- 703 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
USTURA -3-
-Seni kesmek mi? Bunu nasıl düşünebilirsin? Ben düşünsem bile sen nasıl düşünebilirsin böyle bir şeyi?
-Amaaannn…Sana da hiç şaka yapılmıyor. Sabah sabah ters tarafından kalktın galiba.
-Çok kötüyüm ben biraz uzanacağım.
-Uzan uzan bak tansiyonun iyice düşmüş. oğlana kahvaltısını yaptırayım sonra hastaneye götürelim seni. Hiç iyi görünmüyorsun.
Yatak odasına geçti ve uzandı. Yıllar önce ilk kez kurban kestiğinde neler yaşadığı geldi gözlerinin önüne.
O yıl maddi durumları biraz düzelmişti. Cebinde bir kurban alabilecek kadar parası olduğu ve az buçuk dindar bir insan sayıldığından komşusunun birinden bembeyaz bir koç satın almıştı. Hiç düşünmüyordu kendisi kesmeyi. Ama Cuma hutbesinde imam ‘’ Kurbanlarınızı kendiniz kesmek en efdalidir ‘’ dediği için ‘’ Ben de yaparım . ‘’ diye düşünmeye başlamıştı. Nitekim de yapmıştı.. O bembeyaz koçu yere yatırıp ‘’ Bismillah-Allahu Ekber ‘’ diyerek çalmıştı bıçağı boynuna. Koç ‘’ıhhhhşşşşş’’ diye bağsız olan tek bacağını titretirken ve boyun damarlarından kanlar foşurdarken ürkmüştü ölümün bu kadar soğuk ve acımasız oluşundan. Ama asıl korkuları gece yatağına girdikten sonra yaşamaya başlamıştı. Ne zaman gözlerini kapatsa birilerini kesiyordu hep. Karısını, annesini, hatta kızını kesip durmuştu sabaha kadar. Sabaha kadar hep kabus görmüş, en az on defa şıçramıştı yatakta…Kestiği kurban erkekti ama o bayramın ikinci günü sabah ezanına kadar dişi olan ne kadar varlık varsa kesip durmuştu. Dişi ağaçları, dişi kuşları, dişi kedi-köpekleri, dişi olan ne varsa… Erkek kurbanın intikamını tüm dişi varlıklardan çıkartmıştı adeta.
********
Adam karısının gözlerindeki öfkenin farkına varmadı bile. Ona göre ‘’Allah’ın malı’’ olan karısı bir lokantada nasıl yemek yeneceğini bilmediği gibi öfkelenmeyi de bilmezdi. Hani yemekti, bulaşıktı, ütüydü gibi ev işleri de olmaza kadın bir heykelden farksızdı onun için. Bir de nefsini köreltmek için kullandığı bir şişme bebekti o kadar. İşve yok, cilve yok, kadınlık denen mefhum yok, ruhsuz, şekilsiz bir yaratık hepsi o.
-Kalk lan kalk Allah’ın belası. Kalk da defolup eve gidelim. Rezil ettin beni ele güne
-Tamam herif. Sen nasıl istersen.
-Ulan ağzına sı.tığımın kaltağı…Ben sana kaç kere söylemedim mi bana herif deme diye?
-Tamam tamam kızma..Unuttum.
-Kalk da si.tir olup gidelim. Millet bize bakıyor. Rezil olduk.
Kadın ‘’ Bana dayak atttığında tüm mahalle bizim kapıya doluşup bizim rezilliğimizi seyrederken utanmıyorsun da şimdi bir parça eti kibarlar gibi yiyemediğim için mi utanıyorsun?’’ diyemedi. Yuttu yine söyleyeceklerini. Her zaman yaptığı gibi.
Sonra hayatında ilk kez kocasına isyan etti. Onun ‘’ Lüks bir yere gidiyoruz. Aç su saçlarını filan. Biraz kendine çeki düzen ver. Makyaj filan yap hayatında bir kez olsun…’’ emri ile yaptığı makyajı, cantasından çıkardığı mendil ile silmeye başladı. Allık, ruj, rimel, pudra,maskara hepsi birbirine karıştı. Maskara…Evet, tam bir maskaraya dönmüştü. Eşarbını çıkardı daha sonra ve saçlarını örttü tekrar.
O bir imam kızıydı. Alışık değildi böyle şeylere. Bırakın lokantayı hayatında masada yemek bile yememişti.
Kocası ise zengin bir ağanın çocuğuydu. Babası onu daha on üç yaşındayken Telli adlı bir başka ağanın , kırk yaşındaki dul kızıyla zorla evlendirmeye kalkmış o da düğün günü Telli’ye takılan bütün takıları bir dalavereyle kadının boynundan ve kollarından alarak even kaçmış, paraları Adana’da yiyip tüketmiş, daha sonra da askere giderek vatani görevini ifa etmiş ve beş parasız bir halde Ağrı’daki teyzesinin yanına gitmişti. İşte orada tanımıştı eşini.
Hacı İmam’ın karşısına teyzesi ile birlikte ‘’ Allah’ın emri, Peygamberin kavliyle ‘’ diye çıktıklarında Laz Hacı ‘’ Ben Kürde kız vermen ‘’ diye onlara kapıyı göstermişti.’’ İşin komiği yıllar sonra karısı ölünce Laz Hacı, Ağrı’lı bir Kürt kızı ile evlenmiş ve ikinci kızını da Diyarbakır’lı bir Kürt’e vermişti.
‘’Biz Kürt değiliz, Dağıstan kökenliyiz’’ sözleri de kâr etmemişti Hacı’ya. Laz inadı tutmuştu bir kere..Lakin en büyük kızı da bir Lazdı nihayetinde. O da babası kadar inatçıydı.Ve gönlüne ateş düşmüştü bir kere. Sonunda kaçmıştı evden. Hacı’yı çiğneye çiğneye…Şimdi çektikleri işte bu baba ahının bir sonucuydu.
Adamın ülserli olan midesine ağrılar girmişti.
**********
Midesinin durumu hiç iyi değildi. ‘’Babamdan bize kala kala işte bu mide rahatsızlığı miras kaldı ‘’ diye düşündü. Diğer üç kardeşi de kendisi gibi mide ameliaytı geçirmişlerdi daha önce. O da 1990 da yatmıştı bıçak altına. 1999 da ise bir mide kanaması geçmişi vardı. Yıl 2007 idi ve midesi çok kötüydü. Öğürmeye başladı.
Üç numaranın kahvaltısını yaptıran eşi yanına geldi.
-Ne oldu sana ya? Akşam biz yattıktan sonra kalkıp buzlu su filan mı içtin? Ne bu halin?
Cevap veremedi. Çünkü ağzını açtığında midesinden dışarıya hücum eden simsiyah, petrol gibi bir sıvı halıya yayılmaya başlamıştı.
‘’Mide kanamasıııı’’ diye haykırdı eşi.
YORUMLAR
sami biberoğulları
Onca mizahtan sonra biraz da hüzün yazayım dedim. Bakalım başarılı olabilecek miyim ?
Selam ve saygılar.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Öncelkle bütün yazdıklarımda hep yanımda olduğunuz için sonsuz teşekkürler.
O kadının günahı ne? İşte bu sorunun cevabı yazının ilerleyen bölümlerinde ortaya çıkacak. Ama günah mı, hata mı yoksa ortada hiç bir şey yok mu ona yine sizler karar vereceksiniz.
Selam ve saygılarımla...Size de hayırlı cumalar.
İyi Geceler Hocam,
Resme bir güzel baktım. Maşallahın var hocam. Günübirlik dizi öykü yazmanın zorluğunu dün belirtmiştim. Hatasız bir yazıyla ve olayların örgüsü arapsaçına dönmeden siz bunu hakkıyla başarmışsınız. Kutluyorum. Bundan üç sene öncesine kadar ben de gözlerimin önüne geldi dşye yazıyordum. İki gözümüz var ya, haliyle onların önüne geldiğini var sayıyoruz. Oysa, iki göz tek görüyor. İşte o nedenle geçmişteki bir olay gözlerimin önüne değil de gözümün önüne geldi
diye yazmak gerekiyormuş. Kesin emin olmak için "Büyük Larousse"ye baktım. Gözümün önüne geldi yazıyor.
Başarılarının hep böyle devam etmesi dileğiyle saygılar.
sami biberoğulları
Değerli yorumlarınız benim için hem rehber oluyor hem de kendime güvenimi arttırıyor. Çok teşekkür ederim.
Uyarılarınız, tavsiyeleriniz, bilgilendirmeleriniz her zaman GÖZÜMÜN ÖNÜNDE olacak . Çok teşekkürler bir kez daha.
Selam ve saygılarımla.
of hocam ya hangisine üzüleceğime şaşırdım içindeki dişilere karşı öfkeyemi ama annesi dişi olmasına rağmen annesine üzülmesinemi şişme çocuğamı mide kanamasınamı siz böyle yazınca ben kötü oluyorum sonu güzel bitsin bu hikayenin mutlu son olsun
sami biberoğulları
Her hikaye gibi bu da bitecek elbette. Mutlu mu biter, mutsuz mu orasını ben bilemem. Kalem bilir.
Selam ve sevgilerimle.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygı selam ve sevgiler