- 1088 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BELA1
Coşkun, bir şirketin marketler zincirinin bir şubesinde çalışmaktaydı. Bu işe yeni girmişti. Temiz, iyi kalpli bir gençti. Yirmi bir yaşındaydı. Ünversitenin iki yıllık bigisayar bölümünü okumuş, çoğu genç gibi alanıyla ilgili çalışacak bir iş bulamayınca, hem bir sosyal güvencem olur, hem de aileme yük olmam düşüncesiyle bu markete çalışmaya başlamıştı.
Fadime, bu markette şef pozisyonundaydı. Marketler zincirinin, başka bir şehirdeki şubesinde çalışırken, buraya tayin istemişti. Üstelik de evliydi ve bir tane de çocuğu vardı. Ayrıca bu markette Gülşen ve Aynur adında iki tane daha bayan eleman çalışmaktaydı.
Fadime, karakter olarak sert mizaçlı, tam bir yönetici tipindeki biriydi. Bir de vicdan denilen olgudan yoksundu. Emir vermesini severdi. Çalışanlara sıkıntı çektirmekten hoşlanırdı. Özellikle de Coşkun’a.
Coşkun, işe gireli daha bir kaç hafta olmasına rağmen, Fadime ile bir türlü yıldızları barışmamıştı. Bir de markette çalışan, tek erkek eleman olması itibariyle, ağır işleri bilerek, Coşkuna yaptırıyor, aklı sıra onu, eziyordu.
O gün markete ürünler gelmişti. Kamyondan indirip, depoya taşınması icap edecekti. Elemanların hepsi beraber palete yükleyip, sonrada taşıyorlardı. Fadime gelip;
- " Kızlar siz bırakın bakayım o malları taşımayı, Coşkun taşısın. Müşteriler gelmeye başladı. Gülşen sen kasaya geç. Aynur sen de rafları düzenle."
Coşkun, bu duruma uyuz olmuştu.
- "Ya şefim, görmüyor musun? Bu kadar malı nasıl taşıyayım tek başıma. Bari biri kalsın. Beraber taşıyalım."
- "Maşallah Coşkun Bey bakıyorum da çok şey istiyorsunuz. Görmüyor musun be adam? İnsanlar geliyor. Kasaya adam lazım. Müşteri hizmet bulamayınca kaçar gider."
Sonra kızlar diğer taraflara geçtiler. Coşkun da kendi kendine;
- "Tövbe yarabbim! Gel de sabır taşı ol şimdi. Kasaya sanki kendi geçse bir yerinden bir şey kopacak."
Yapacak bir şey yoktu. Tek başına taşımaya devam etti. Tam iki saat durmadan çalıştı. Tam iş bitmişti ki, azıcık dinleneyim dedi, Fadime gelip;
- "Al şu reklam kağıtlarını da git sağa sola dağıt"
Coşkun, öküzün trene baktığı gibi Fadime’nin suratına baka kalmıştı.
- "Daha yeni taşıdım malları. Çok yoruldum. Azıcık dinleneyim. Hem diğerlerinden biri gitsin. Halim kalmadı kıpırdamaya."
- "Hayır" dedi, Fadime, "Sen gideceksin. Diğer kızların işi var"
Coşkun, çaresiz reklam kağıtlarını aldı. Gidip, üşütmemek için montunu giydi. Dışarı çıktı. Kendi kendine;
- "O......u. Aklı sıra beni eziyor. Ulan Allahtan korkmayacaksın suratına ........... Aslında bu kağıtların yerine Fadime’nin resimlerini dağıtmak lazım. Ulan gidip bir yerlerde mi otursam ne yapsam" diye aklından düşünceler geçiriyordu. Akşama doğru markete geldi. Fadime onu görünce, sinsi bir tebessümle suratına baktı. Coşkun, yemeği de dışarıdan kendi cebinden yemişti. Normalde öğlenleri market yemek ücretini karşılardı. Ama Fadime sayesinde yemekten de olmuştu. Fadime’ye, sinirli sinirli bakmakla yetindi sadece. O anda Fadime’ye çok kötü şeyler yapabilirdi.
Ertesi gün markete, Fadime çocuğunu da getirmişti. Çocuk bu tabiki, bir o yana bir bu yana koşuyor, çarptığı raflardan bir şeyler yerlere dökülüyordu. Coşkun, olan bitenleri izliyor, yerlere dökülen malzemeleri toplayıp, tekrardan rafa diziyordu. Baktı ki olmuyor Fadime’ye gidip;
- "Ya şefim, bak senin çocuk rafları döküyor durmadan. Şuna bir desen de biraz rahat dursa."
- "Hayırdır Coşkun Bey, o daha çocuk. Ondan mı rahatsız oldun?"
- "İyi de işimi yapamıyorum ben"
- "E nolmuş yani, altı üstü bir kaç şey düşürmüş. Bu kadar abartma."
- "Çattık" diye kendi kendine söylendi Coşkun. "Piçi de kendine benzetmiş. Tövbe tövbe."
Coşkun’un asıl amacı başka bir işe girmekti. Bilgisayar okumuştu. Bir hastanenin bilgi işlem merkezine başvurmuştu. Ayrıca bir bilgisayar firmasına baş vurmuş, firma da yaşının gençliğini dikkate alıp, onunla ilgilenmişti. Oradan da haber bekliyordu. Yoksa ömür böyle bir markette, hele Fadime ile hiç heba edilemezdi. O gün markete emniyette çalışan, resmi üniformalı bir polis gelmişti. Bazı zamanlar gelir, alışverişini yapardı. Sima olarak biliyordu onu. Polis içeri girerken selam vererek girdi. Coşkun da onu selamlayarak karşıladı. Coşkun bu tür memurları görünce onlara tatlı bir şekilde imreniyor, kendi de onlar gibi memur olmak istiyordu. Bu yüzden de bir sempatisi vardı, onlara karşı. Polis alışveriş yaparken, Coşkun da rafları diziyordu. Polis’e;
- "Abi yarın gıda ürünlerinde, bayağı güzel indirimler var. Haberin olsun"
- "Ya öyle mi? Yarın uğrar bakarız. Sağolasın."
- "Görüyorum abi seni, buralarda. Bazen geliyorsun"
- "Evet bazen yolumuz düşüyor. İndirim kartı da olunca, insan uğruyor işte."
- "Öyle abi. İsminiz nedir abi?"
- "Benim Ali. Ya senin ismin nedir?"
- "Benim de Coşkun abi. Tanıştığıma memnun oldum."
- "Sağolasın Coşkun. Ben de memnun oldum."
- "Karşıdaki emniyettesin değil mi abi?"
- "Evet Coşkun. Oradayım. Karakolda çalışıyorum orada."
- "Anladım abi. Ben de işte bir ay kadar oldu burada yeni başladım daha. Bakalım sonrasına işte. İki yıllık bilgisayar okudum."
- "Yaaa! Ne güzel. İyi bölüm okumuşsun."
- "Öyle de abi, bakalım, bir hastaneyle, bir bilgisayar firmasına baş vurdum."
Tabi bu konuşmalar olurken, bir yandan da gözü Fadime’yi arıyordu. Onu böyle sohbet ederken görürse eğer, çenesinden kurtulamazdı.
- "Abi, şöyle yana geçelim de görmesinler konuştuğumu."
- " Anladım. Sıkı galiba biraz."
- "Sorma abi ya. Neler çekiyoruz. Bir yerlere kaçsak da kurtulsak şuradan."
- "Yaşın kaç Coşkun."
- "Yirmi bir abi."
- "Hımmm! Daha çok genç bir yaş. E polisliğe falan baş vursana. Yaşın daha gençmiş hem bak."
- "Haklısın abi, bir şeyler yapmak lazım. Dedim ya hastaneyle, firmadan haber bekliyorum. Bakalım ne olacak?"
- "Bak yakında polislerin çalışma şartları çok iyi olacak. Sınavlara hazırlan. Belki kazanırsın. Hem astsubaylık ya da başka kurumda bir memur bile olabilirsin. Burada ne maaş alıyorsun."
- "Altı yüz doksan lira abi. Sigorta ve yemeği kendileri variyorlar."
- "Valla ona göre Coşkun, yaşın daha genç bak. Bir şeyler yap bence."
- "Sağolasın abi,i tavsiyelerine uyacağım
Devamı Sonra........
YORUMLAR
İkiş yıllık bilgisayar teknisyenliğinden mezun bir yeğenim var, bilgisayar tamircisinin yanında çıraklık yapıyor. Coşkun da Fadime'nin ğız kokusunu çekiyor. Üniversite sınavlarında buraları tutturduğuna sevinen çocuklar, bunlaı yaşayacaklarını bikle bile lades diyorlar. Ne çarpık işler yahu...Saygıyla
FARQİN2101
Saygılarımla
FARQİN2101
Saygılarımla