HADDİNİ BİLMEZ "ATATÜRK" DÜŞMANLARI...
Atatürkçülüğün ilk maddesi, KESİNLİKLE BUGÜNKÜ İKTİDARA KARŞI OLMAKMIŞ...
Kafasına uygun bir "Atatürkçülük"... icat ettiği yetmiyormuş gibi, bir de ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCENİN İLK MADDESİNİ YAZMIŞ… N e ilk maddesi? On, onbeş maddesini...
"ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE" nedir, onu bir öğrenin.
KENDİ KENDİNİZE MADDELER HALİNDE BİR ATATÜRKÇÜLÜK ZIRVALAMASI YAZMIŞSINIZ, SONRA BAŞLAMIŞSINIZ BU ATATÜRKÇÜLÜK “TU KAKADIR” DİYE TENKİTE...Kendin çal, kendin oyna hesabı…
Sizin zırvalıklarınızı çekmek zorunda mıyız biz, yahu?
Atatürkçü Düşünce hakkıda BİLGİSİ OLMADAN FİKRİ OLANLAR SİZİN GİBİ MAKSATLARINI KAYGISIZCA AŞIYORLAR; BİR DE BİZ ATATÜRK’Ü SEVERİZ DE,Yok şöyleymiş de, tok böyleymiş de, DİYEREK KIVIRDIKÇA KIVIRIYORLAR.
TABİİ DOĞRUDAN ATATÜRK’E DİL UZATMAYA YÜREĞİNİZ YETMEYİNCE ONUN DÜŞÜNCE SİSTEMİNE YÜKLENMEK GEREKİYOR, DEĞİL Mİ...
ATATÜRK VE ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DÜŞMANLARI, BİRAZ HADDİNİZİ BİLİN!....
*
DERS 1: Atatürkçü düşünce (Kemalizm) nedir? Bu DERS BENDEN SİZE BEDAVAYA... Okuyun!
Kemalizmin altı ilkeden ibaret, duragan bir ideoloji olduğunu iddia eden politikacıların aklının bir türlü alamadığı şey, Kemalizm’in bu altı ilkeden değil, sadece bir kuramdan oluşan bir DÜŞÜNCE SİSTEMİ oluşudur. O kuram, “AKILCILIK VE BİLİMCİLİK”dir. O altı ilke, bu kuramın ışığında uygulanır…
Bu kuramın ışığında İNKILAPÇILIK ilkesi, bazılarının ifade ettikleri ve uygulamaya çalıştıkları gibi ideolojik bir devrimciliği ifade etmez.
Peki, neyi ifade eder diyorsanız söyleyeyim: doğruyu ifade eder.
İki nokta arasındaki çızığa doğru denir.
Bir ucundaki noktaya liberalizm, diğer ucundaki noktaya kominizm denilen doğruya KEMALİZM denir.
Kemalizm, ne liberalist ideolojilere, ne de sosyalist ideolojilere daha yakın bir ideoloji değildir. Her ideolojiye eşit mesafede duran, kendine münhasır bir DÜŞÜNCE SİSTEMİDİR. Sağındaki yada solundaki, diğer ideolojilerden, o ideolojilerin işine gelen her şeyinden yararlanır, onları kullanır ve böyle böyle kendini sürekli yeniler ve ileri taşır. İşte buna İNKILAPÇILIK denir…
“AKILCILIK VE BİLİMCİLİK” kuramının ışığında, DEVLETÇİLİK ilkesi, devletin her şeye hâkimiyetini ifade etmez. DEVLETÇİLİK ilkesi, özel ve tüzel kişilerin, devletin kalkındırılmasındaki sorumluluklarını ifade eder. Bu vatan için herkes üzerine düşeni yapmalıdır.
“AKILCILIK VE BİLİMCİLİK” kuramının ışığında, HALKÇILIK ilkesi de demokrasiyi değil; devletin, vatandaşlarının yaşamlarını iyileştirmekteki sorumluluklarını ifade eder.
“AKILCILIK VE BİLİMCİLİK” kuramının ışığında, MİLLİYETÇİLİK ilkesi ırkçılığa değil, ortak kültürel yapılanmalara dayandırılır.
“AKILCILIK VE BİLİMCİLİK” kuramının ışığında, LAİKLİK ilkesi, uhrevi inançların, inanç sahipleri ya da devlet otoritesi tarafından, diğer insanlar üzerinde baskı aracı olarak kullanılmasını önlemek için düzenlenmiş kuralları düzenler.
Ve “AKILCILIK VE BİLİMCİLİK” kuramının ışığında, CUMHURİYETÇİLİK ilkesi, devletin resmi ideolojisini belirler. Devletin resmi ideolojisinin uygulanma biçimi ise KEMALİZM’dir…
*
Bakın Ulu Atatürk bu konularda neler söylemiş:
“Ne benim düşüncelerimi benimseyenler ‘Kemalist’, ne başardığımız devrimler ‘Kemalist Devrim’, ne de benim düşüncelerim ‘Kemalizm’ veya ‘Kemalist İdeoloji’ adı altında doktrinleştirilebilir.”
“Biz bir savaş kazandık, savaş alanlarında kazandığımız zaferi yaptığımız devrimlerle taçlandırdık. Daha da yapacağımız çok şey var. Ancak kazandıklarımızın ve yaptıklarımızın tümü Türk Ulusu’na aittir. Her şeyi onun zeka ve maharetine ve çalışkanlığına güvenerek yaptık, doğrusu budur.”
“Ben arkamda dondurulmuş, kalıplaşmış, değişmez doktrinler bırakmıyorum. Aksine yaptığımız ve yapacağımız doktrinlerin tümü gelişmeye ve yenileşmeye açıktır. Şayet yaptıklarımız için ‘Kemalist Devrim’ sizlere de ‘Kemalist’ denirse, benim, ulusumuzun yücelmesi ve yükselmesi için savunduğum düşüncelerim ‘Kemalizm’ adı altında doktrin olarak sunulursa, ulus bundan çok zarar görür.”
“Benim düşüncelerim hiç bir zaman kalıplaştırılamaz. Çünkü ben ulusuma medeniyeti ve onu yakalayabilmesinin yollarını gösteriyorum. Medeniyet de düne bakmakla veya günü yakalamakla elde edilemez. Medeniyet bilimin yolundan geçer. Öyleyse medeni ulusların ne doktrinlere ne de kalıplaşmış yaptırımlara ihtiyacı vardır. Benim söylediklerim ve bizim yaptıklarımız ulusumuzun medeni uluslar arasındaki yerini alması içindir. Gerçekçi, akıllı, mantıklı düşünmeyen ulusların medeni alem içinde hem yerleri hem de şansları yoktur. Medeni toplum olma şansları ise hiç yoktur.”
BİZİM YOLUMUZ AKLIN VE BİLİMİN YOLUDUR...
Atatürk; ideolojileri reddettiği gibi, O’nun sağa veya sola çekilmesi de doğru değildir.
*
(DEĞERLİ YAZARIMIZ FUAT TÜRKER’İN KONUYA İLİŞKİN YORUMUNU BURAYA EKLEMEDEN EDEMEDİM. KENDİSİNİ KUTLUYORUM.)
Atatürk’ü yobaz zihniyet sevmez. Ancak yobaz zaten kimseyi sevmez. Sevgiye, güzelliğe düşman, her an kavgaya hazır, nefret ve öfke doludur. Kafası karmakarışık, görüşü pusludur.
Atatürk’ün İslamiyet’e bakış açısını kendisinden okuyalım:
’Milletimiz din gibi kuvvetli bir fazilete sahiptir. Bu fazileti hiçbir kuvvet, milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz."
’Türkler İslam oldukları halde, bozulmaya, yoksulluğa, gerilemeye maruz kaldılar; geçmişin batıl alışkanlık ve inançlarıyla İslamiyet’i karıştırdıkları ve bu suretle gerçek İslamiyet’ten uzaklaştıkları için, kendilerini düşmanlarının esiri yaptılar. Gerçek İslam’ın çok yüce, çok kıymetli gerçeklerini olduğu gibi almamakta inatçı bulundular. İşte gerilememizin belli başlı sebeplerini bu nokta teşkil ediyor."
Gerçek İslam’ın, yani hurafeleri, batıl inançları içinde barındırmayan, ’akla, fenne, ilme uygun" ve dinin özü olan Kuran’ın halka anlatılmasını amaçlıyordu.
"Türk Kuran’ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu Kitap’ta neler olduğunu Türk anlasın."
"Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa halkın menfaatine uygundur; biliniz ki o bizim dinimize de uygundur. Bir şey akıl ve mantığa, milletin menfaatine, İslam’ın menfaatine uygunsa kimseye sormayın. O şey dinidir. Eğer bizim dinimiz aklın mantığın uyduğu bir din olmasaydı mükemmel olmazdı, son din olmazdı."
"Her fert din ve diyanetini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası mekteptir. Fakat nasıl ki her hususta yüksek mektep ve ihtisas sahipleri yetiştirmek lazımsa, dinimizin hakikatini tetkik, tetebbu ilmi ve fenni kudretine sahip olacak güzide ve hakiki ulema yetiştirecek yüksek müesseselere sahip olmalıyız "
Çanakkale Savaşı sırasında:
"Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir fütur (yılgınlık) bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kuran’ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler, kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren, şaşılacak ve övülecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebesi’ni kazandıran bu yüksek ruhtur."
TBMM Açılış Bildirisi:
1. Allah’ın yardımıyla 23 Nisan Cuma günü, Cuma namazından sonra Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır.
2. Vatanın bağımsızlığı, yüksek halifelik ve saltanat makamının kurtarılması gibi çok önemli vazifeleri olan Meclisin açılış gününü, Cumaya tesadüf ettirmekten maksat, o günün kutsallığından faydalanmak ve açılmadan önce sayın milletvekilleriyle Hacı Bayram Camii’nde Cuma namazı kılmak, Kuran ve namazın nurlarından faydalanmaktır. Namazdan sonra Peygamberimiz (sav)’in sakalı ve sancağı el üstünde olduğu halde Meclis binasına gidilecektir. Camiden buraya kadar olan merasim için Kolordu Komutanlığı’nca özel olarak askeri tertibat alınacaktır.
3. O günün kutsallığını güçlendirmek için bugünden başlayarak valiliklerde, vali beyefendinin düzenlemesiyle hatim indirilecek, muhayiri şerif okunacaktır. Hatmin son kısımları Cuma namazından sonra Meclis binası önünde tamamlanacaktır.
4. Kutsal ve yaralı vatanımızın her köşesinde aynı biçimde bugünden başlanarak muhari ve hatm-i şerif okutularak Cuma günü ezandan önce selavat verilecek ve hutbede halife padişahımızın adı söylenirken, padişahımızın ve topraklarımızın bir an önce kurtuluşu ve mutluluğa erişmesi için dua edilecektir. Cuma namazı kılındıktan sonra hatim duası yapılarak yüce halifelik ve saltanat makamının ve bütün yurdun kurtulması uğrundaki milli çalışmaların kutsallığı ve milletin her bireyinin kendi temsilcilerinden oluşan Büyük Millet Meclisi’nin vereceği vatan görevlerini yerine getirmesine ilişkin vaazlar verilecektir. Sonunda halife ve padişahımızın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu, mutluluğu ve bağımsızlığı için dua edilecektir.
Bu dini ve vatani törenin arkasından camilerden çıkıldıktan sonra bütün yurtta hükümet konaklarına gelinerek Meclisin açılmasından dolayı kutlama yapılacaktır. Her tarafta Cuma namazından önce Mevlid-i Şerif okunacaktır.
5. Yüce Allah’tan tam başarı dileriz."
*
YORUMLAR
Sayın Hocam,
Ulu Atam ,o nun devrimleri, reformları, kişiliği, milletime hizmetleri ile ilgili epey konferans, ders ve toplantı yaptım. Bir güruh var ki , ne yaparsan yap, onu anlayamayacak kadar yorum kabiliyetini yitirmiş.,ot olmuş. Bunların arasında ,okumuş cahiller de var. Hiç bir anlatım, hiç bir örnek .hatta gerçek onlara Atatürk'ümü anlatamaz. .Onlar kendilerini dindar sayarlar da, ,iftiralardan, aptalca uydurmalardan geri durmazlar.Dinimizi asla bilmeyen, dindar geçinenler , 57nci Piyade Alayını ölüme koşturarak , bu gün minarelerde susmayacak ezanı , bile onun okuttuğunu anlayamazlar. Bir Hasan Tahsin gibi ,aslan yürekli, Yb. Ali Çetinkaya gibi onurlu , Antalyada, İtalyanlara ilk kurşunu sıkabilecek kadar yürekli,rahmetli Dedem, Bahri Hamitovalıoğlu gibi vatanseverler, belki onu bir nebze anlayabilenlerdir. Hala, ilk okulda cebir, Ostragotlar-vizigotlar, ortaokulda,
eğrelti otunun üremesini , lisede tanjant-kotanjant okutarak,sanattan ,müzikten şiirden , okumaktan ,yorum yapmaktan uzak tutulan, iyi ile kötüyü, güzel ,ile çirkini ayırt edemeyen nesiller yetiştiren sisteme ne demeli. Bu zavallıların taktir veya eleştiri özellikleri yok ki, Ata'mı anlayabilsinler. Yunan Ordularının , geçtikleri her köy ve kasabada tecavüz edilmemiş kadın,kız bırakmadığını bunlar bilmiyorlar mıydı ? Öyleyse neden Damat Ferit gibi düşünmeye devam ediyorlar.? İnsan bildiklerini bilmemek, duyduklarını duymamak istiyor Hocam.
Çok güzel bir yazıydı. İçimi acıttınız. SAYGILARIMLA.
Kemnur
"Az zamanda çok büyük işler yaptık Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan, Türkiye Cumhuriyetidir"
Lütfen, onu "Muz Cumhuriyetine" çevirmeye çalışmayalım...
Biliyorsunuzdur ama çok sevdiim için bir de şu hikayeyi eklemek istiyorum.
İngiliz Kralı VIII. Edward İstanbul’a Atatürk’ü ziyarete geldiği zaman Atatürk
- Bana İngiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur onu bilen birisini yahut bir aşçı bulun demiş. Sonunda İngiliz sofra merasimini bilen bir kişiden öğrenerek sofrayı o şekilde düzene koydurtmuş... Akşam Kral sofraya oturunca kendisini kral sarayında zannederek memnun olumuş ve Atatürk’e dönerek:
"Sizi tebrik eder ve size teşekkür ederim. Kendimi İngiltere’de zannettim" diyerek memnuniyetini bildirmiş.
Sofraya hep Türk garsonlar hizmet ediyorken içlerinden birini salona girdiğinde heyecanlanıp yere kapaklanmış ve elindeki tabaklar etrafa yayılmış. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesilince, Atatürk Kral’a eğilerek:
"Bu millete her şeyi öğrettim,, fakat uşaklığı öğretemedim" demiş. Sonra garsona dönerek, “görevine devam et” emrini vermiş. Bütün yabancı erkan ATATÜRK'ün soğukkanlılığına ve zekasına hayran kalmış.
O mililetine uşaklığı öğretemedi ama şimdinin liderleri bunu iyi biliyor.
Billur T. Phelps tarafından 1/21/2012 8:39:34 PM zamanında düzenlenmiştir.
Kemnur
Sarışınım Mavi gözlüm düzeyinden kurtulamayan zihniyetlerin elinde herşey gibi Atatürk de ideolojik, siyasi malzeme yapıldı.Ne yazık ki kendisine Atatürkçü diyenlere baktığımızda genellikle, darbecileri, cuntacıları, kalıplaşmış doktirin savunucularını, ilerlemeye değil gerilemeye tekabul edenleri, İhtilal yöneticilerini, ergenekon zanlılarını, Milli şef döneminde yaratılan komunizm kırması ideolojilerin peşinden koşanları görür olduk daha çok. Aslında ilerlemeye tekabul eder, durağanlık değil diyenlerin bile onu anlamaktan çok uzak olduğu aşikar."Çağdaş uygarlık düzeyi" tanımı bile salt yazıda bahsi geçen maddeleri çöpe atmaya yeterli oysa.Çağdaş uygarlık düzeyi hedefi koyan, o maddelerin birtanesini bile dogma yapmazdı. Onlar Atatürk ya da Atatürkçülüğün değil daha çok CHP nin ideolojisine tekabul eden kısımlardır.Ne acıdır ki 1940 ların anlayışının ötesine de taşınamamıştır CHP tarafından.
Kemnur
O...
Önderlik yaparken boş bir sıfır için yapmadı.
O...
Bu topraklarda yaşayanlara boş konuşmadı
O...
Vatanını satmadı usanmadan savaştı
O...
Mermisi gibi hem özgürlük hem ulus için cenk etti
O...
Peşkeş çekmedi Selanikte doğdu içimizde büyüdü
O...
Asla ne dini ne milliyeti tasvio etmedi
O...
Kurarken meclisi kuran ıda vatanında atmadı
O...
Zekiydi Nutkunu yaptı..
O....
bizi uyardı...
ilkez beni favori yapmanı istiyorum aşağıdaki sözleri insanlar okuması için ....
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi...HERŞEY BURADA VAR OKUSUN DİYE....
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
DİLEK YILDIZI
sen hatırlattın ben hatırladıklarımı söyledin iyi ki hatırlattın...
umarım benim hep hatırladıklarımı başkalrı unutmaz apüldeki ışık güneşin yanında sönük kalsada GÜNEŞ VE ALLAH BÜYKTÜR..kör gözle herkesin IŞIK görmesi dileğiyle...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
cetrefilressam
Atatürkçülük; bir düşünce biçiminden ziyade, yaşam biçimidir.
Saygılar, sevgiler.
Gün eksilmesin pencerenizden.
NE YAZIK NE YAZIK hala bunları konuşmak yazmak görmek bizim gibi degiller mi göremiyor duyamıyor okuyamıyorlar demek ki? Engelli olmak sadece uzuvlarımızın olmaması degildir bence asıl engelliler haddini bilmezlerdir.Sayın hocam aslında bişiler yazmak istemezdim yazılarınızın altına kusurama bakmayın sizin gibi yürekli insanlara ihtiyacımız var Allah uzun ömür versin sevgi ve saygılarımla
Değerli dost.
Oldukça uzun bir yorum yazabilirdim bu yazdıklarına. Ama boşuna olurdu. Sadece şu kadarını yazayım müsaadenle:
Eğer Atatürk manen değil de maddeten de ölümsüz bir insan olsaydı her halde her gün yirmi dört saat Allah'a dua ederdi ''Canımı al Allah'ım '' diye ''Canımı al ki benim insanlarımın benim adım etrafında yetmiş dört senedir sürdürmüş oldukları tartışmaları görmeyeyim...Benim adımın, benim insanlarım arasında ayrılık, kin, öfke ve düşmanlığa vesile olmasına şahit olmayayım. ''
Ve eğer seslenebilseydi Anıtkabir'inden. '' Siktirin gidin lan. Uğraşmayın benimle. Beni rahat bırakın '' derdi hepimize birden her halde.
Selam ve saygılarımla.
Kemnur
Kemnur
herkes Atatürk'ü bir tarafa çektiği için kendilerine göre yorumladığı için oluyor.Atatürk'ü anlamak ve ya onun ilkelerinden gitmek yerine onun hakkında ahkam kesmek veya yermek daha kolay bence günümüzde kimse gerçek Atatürkçü değil sadece kendi emelleri için kullanılıyor.Ya ondan nefret ediyorlar yada Atatürk halk tarafından sahipsizmiş gibi sahip çıkmaya çalışıyorlar.Olan mezarında bile rahat bırakılmayan Atatürk'e oluyor ve gerçekten kalbinde Atatürk sevgisi ve minnetarlığı olana.Ben herzaman derim Atatürk'ü sevmek için herkesin en az bir sebebi olmalı benim birçok sebebim var
Kemnur
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
benim kadar kimse Atatürkçü olamazve sevemez ben macirim selanik muaçirlerinden ve 1926 da Yunanistan daki Türklerle İstanbul daki Rumların yer değişmesi sonucu Atatürk getirmiş bizi Yünanistan dan yani Atatürk olmasaydı belki ben Türk ve müslüman olarak dünyaya gelmeyecektim benim için Türk ve müslüman olmak kadar öneml, bir şey yoktur
benim sözüm Atatürk üzerinden kendilerine pay çıkaranlar onarda Atatürkü sevmiyenler kadar tehlikeliler
Küçük bir roman yazmayı düşünüyorumdedelerimin orada yaşadıklarınıkılıçtan geçirmelerini musuldaşehitolmalarını ve Tunanistanda Türk ve Müslümn olmanın nedemek olduğunu büyüklerimin anlatıklarını toplayım yazacağım
Hocam kalemi olan yazıyor işte bu tarz insanlar için ne nefes ne de mürekkep tüketmeye değmez diiyorum çünkü anlamazlar sizi canı yürekten kutluyor ayakta alkışlıyorum yüreğiniz var olsun efendim
saygılar ....
Kemnur
NURCAN CANDAR UYGUR
Merhaba hocam. Kedi uzanamadığı ciğere mındar dermiş. Onlarınkide o hesap. Tüm milletler bize imrenirken, dünyaya gelmiş en iyi lider olarak seçerken, kendini bilmezler konuşur. Saygılarımla...
Kemnur
Merhaba Kemal Bey,
Belki okumuşsunuzdur. Öyle bir taktik uyguladım ki, gerçek niyeti ortaya çıkardım. Bir şeylerden nemalanmanın yolu (Bunun en önemli yolu politikaya soyunmak.) yandan, köşeden dolanarak Atatürk'e saldırmak. Yok Atatürkçü düşünce, yok bilmem Ergenekon, saksafon diyerekten göze girmek. Çünkü; bugünlerde bu moda. Zaten, politikaya soyunmak istediğini beyan etti. Bu şu demek. Kişisel çıkarları için bu güzel edebiyat sitesini alet etmek. Neymiş efendim, Atatürkçüler başbakanı sevmezlermiş. Peh! Peh! Peh! Ben, sapına kadar Atatürkçüyüm. Her yerde ve her koşulda dediğim gibi buradan bir kez daha diyorum ki benim için Atatürk; Yüce Allah'ın Türk Millet'ine verdiği bir nimet ve hikmettir. Yeri geldiğinde başbakanımızı takdir ederim. Severim. Örnek mi?
Avrupa Birliği toplantılarında resim çekilirken Türk Bayrağı sembolüne basmayıp almasıdır.
Verdiğiniz dersi okumaz onlar. Okusalar da anlamazlar. Kafaları almaz.
Gaydırıgubbak yazılara methiye düzen hanım kalemlere de (Kalemlere diyorum, körler sağırlar birbirlerini ağırları oynuyorlar) bir çift sözüm var. Sanırım dündü. Sivas'tan bir hanımefendi,
Atatürk ve On Dokuz Mayıs'la ilgili görüşlerini yazmış. Kendini bilmez bir zorba, bale eteği giyip sen gösteri yap diye yazmış. Neden Sivas'taki hemcinsinize sahip çıkmadınız? Bundan böyle
kim bu konuda yakınırsa, bu vurdumduymazlığı hançer gibi kalbine saplayacağım. Kadın olsun erkek olsun hiç fark etmez.
Kemal Bey,
Makale yazmadığım için duygu ve görüşlerimi sayfanızda dile getirdim. Kusura bakmayın.
Başarı dileklerimle saygılar.
Kemnur
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Veysel Başer
Yazının tarihi: 18 Ocak
Adı : 19 MAYISLARA VE MİLLİ DEĞERLERİMİZE KİMSE
DOKUNMASIN
Yazan : Sabiha Serin
Yorumları da okuyun.
Saygılar.
Aynı düşüncelerle arka arkaya yazdığımız yazılar,
umulur ki, kendini Atatürkçü kabul etmeyenler tarafından da okunur ve ders alınır.
Selam ve saygılarımla.
Kemnur
bekir güçlüer
Yüreğinize ve kaleminize sağlık.
saygılarımla.
Bir insanda bağnazlık varsa ona ne yapsan kar etmez
tarihine kültürüne birikimine öz değerlerine doğrusu ve yanlışı ile sahip çıkıp
içinden güzel olanı uygularsın ben de atatürkün yaptığı her şeyi uygulamıyorum hoşuma giden taraflarını alıyorum beğenmediğim şeylerinde daha iyisini yapmaya çalışıyorum
kendi geçmişine söven adamda akıl sivilceye sürecek akıl olmaz
bu bahsettiğin güruh kendilerine allah dururken peygamberi ilah edilen takım bu ilahın karşısına bir şeytan icad etmeğe çalışıyorlar olay budur imansız dinci yobaz takımı :))
Sevgili yazarım uzun uzun yazılacak
uzun uzun anlatılacak değeri için savaşılacak bir İNSAN
ben kısaca şöyle desem
Başka bir ülkede doğmuş olsam bile bir Atatürk hayranı oldurdum..
Tebriğim ve selamımla