- 2493 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KARAGÖZ VE TARIM SİGORTASI
TASVİRLER :
KARAGÖZ
HACİVAT
TUZSUZ DELİ BEKİR
HÜSMEN AĞA
ÇELEBİ
ZENNE
ÇENGİ
GÖSTERMELİK (Oyundan önce perdeye çilek ve kiraz resimlerinden oluşan bir resim yerleştirilecek)
MUKADDİME (GİRİŞ)
Ortada bir tasvir vardır (Göstermelik) segâh çalar. Segâh bitince ortadaki tasvir nerake ve tef zıngırtısı yavaş yavaş kaldırılır. tef zıngırtısı Hacivat perdenin sağ tarafından şarkı söyleyerek perdenin ortasına gelir:
"On kere demedim mi sana
Sevme dokuz yar, sevme dokuz yar
Sekizde sefa, yedide vefa
Olmaya zinhar, olmaya zinhar.
Altı ile beş, dört ile hiç
Başa çıkılmaz, başa çıkılmaz
Üçün ikisi terk ede gör
Ta kala bir yar, ta kala bir yar..."
OF HAY HAK! Diye seslendikten sonra perde gazelini okuyarak Karagözün evine doğru yönlenir:
Gönlümüzden bir kumaştır, tertemizdir perdemiz
Her basitlikten uzaktır, pek titizdir perdemiz
Gölgeler oynar da oynar söyleyip gerçekleri
Bir düşün bin hisse al, dünyadan izdir perdemiz
Gelmedi hiç kimse kara gözüme hayran diye
Sevgidir her bir hayat, hem sevgimizdir perdemiz
Bir ışık pınarıdır, aydınlatır her çehreyi
Seyrine dal inci bul, engin denizdir perdemiz
Hak sözü söyler asırlardır, çarpıtmaz gerçeği
Kulak verip de dinleyin, bir azizdir perdemiz
HACİVAT: Ah bana bir eğlenceeeeeeee....., yar bana bir eğlence amaaaaaaan, yar bana bir eğlence aman amaaaan. Hı? Karagöz duymadı galiba, Bi daha çağırayım bakalım. Yar bana bir eğlence aman aman, yar bana bir eğlenceeeee
ZENNE: (İçeriden) Be herif Huu
KARAGÖZ: Huuu?
ZENNE: Ay efendi kapının önüne bir dilenci geldi avaz avaz bağırıyo, kov da gitsin şu adamı yahu
KARAGÖZ: Tamam hanım tamam şimdi kovalıyorum.
HACİVAT: Yar bana bir eğlence aman, yar bana bir eğlence
ZENNE: Hala bağırıyor kov da git dedik şu adamı
KARAGÖZ: Tamam kovup geliyorum. Aaa bu bizim hacı cav cav.
ZENNE: İyi ya kov gitsin, çocuk uyuyo
KARAGÖZ: Hacivat hadi anacım, babacım başka kapıya Allah versin, hadi inayet ola inayet ola. Kış kış kış.
HACİVAT: Yar bana bir eğlenceeee
KARAGÖZ: Kafana geliyor tencereeee Adam çekil git şurdan yahu
HACİVAT: Yar bana bir eğlence aman aman
KARAGÖZ: Yeter artık şişti benim kafammm kafammm
HACİVAT: Yar bana bir eğlence medet
ZENNE: A Valla çocuk uykusundan kımıldadı
KARAGÖZ: Bana bak çocuk uykusunda kımıldamış, çekil git diyorum sana
HACİVAT: Yar bana bir eğlence
ZENNE: A Valla çocuk uykusunda döndü
KARAGÖZ: Bana bak çocuk uykusunda dönmüş, çekil git diyorum sana
HACİVAT: Yar bana bir eğlence
ZENNE: A Valla çocuk uyandı (çocuk ıngaa övvve ıngaaa diye ağlar) Tu Allah müstehakınızı
vermesin bak işte çocuğu uyandırdınız. Uyusun da büyüsün ninni, tıpış tıpış yürüsün ninni, hopa şupa huuuup hup, hopa şupa huuup huup)
HACİVAT: Yar bana bir eğlence Yar bana bir eğlenceeee
KARAGÖZ: Kafanı kıracam aşağıya ininceeee, çocuk uyandı çek git diyorum
HACİVAT: Yar bana bir eğlence
KARAGÖZ: Ya çekil git aceleden ayakkabıyı kulağıma soktum.
HACİVAT: Yar bana bir eğlence amannnn
KARAGÖZ: Bekle bekle! Geliyorum, pantolonu kafama geçirdim aceleden, dur geldim.
HACİVAT: Yar bana bir eğle...
(Karagöz zil eşliğinde evinden perdeye gelir, hacivata kafayı çakar)
KARAGÖZ: Geldim dur kaçma ( Birbirlerine girerler). Seni baston bacak, bulamayacaksın şimdi bir delik başını sokacak, al sana al sana, basma basma ayağıma ( her vuruşta tef sesleri) ( Hacivat son yediği kafanın etkisiyle perde dışına uçmuştur, karagöz yere düşmüş, bitkin bir haldedir) Seni gidi münasebetsiz hacı cav cav, evirdi çevirdi, beni tesbih böceği gibi yerlere devirdi. Öldüm, bittim, bayıldım, mahvoldum. Ay anacım diz kapaklarım, vay nasırlı ayak parmaklarım, bastı ayağıma acıttı yahu. Puh puhh ayakkabım ağzıma girdi. Vıy vıy fukara armut kemiğim, simit tablası gibi kulaklarım vay vay vay... Ahenkle dans eden nefis saçlarım. Seni münasebetsiz Hacivat sen gel bakalım, bir daha konuşur muyum senle tövbeler olsun.
HACİVAT: Tamam sakin ol karagözüm.
KARAGÖZ: Kafanı kıracağım, vardır buna sözüm. Ne bağırıyon avaz avaz, çocuğu uyandırdın.
HACİVAT: Özledim seni karagözüm, vakti şeriflerin hayırlı olsun.
KARAGÖZ: Ne kadar pis koku varsa burnuna dolsun (kafa atar)
HACİVAT: Karagöz gelir gelmez bana vurmaya hakkın yok
KARAGÖZ: E sen de al şu yumruğu burnuna sok (kafa)
HACİVAT: Karagözüm madem biz böyle itişecez, kakışacaz. Gel bi şu çengiyi çağıralım da, aramızdaki soğukluk geçiversin.
KARAGÖZ: İyi çağır da gelsin bari, yoksa ağzını yüzünü dağıtacam. O olacak yani.
HACİVAT: Biz gideriz, çengi gelir, az sonra devamı gelir. (karagözle Hacivat perdeden ayrılır, çengi gelerek hareketli (Yöresel (HEREKE)) bir müzik eşliğinde oynar. Karagöz de ooh ooh yallah yallah diyerek çengiye eşlik eder. )
FASIL
(Çengi gider. Karagöz oynamaya bir süre devam eder. )
KARAGÖZ: Oh oh. Bütün kurtlarımı döktüm yahu. Ne güzel de göbek attık yahu göndünüz mü?
(Tef zıngırtısı ile Hacivat gelir.)
HACİVAT: Ah Karagözüm aaah ah.
KARAGÖZ: Hayrola hacı cav cav
HACİVAT: Hani geçenlerde hava çok kararmıştı ya.
KARAGÖZ: Hangi araba kabarmış.
HACİVAT: Ne arabası karagözüm
KARAGÖZ: Öküz arabası
HACİVAT: Ne yapacaksın arabayı?
KARAGÖZ: Seni pataklayıp hastaneye götüreceğim.(vurur)
HACİVAT: Yahu karagözüm ne vuruyorsun?
KARAGÖZ: Al benim koca öküzüm. (vurur)
HACİVAT: Karagözüm arabadan bahseden kim.
KARAGÖZ: Seeen.
HACİVAT: Ben sana araba demedim ki.
KARAGÖZ: Peki ya ne dedin.
HACİVAT: Hava dedim. Hava kararmıştı ya dedim.
KARAGÖZ: Havva nedime neden kızarmış.
HACİVAT: Bak karagözüm yine yanlış anladım.
KARAGÖZ: Dur yahu şaka yaptım. Ne olmuş hava karardıysa
HACİVAT: O gün aşağıdaki köye çok dolu fena dolu yağmış
KARAGÖZ: Vah vaah. Çok zarar varmıymış hacı cav cav.
HACİVAT: Bütün mahsul yerle bir olmuş diyorlar. Karagözüm.
KARAGÖZ: Senin de orada tarlan yok muydu hacı cav cav.
HACİVAT: Var ya karagözüm.
KARAGÖZ: Peki senin tarlada hasar yok mu?
HACİVAT: Benim ziyanı eksper ölçmüş. Sigorta ödeyecekmiş
KARAGÖZ: Ziya askerden ne zaman dönecekmiş.
HACİVAT: Pazartesi gitti, salıya
KARAGÖZ: Kim attı patatesi halıya
HACİVAT: Yahu karagözüm yine kafan daldı. Yanlış anlıyorsun.
KARAGÖZ: Senin tuzun kuru havlıyorsun. (Vurur)
(Tef zıngırtısı ile Hacivat kaçar.)
(Yine tef zıngırtısı ile )
KARAGÖZ: vay, vay vay vay. Bu sigorta nasıl bir şey yahu. Gelenden geçenden bir sorayım. Bakayım.
(Tef zıngırtısı ile perdeye Tuzsuz Deli Bekir gelir.)
TUZSUZ DELİ BEKİR : Heeeeeeeat var mı ulan bana yan bakan. (Diyerek narasını atar)
KARAGÖZ: Yok evladım. Olur mu? Ben düz baktım..
TUZSUZ DELİ BEKİR : Ah şöyle babalık. Ben adamın işkembesinden çorba, bağırsaklarından da kokoreç yaparım haa. Bana adıyla sanıyla Tuzsuz Deli Bekir derler. Attırma sigortamı babalık. Annadın mı?
KARAGÖZ :Tatsız tuzsuz evladım senin de sigortan var mı?
TUZSUZ DELİ BEKİR :Herkesin vardır babalık.
KARAGÖZ : Hani göster bakalım. Tatsız Tuzsuz Evladım.
TUZSUZ DELİ BEKİR :Vay eğ bakalım başını babalık. Attırdın sigortamı.
KARAGÖZ :O niye o tatsız tuzsuz evladım.
TUZSUZ DELİ BEKİR :Kelleni uçuracağım.
KARAGÖZ :vay vay vay. Nasıl eğecekmişim bir göster bakalım da tecrübe edelim.
TUZSUZ DELİ BEKİR :(Eğilir) İşte böyle babalık.
KARAGÖZ :Al bakalım. Seni gidi beni bilmez seni. (Diyerek vurur ha vurur) al bakalım. Al bakalım. ( tef zıngırtısı ileTuzsuz kaçar.)
Vay vay vay vay ucuz kurtulduk yahu. Az daha eşek cennetini boyluyorduk vallahi.
(Karagöz söylenirken hafif bir tef zıngırtısı ile (Deryalar) türküsünü söyleyerek Hüsmen ağa eşeği yedeğinde yavaş yavaş perdeye gelir.
KARAGÖZ :Dur bakalım bir de hüsmen ağaya soralım. Şu sigorta işini.
Hayırlı sabahlar Hüsmen Ağa.
HÜSMEN AĞA: Hayırlı sabahlar olsun beyaaaa.
KARAGÖZ : Nereye gidersin böyle karakaçanı da almışsın....
HÜSMEN AĞA: Tarlaya giderim beyaaa
KARAGÖZ : Sen tarlanı sigorta yaptırdın mı Hüsmen Ağa?
HÜSMEN AĞA: Tabii ki yaptırdım beyaa, geçen sene de yaptırmıştım. Dolu vurduğunda kışın ele güne muhtaç olmadım beyaa. Sigorta paramı bir güzel ödedi beyaa
KARAGÖZ :Nasıl oluyor bu sigorta işi be Hüsmen Ağa?
HÜSMEN AĞA: A be Karagöz efendi, gideceksin İlçe Tarım Müdürlüğüne eğrisini doğrusunu öğreneceksin beyaa.
KARAGÖZ :Yüzde ellisini devlet karşılıyormuş, doğrumu.
HÜSMEN AĞA: Te öyledir beyaa. Tarım sigortası devlet desteklidir beyaa. Yarısını devlet karşılıyor, geri kalanının % 10’unu ödüyorsun. Kalanını da hasatta ödüyorsun beyaa.
KARAGÖZ : Tamam Hüsmen Ağa ben yağrın gider bütün ayrıntısıyla öğrenirim bu sigorta işini. Sahi sen Ne yapacaksın tarlada.
HÜSMEN AĞA: Abe Damlamanın musluklarını kontrol edicem beyaaa.
KARAGÖZ : O da ne ki Hüsmen ağa
HÜSMEN AĞA: A be bilmez misin beyaaa. Geçenleede bi şiiket gelmişti ya. Ben de damlama sistemi döşetiveedim beyaa. Vanayı açıyım. Borucuklaadan çileklerin dibine dibine sucaaazlar damlayı damlayı veriyi. Hem emekten tasarruf oluyumuş, hem de sudan beyaa. Hemide bu su kıtlığında...
KARAGÖZ : Çok para tuttu mu hüsmen ağa.
HÜSMEN AĞA: O da Devlet destekli, onun da yarısını devlet karşılıyo beyaa.
KARAGÖZ : Oh oh ne güzel, onu nasıl destekliyor devlet,
HÜSMEN AĞA: Devlet çiftçisinin mağdur olmasını istemiyor beyaa.
KARAGÖZ : Onu da ilçe tarımdan öğreneyim ben Hüsmen ağa.
HÜSMEN AĞA: Hemi de toplu başvurularda % 75’ini devlet karşılıyormuş, geri kalanı da faizsiz krediliymiş beyaa.
KARAGÖZ : Hadi beraber gidelim. Ben de bir göreyim şu damlamayı. Olur mu? Hüsmen ağa.
HÜSMEN AĞA: Olur tabii beyaa. Tarla te şuracıkta. Neden olmasın beyaa.
(Tef zıngırtısı ile perdeden çıkarlar. Yine tef zıngırtısı ve yöresel hareketli bir müzik ile perdeye çengi girer)
BİTİŞ
(Çenginin hareketli dansının sonuna doğru perdeye tef zıngırtısı ile Karagöz gelir. Çengi ile oynamaya başlar. Müziğin bitiminde çengi ayrılır ama karagöz oynamaya devam eder.
KARAGÖZ : Oh ooh ooh yandan yandan ooh oh (Tef zıngırtısı ile perdeye Hacivat gelir.)
HACİVAT: Aman karagözüm nedir bu işler?
KARAGÖZ : Kafanı kırsın geyiklerle keşişler (tokat atar)(Tef)
HACİVAT: Karagözüm giderayak patlattın yine tokadı
KARAGÖZ : Karıştırma şimdi Bartın ile Tokat’ı
HACİVAT: Aferin sana karagözüm aferiiiiin.
KARAGÖZ : Ne ? Hööö? Niye kü?
HACİVAT: Bak yine herkesi memnun ettin
KARAGÖZ : Sağolsunlar, varolsunlar.
HACİVAT: Hoş olsun, yıktın perdeyi, eyledin viran, varayım sahibine haber vereyim heman! ( perdeden ayrılır)
KARAGÖZ : Her ne kadar sürç-i lisan ettiysek affola, sevgili misafirler, güler yüzlü çocuklar, hepinizin gecesi gündüzü aydın, ürününüz bereketli ömrünüz neşeyle geçsin, sağolun, varolun, görüşmek dileğiyle Allah’a emanet olun. (Tef zıngırdayarak karagöz de perdeden ayrılır.) Ve yine hareketli bir müzik eşliğinde perdeye çengi girer. Kısa bir danstan sonra Işıklar yanar.
Yaşar CESUR