Denizle ışığın gecede yansımasını yüzüne yansıtmamış her gariban, an itibariyle ‘Boğaz’ı babasının malıymış gibi görmüyorsa maldır.

Kamunun malına uzak bir seyirliği, o şehirde yaşamasına rağmen, ışıklarıyla burjuvazi kokan kentin gettosunda, varoşluğuyla memleketine hamdüsenalar eyleyip, yöneticilerine her namazın girizgâhında şükürlerle el avuç, tüfek omza duruyorsa, köpeksel bir itaat içindedir.

Mevsimsel bir muhtar seçiminden gözümüzde hala muhtar bile olamayanları demokrasi şehidi gösteren, sandık başına hanımın dırdırından kurtulmak için giden, düşüncelerle ilgilenmeyi pek önemsemeyen, hatta; ne olacak bu esmerin hali? sohbetinden ya hemen önce ya da önceden biraz arayla, arada memleketi de, kadını da, sporu da ve mahallenin yolunu yapmışlar çok çalışıyor bu başkan, Felan futbolcuyu aldı asım abi(!)… yorumlarıyla, seven sayan, vatan için oy kullanan da oy atan da şereflidir bakışıyla büyüyen, torun yetiştirici yazlık zekâ komşularıyız ne yazık ki.

Bütün intikamını başka hırslara ekleyerek göbeğine en yakın yerde boşaltacak kadar gaz doldurmuş, yağlarını bir ülkenin iç meselesine benzetirsek dış borçlarından kat be kat boyun altından sarkmış kuyruk yağından, anne sütü yetersizliğinden ölen binlerce bebenin mamasını bir günde basenlerine kuvvet versin diye besin toplamış, varlığı işkembeden meydana gelen, ilk sokağı döndüğünde yarın anam bacım dediğine bugünden bacak arasını deşme düşüyle yatan, vatan korumuş, namus beklemiş, üç-beş nöbet kahramanından en az üç çocuk bekleyen ülkesinin başkanına hayırlı bir tosuncuk olmaya 550 şafak günden az kalmıştır elbet.

Ah dişlerinin arasından et geçtiği tarih. Dişetlerinin oluşum tarihinden eski olan halkım. .

Okeye dördüncü ararken, ensest ilişkide ülkesinin sıralamasından habersizce, hani elinden gelse şöyle iki tanesini sallandırsa… bir sallama çay himmet ağabey!

Taşların düzgün dizilmesinden aldığı güçle, mesela bir mesele onun iç meselesi olduğu halde, misliyle küfürkar bir üslupla, sözcük orgazmın verdiği özgüvenle, karın bölgesinden guruldayarak: bunlar dış devletlerin oyunu (iç devlet olmaz zati. Bkz: bölücülük). Zaten devletimizi bölmek için. Ne oldu çaylar himmet ağabey… Gerekirse tek bir kişi kalıncaya dek, kanımız, canımız. Ha ne diyordum bölücü müyüz biz? Çaylar üç oldu himmet ağabey nemli olsun.

Kendisini egemen erkin uyruğundan sandığı için, öbürünün kuyruğundan bahsederek egemenin buyruğuna kuyruk sokumlu bir destekle devlet babanın şımarık veledi olmaya göz kırpar.

Düsturumuzca bir yerde eğer devlet baba varsa o ailede ensest ilişki vardır.

Halim BEKAR