok ilginç.
Oysa okuyacak ne çok şey var. Başta Kitabımız, tüm Kainatın kitabı, kendi bedenimiz.
Okuduğu her kitapla böbürlenir insan, ama çevresindeki mucizeleri okudukça aczini görür, boyun eğer.
Değerli bilgiler için teşekkürler...
SEVİLAY DİLBER
SEVİLAY DİLBER, @sevilaydilber
22.1.2012 00:01:47
Lakin, kitaplar öyle mi? Onlar bizlere; zariflik, medeni ilişki, anlayış, bilgi, beceri, düşünme, paylaşma, kültür, ilke v.s bir çok meziyet kazandırır. Toplum olarak, öze dönmeli; Kur’an, hadis, kıssa,siyer ve diğer kitapları bi hakkın okumalıyız. Aileler olarak bir arada yemek yemeli,sohbet etmeliyiz. Komşuluğu geliştirmeli, davet ve paylaşım kültürümüzü devam ettirmeliyiz. Bizlere ait hasletlerimizi, değerlerimizi canlı ve dinamik tutmalıyız. Dolayısıyla toplumumuzu oluşturan aile kurumumuzu sonuna kadar müdafaa ve muhafaza etmeliyiz.

Yoksa…
biz sadece konuşan bir toplumuz
okumak kimsenin işine gelmiyor..
halbu ki bilmezler ne cevherler yatar o kitapların sayfa aralarında..
tebrikler çok güzel bir konuyu yazdığınız için..
selamlar.
-IspartaGülü-
-IspartaGülü-, @-ispartagulu-
21.1.2012 23:53:20
selam yazınızı tebrik ederim......ben ilkokul mezunuyum ama binlerce kitap okudum.ve beş bine yakın kitabım vardır.kasabama kütüphane yaptım...her gün en az bir kitap okurum...yani o kadar kitaba yabancı olmayan insanlarız ve bizim insanlarımızda istatik ler ne olursa olsun okumaya daim önem vermişlerdir...gül diyarın dan selam lar
Kemnur
Kemnur, @kemnur
21.1.2012 16:53:44
önemli bir konuda çok yararlı bir incelemeydi...tebriklerimle değerli dostum... ben onbinde bir grubuna girdiğim için, bu oranı yükseltecek kazanımlara vesile olur inşallah...SAYGIYLA
sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
21.1.2012 14:12:07
Sevili kardeşim.

Yapılan bir başka araştırma da bzde kitap okuma oranının o kadar da düşük olmadığını göstermektedir. Peki neden farklı araştırmalar farklı sonuçlar vermektedir? Şundan: Bizde kitap okuma oranı ile ilgili olarak yapılan araştırmalar hep satılan kitap sayısına göre yapılmaktadır da ondan. Oysa satılan her hkitap elden ele dolaşmakta ve bir kişi tarafından satın alınan bir kitap en az on kişi tarafından okunmaktadır. n bariz örneğini kendimden vereyim. Son okuduğum kitap olan İskender Pala'nın Şah%Sultan'ını bir öğrencimden alarak okudum.

Ama yine de kitap okuma konusunda iyi miyiz? Hayır. İyi değiliz ama çok da kötü değiliz aslında. Okuyan bir nesil de var çok şükür. Bunun daha da artması dileklerimle

Selam ve sevgiler.
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
21.1.2012 12:36:21
evet yoksa
öyle bir nesil yetişiyor işte
çok güzel konuydu güzel anlatımdı
saygılarımla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.