- 495 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
kURALLARA uYULARAK yAŞANILAN kİŞİSEL gELİŞİM
KURALLARA UYULAN KİŞİSEL GELİŞİM
Sevgili Kişisel gelişim Yolcusu,
Kişisel gelişim yolculuğunda olan bir insan, her şeyden önce toplumun, kurumların ve insanların kendilerinin gelişimi için, hayatta başarılı ve mutlu olmak için koydukları kurallara uyum sağlayan, bu kurallara uyan insanlardır.
Kendini geliştirmek isteyen insan “ Ben büyüğüm, ayrıcalıklıyım, ben kurallara uymam kurallar bana uymalı” diye düşünmez ve “ kurallar uyulmak için vardır. Bende toplumun ve kurumların koyduğu kurallarına uymalıyım. Çünkü bende bu toplumun parçasıyım” diye düşünür.
Değerli kişisel gelişim yolcusu kardeşim,
İnsan, başka bir insanın belirlenmiş kurallara uymamasına nasıl kızarsa, kendisi de toplumun belirlemiş olduğu kurallara uyması gerekir ki, kendisinin gelişmiş insan olduğunu ispat etmiş olsun. Gelişen insan demek çelişmeyen insan demek. Çelişmeyen insan demek de kurumların ve toplumun kurallarına uyan insan demektir.
Değerli Kişisel Gelişim Yolcusu,
Bazen öyle insanlara rastlamaktayım ki, “ben keyfimce yaşarım, kurallar bana uysun” havasındalar. Mesela nasıl* diye bana sorarsan ben sana misallerle anlatayım
Bir kütüphanenin veya bir ödev evinin çalışma saatleri bellidir ve açılış ve kapanış saatleri de bellidir. Gene kütüphanelerin çalışma kuralları da bellidir. Bir insan şunu diyebilir mi? “ Ben uyumayı çok severim. Kütüphaneye veya ödev evine istediğim zaman giderim. Oranın kapanış saatine kadar işim bitmezse benim işim bitene kadar kapatmasınlar” Bunu diyen insanlara şahit olmaktayım. Yani bu açıkça “ben keyfime göre yaşayayım” demek istiyorlar ve bunu da doğal haklarıymış gibi algılıyorlar..
Değerli kişisel gelişim yolcusu kardeşim,
İnsanlar bizim keyfimizi beklemez. Bir yerde kurallar konmuşsa o kurallar sanırım gene insanların rahat etmesi içindir. İnsanlar bizim keyfimize uysun diye düşünürsek başka bir insan da çıkar ortaya “ben senden de değerliyim asıl benim keyfime uysun herkes” der. Yani her insan keyfine göre yaşarsa hayatta huzursuzluklar artar.
Sevgili Kişisel gelişim yolcusu dostum,
Kurallara uyan insanlar hayatta daha mutlu olurlar ve kurallara uyan insanların anne ve babası veya öğretmeni ya da örnek alınan kişisi olurlar. Sende biliyorsun ki, “ dediğim dedik, çaldığım düdük” diye ısrar eden insanları toplumumuz sevmez ve ayıplar çok zaman. Sende ayıplanan insan olmak istemiyorsan kurallara uymaya bakarsın.
Sevgili Kişisel Gelişim Yolcusu dostum,
Kişisel gelişim demek insanın her gün bir önceki günden daha ilerde olması demek. Bunu da azimle kararlılıkla uygulayan ve her geçen gün gelişen insanlar hayatta her zaman mutluluğu yaşarlar.
Sevgili Kişisel Gelişim Yolcusu dostum,
Kütüphanelerde kitaplar vardır. Bazı yerlerde kitaplar belli süreliğine ödünç verilir. Bir insan okumak gelişmek ister. Kitap alacak parası yoktur. O zaman imdada bu güzel yerler yetişir ve insanlar kitabı alır, okur ve getirir. Aynı kitaptan başkaları da faydalanırlar. Ama bir insana bir haftalığına aldığı kitabı aylarca götürmezse o kitabı arayan ama bulamayan insanın hakkını yemiş ona haksızlık etmiş olmaz mı ? Madem o kitap bize hediye edilmedi. Bizlerde başkalarının istifadesine sunulması için zamanında götürmeliyiz. Bu da, yani bu kurala uymak da bir kişisel gelişim ve başkalarının kişisel gelişimine de bir nebze yardımcı olmak manasına gelir.
Gene bir kütüphanede kitaplar dışarı verilmiyorsa ama biz kendimize ayrıcalık yapılmasını isteyerek illa bize verin dersek o kitabı okumak için kütüphaneye gelen insana haksızlık etmiş olmaz mıyız? İşte bu yüzden ben kurallara uyulmasına önem veririm. Kurallara uyarak gelişen insan hem “toplumda uyum sağlayan insan” imajı verir, hem de başkaları onun gelişimini takdir ederler.
Değerli kendini geliştirmeye adamış dostum,
Güzel yazıyorken daha güzel yazmaya gayret etmek, güzel konuşuyorken daha güzel ve etkili konuşmaya çalışmak, okulda başarılı iken daha başarılı olmaya, daha sosyal olmaya gayret etmek ve “iki günü denk olan ziyandadır” düsturunu kendisine hayat prensibi edinmiş olan insan her zaman kurallara uyuyorsa kurallara daha çok uymaya gayret sarf etmesi de kişisel gelişimin doğasındadır. İnsan kurallara uymayarak her geçen gün daha vurdumduymaz olması tersine gelişimdir. Yani ileriye doğru değil, geriye doğru gitmedir.
Sevgili gelişim dostu dostum,
Bir insan diyelim ki, lise tamamlamış. Seneler sonra Üniversite okumamış olmanın pişmanlığı ile Üniversite okumaya karar vermiş ve okulu kazanarak kaydolmuş, sonrasında da tamamlamış ama iş yerinde olsun, sosyal hayatında olsun okuduklarını ve öğrendiklerini hayata uygulayamamışsa o zaman o insan sence gerçekten okumuş mudur? Yoksa sadece diploma alarak derecesini ve maaşını mı artırmıştır? İnsanın maddi gelirinin artmasına bakmaz kişisel gelişime önem veren insan. O önce insanlara nasıl daha fazla faydalı olacağının gayreti ve azmi ile meşguldür. Çünkü o bilir ki “ iki günü denk olan insan kesin ziyandadır”
Değerli kişisel gelişim dostu,
Gelişimi önemseyen insan sadece kendisi kurallara uymaz, aynı zamanda “ önce en yakın akrabanı uyar” düsturu gereği sonra da çevresinde kendisini dinleyen insanların kurallara uymaları için onları bilgilendirmeye bakar. Eğer çevresi gene de onu dinlemiyorsa artık sorumluluk o insandan çıkmıştır. Ben bu mektubu yazarak sana nasıl ki bilgi vermekteysem, insan bildiğini başkasına anlatmakla, onu uyarmakla görevini tamamlamış olur.
Değerli kişisel gelişim yolcusu dostum,
Bazı insanlar “ben onu uyarsam da beni dinlemez ki, ben neden boşa konuşayım “ derler. Bizim amacımız ve asli görevimiz onun bizi dinleyip dinlememesi ve ciddiye alıp almaması asla değildir. Bizim görevimiz anlatmaktır. İsteyen bu uyarımızı ciddiye alır isteyen almaz. Anlatmak bizden dinlemek onlardandır. İsteyen anlar, istemeyen anlamaz.
Değerli kişisel gelişim yolcusu dostum,
Ben de sık sık çevreme bu kuralları anlatırım. Bazen insanlar açıkça tepki gösterirler. Bazıları dudak bükerler, bazıları bana kuralları açıkladığım zaman düşman bile olurlar ama bizler bildiğimiz kurum ve toplum kurallarını çevremize anlatmak zorundayız ki, herkes kurallara uyduğu zaman o kuruma, o topluma dirlik ve düzen gelsin.
Değerli kişisel gelişim dostu ,
Bu ülke 74 milyonsa biz bu 74 milyonda 1 de olsa bu ülkenin gelişiminden sorumluyuz. Atalarımız demişler ki” Damlaya damlaya göl olur, damlacıktan sel olur” Biz tepemizde nazlı nazlı gezen bulutları küçümsemeyelim asla .O pamuk bulutlar bize bir kızarsa ve o hızla soğuk hava tabakasına çarparsa o zaman halimiz harap olur ve damla damla damlayan yağmurlar önce tane tane başımıza düşer ve o taneler bize kızarak daha hızlı düşer ve çoğalırlarsa sel olur ve bizim bu selde boğulma riskimizde artar. Hatta bu selde evimizi ailemizi ve şehrimizi kaybetme riski de var. O yüzden bizler herkesi uyararak kurallara uymasını hatırlatarak 74 milyonda bir ülkemizin gelişimine katkı sağlamalıyız. 74 milyonda bir gelişim, bir arkadaşımızı daha geliştirir ve kurallara uymalarını sağlarsak 36 milyona o arkadaşla beraber bir arkadaşımızı geliştirirsek o zaman gelişim de pay 18 milyona düşer ve böylece gelişim hızımız katlandıkça katlanır. Var gerisini sen düşün artık…
TURAN YALÇIN-TOKAT
YORUMLAR
Evet, güzel bir yazı kaleme almışsınız. Fakat bu toplımda, bir çok kimseler için böyle şeyler, kurallara uymak, yabancı kalmaktadır. Kurnazlık yapmayı, kendine felsefe edinmiş, toplum bireyleriyle ne kadar yol alınabilir ki. Bu, malesef, profesöründen tutun da bilmem kimine kadar kerkeste var. Buna mukabil oluşan, siyasetler de çıkar ilkişkisine dayanmıyor mu? Aklıma gelen yaşanmış, gerçek bir olayı anlatayım;
Fransa'da zamanın birinde kıtlık olmuş. Devlet bir kural koymuş. Herkes, lokantalarda bir tabaktan başka yemek yemeyecek, diye. Bunu duyan bir Türk, Fransız arkadaşına der ki;
- " Bundan kolayı ne var. Bir lokantada yerim, çıkıp diğerine gidip, bir daha yerim"
Fransız ise ona;
- " Sen, böyle bir şeyi, nasıl düşünebilirsin. Benim devletim zorda kalmış, senin düşündüğüne bak"
Saygılarımla.
Aslında özetle şudur ki; kuralların belirlenmesinde tek ölçüt ekonomik olgulardır. Kısaca bu!
Gece vakti kütüphaneler de açık olabilir, bu sıra dışı bir şey değil! Ama elektriklerin yanması, ek görevlilerin olması gibi gibi onlarca sebep kuralları koymamıza sebep olur.
Doğruları anlatma mevzusunda ise, karşıdaki dinlemese dahi anlatmak, esasında saçmalıktır. Çünkü dinimizde susmak, konuşmaktan önce gelir.
Yazının özellikle şurası çok güzeldi:
''Güzel yazıyorken daha güzel yazmaya gayret etmek, güzel konuşuyorken daha güzel ve etkili konuşmaya çalışmak, okulda başarılı iken daha başarılı olmaya, daha sosyal olmaya gayret etmek ve “iki günü denk olan ziyandadır” düsturunu kendisine hayat prensibi edinmiş olan insan her zaman kurallara uyuyorsa kurallara daha çok uymaya gayret sarf etmesi de kişisel gelişimin doğasındadır. İnsan kurallara uymayarak her geçen gün daha vurdumduymaz olması tersine gelişimdir. Yani ileriye doğru değil, geriye doğru gitmedir.''
Emeğinize sağlık, hürmetle efendim..