ADI UMUD
ADI UMUD
….Gencecikti, acımasız hayatın dişlileri arasında ödemişti bedelini yeterince umutlarının, adı umuttu, adı üzerine kurulu bir dünyası vardı mutlaka, feodal baskılarından arınmamış katı geleneklerin bir efradıydı…umutlarını belki de her gün gezdiği pazarlarda sattığı maddelerde gizlemişti bir an için,….doğudan geldiği megakentin; üzerine saldığı hüsranlarını...adına çevirmek istemişti beklid, felekten bir gün ısmarlamakla,... alıkoyamamıştı içindeki çocuğun bastırılmış duygularından kendini,.. şeytana uymuştu belki de, umutlarını nerede noktalayacağını hiç bilmiyormuşçasına…. Mahalleden arkadaşının aklına uymuştu belki de kim bilir, gün bu gün diyip umuda yolculuk adına aldılar yanlarına birer manitalarını, ver elini umutlarının yıkılacağı uçsuz bucaksız sahil şeridi … ,kolla kendini biz geliyoruz demekten kendilerini alamamışlardı, dört kafa dengi, dört can, dört dünya , ama tek umut, tek erek belki de, denizin serin sularını ıslak dudaklarına değdirmek istemediler nedense, soluğu, tabiat ananın kucağında rüzgara meydan okuyan bol ağaçlı mahallesinde almışlardı, eğlenmiş, bir nebze de olsa içlerindeki çocuğun susturamadıkları, bastırılmamış duygularını haykıran sesini biraz da olsa kırmışlardı kim bilir, hava kararmaya başlamış gündüz geceye gebe kalmıştı, ay ışığı sarmalamıştı umutlarını …eğleniyorlardı,... gece sefası diyip mangal ziyafeti sunmuşlardı umutlarına… hiçbir şeyden bi -haber, artık gitmeleri gerekiyordu, kiminin evinde yolunu bekleyen çocuğu, kiminin yaşlı anne ve babaları merak duygularını kıyısına geldikleri umutlarının ucuna bağlamışlardı, …… dur ….. yoksa ateş ederim… …….dünyaları umutlarıyla birlikte yerle bir olmuştu sanki, bedenlerini saran ay ışı karanlığa terk etmişti ….. neye uğradıklarını anlayama çalışırken, umut avcılarının tuzağına kurban gittiklerini dört duvar arasına girdiklerinde öğrenmişlerdi, adı umuttu, umudunu babasının yaşlı bedeninde yankılanmasıyla bulabilecekti belki de, ….. yaşlı baba ben beyaz saçları hayatın tüm hatlarını taşıyordu yüzündeki ifadelerinde, yaşlı ve yorgundu, çaresiz ve umutsuzdu, yere yığılmamak için bütün enerjisini kullanmak zorundaydı…. Yola çıkmış göz yaşlarını sinesine akıtıyordu sanki … endişesi yüreğinde saklıydı
….. macerasına nokta koyan yuvarlak kelepçe geçirilmişti nasırlı ellerine, adaleti arıyordu artık umutlarının ötesinde,
Hakim: yaz kızım; …….. tutuklanmalarına……. Dediğinde isyanlarını saklayamamış artık haykırıyordu… ben suçsuzum diye, ama nasıl suçsuz olduğu yüreğinin derinliklerinde, töre duygularının ağırlığı altında kalmıştı, biz oraya felekten ısmarladığımız günü ,umutlarımıza meze yapmaya geldik diyemiyorlardı, özgürlüklerini, umutlarını “geçici olarak ? servis dışı “ sisteme teslim etmek pahasına da olsa…..
Baba: yorgun bedeniyle geç kalmıştı umudunun çaresiz bekleyişine… yetişememişti, şaşkındı, bir ışık kapısı bulması umudunu taşıyordu yorgun yüreğinde belki de, savcı beyle görüşürsem belki oğlumu serbest bırakır umudunu yüklemişti yüreğine…..
Savcı bey yoktu makamında, kapısında beklemekten başka çaresi elbette kalmamıştı, yaşlı gözler ve yorgun yüreği ile beklemeye başlamıştı ki, topuk sesi yansımıştı betondan kulaklarına, kaldırdı başını biraz çekingen ve utangaç bir haliyle
…. Tıklamıştı kapıyı,
Savcı Bey; sert bir ifade ile, ne var! Ne istiyorsun ! ?
Beyaz saçlı adam: efendim diyecekti ki,
Savcı bey: nasıl girdin sen bu odaya bakim; yok mu kapıda nöbetçi? diye sert bir şekilde terlemişti beyaz saçları kararmış yüreği ile birlikte küle dönüvermişti adeta…. Devam ederek savcı bey…. Hadi haid çık ….. çık….. demişti, derdini dinlemeden,
…Yaşlı baba, umudun umutlarına banıştı sanki duygularını, çaresiz dışarı çıktığında, artık göz yaşlarını kabullenemiyordu yorgun yüreği, yanaklarını sıvazlarcasına yere sel olmaya başlamıştı sanki……
Kendi umutlarını, umudunun umuduna sarmış belki bir başka bahara demişti…..
…….
KOÇAK
26.11.2007 0.30
YORUMLAR
hikaye değil bizimde bizzat şahit olduğumuz hayatın gerçek kesitlerinden bir tanesi elinize sağlık..
üzülmemek elde değil.ben bizzat şahit oluyorum bu olaylara.
ye kürküm ye hikayesi gibi.nereye baş vursanız dış görüşünüz ön planda oluyor.yanıt tokat gibi yüzünüze vuruyor...karışmalı seyirci kalınmamalı ki o kişi bir daha düşünsün bu tür davranışları yaptığı zaman...teşekkürler...