ANLADIM
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda anladım. Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış, Kendi yolumu çizdiğimde anladım.. Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil.. Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..
Bildiklerini anlatsaydı eğer hayat sanırım bir kulağımdan çıkıp gidecekti... Ama yaşananlar yüreğimde sakladığım bir kitap gibi ara sıra belki de sıklıkla okuyacağım...
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış, Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
Sevgisiz bir yürek... Susuz toprak gibiymiş... Sevgiyle sulanırmış her şey... Hayat bulurmuş eğer gerçekten sevilirse cana can katarmış...
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden, neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş, gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..
Ağlayanı güldürmek ve ağlatmamak...
Bunu başarabilmek hayatta...
Yanında olabilmek her koşulda...
Zor günlerde yaslanacak bir omuz olabilmek...
Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş, çok acıttığında anladım..
Keşke keşke yaşamadan öğrenebilsek..
Ama nerde...
Herkesin canı yanmıştır sanırım bir kere...
Fakat hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gerçekten seviliyorsa aksın...
Ama olsun bunlar mutlluluk yaşlarımız...
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım.. Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet, Yüreğini elime koyduğunda anladım..
Yürek içine girmek ve hiç çıkamamak...
Keşke dışarıdan da bir ipuçlarımız olsa bizi dile getiren...
’’Sana ihtiyacım var, gel! ’’ diyebilmekmiş güçlü olmak, Sana ’’git’’ dediğimde anladım.. Biri sana ’’git’’ dediğinde, ’’kalmak istiyorum’’ diyebilmekmiş sevmek, git dediklerinde gittiğimde anladım..
Gitmek terk etmek savaşamamak isteyip de...
Tamam gurur olmaz...
Gururun olduğu yerde sevgi son bulur sadece sözlerde kalan...
Duruş ister karşındaki...
Bilmeyen için sevgi en büyük duruştur aslında...
Bundan dolayı sevginle birlikte korursun duruşunu...
Farklı farklı anlamlar yüklerler...
Kişiliğine kadar...
Susarsın...
Onursuz diye düşünürler...
Sevmek de bir duruştur sessizce bilemezler...
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan, büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
Çocuk saflığında verebilmek öylece...
Karşılık beklemeden...
Özür dilemek değil, ’’affet beni’’ diye haykırmak istemekmiş pişman olmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım.. Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş, Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış, yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.. Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi, Beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım..
Bunu anlayabilmek için bir sevgi olmalı yüreğinde...
Keşke yazarak anlatılabilse...
Sevgi emekmiş, emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş...
Yani...
Bırakacaksın ve bekleyeceksin...
Ne demişler geri dönerse vardır paylaşılacak bir çok şey...
Dönmezse yaşanmamış yaşananlar...
Koca bir masal
Çok sevdiğim CAN YÜCEL’in bir şiiridir bu...
Düşündürdüklerinle bu akşam...
Ben bunu anladım...