- 712 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMLAR
selimin ve neslihanın yürek acısını derinden hissettiren bir bölümdü kutlarım sevgilerimle..
Belgin Sönmez
''kemik erimesinden bizar yaşlı dizlerini tutarak yerinden kalkıp masanın kenarında bir tabak susamlı krakerin yanında duran telefonu Selime getirdi.'' güzel bir tasvirdi.. telefonun duruşunu gözlerimde canlandırabildim.. Devamını bekliyorum... Allah (c.c)'ın rahmeti ,bereketi ve selamı üzerinize olsun...
Belgin Sönmez
’’Ana’’ merdivenleri dermansız bacaklarıyla çıkmaya çalışan ihtiyar kadının birden içi titredi Selim’in odasından gelen sesiyle ’’Evladım geldim’’diye kapıyı açtığında Selimi yatakta buldu.
’’Oğul işe geç kalmışsan’’ ’’Mavuş Ana hiç dermanım yok’’ yatağın yanı başına Selim’in tekli koltuğunu yavaşça çekerek oturdu kaygıyla ’’Nen var oğul’’ ’’Her yerim ağrıyor, dün Fevzi’yle öğretmen evinin bahçesinde oturup sohbet ettik’’ ’’Oyyy o Fevziyi Allah ala, çıbanın başı odur’’buz gibi mavi damarlı elini selimin alnına uzattı ’’Ateşin var yanırsen’’.
GÜZEL YAZINIZI KUTLARIM KALEMİNİZ DAİM OLSUN SELAM VE SAYGILAR.