- 751 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
AKLIMDA KALAN ANILAR
Çocuk sayıldığımız kendimizi çocuk saydığımız yıllar vardır, her ne kadarda büyüsekte içimize büyümeyen bir çocuk varsada... İşte gerçekten çocuk olduğumuz yıllarda iyi hatırlıyorum, kar bol yağar ve uzun zaman yerden kalkmazdı, O zamanlar kar kimileri için bir çile olsada biz çocukar için iyi bir eğlence ortamı olurdu.
Uzun kış gecelerinde televizyonun olmadığı zamanlardı, TRT Radyosunun radyo tiyatrosu proğramı kaçımadığımız proğramlar arasındaydı, ilgiyle takip eder , büyük haz alırdık, sobanın etrafıda hele bir köşe minderinde oturmak, ne güzel olurdu. Pencerelerimizin soba olmayan odalarda buzlu cam olurdu. Camları tırnaklarımıla kazır dışarıyı seyrederdik.
Geceler uzun dedik ya, Okulada gidiyoruz derslerimize sobalı odanın bir köşesinde kurulu masada çalışırız, Tüm aile fertleri dikkatimiz dağılmasın diye ses yapmamaya gayret ederdi, Sobamız fırınlı soba idi fırında; börek çörek soğan patates yer elması pişirilir, üzerindede kestane kebabı yapılırdı.Sobanın üzeride mutlaka bir güğüm su kaynar halde bulunur yemeklerin ve çayın kaynamış suyu bu güğümden alınırdı. Şimdiki neslin tanımadığı hiçten saadeti yaşardık, mutluluk her kişinin farklı algıladığı bir şey galiba...
Kar bol yağar demiştim evet doğru....Kar akşam yatağımıza yatarken yoktur, ama sabaha diz boyu karla uyanırız. Okula gidilecek bakkaldan ekmek alınacak, merdivenlerimiz kar dolu temizleriz bata cıka okul yoluna revan oluruz, Ogünlerden en çok aklımda kalan kulaklarımın ve parmak uçlarımın çok üşüdüğüdür. Kar topu oynamayı bu yuzden pek sevmezdim, Arkadaşlarım bana kar topu atarlardı ama ben atmazdım, Hep anılarda kaldı biz mutluluğu sevgiyi muhabbeti saygıyı bu yıllarda öğrendik.
Öğretmenlerimizi sokakta gördüğümüz zaman uygunsuz bir halde bizi yakalamasın diye dikkat ederdik, onlara selam vermeyi ihmal etmezdik. Orta okul ve lise yıllarımız, öğretmenlerimizle arkadaşlarımızla ilgili hatıralarla dopdoludur, Günlüklerimizde onlara sayfalar açar bizim için yazdıklarını hazla okurduk, Hiç unutmuyorum Bir hatıra defterimi onların öğretmenlik hayatlarında unutamadıkları hatıralarını yazmaları için ayırmıştım.
Amatorce şiirler yazmaya yine bu yıllarda başladım, saf duygularla yazdığım onlarca şiiri sonradan beğenmeyip yakardım, Okumak bir tutku idi benim için, Edebiyat öğretmenim kompozisyonlarıma on numara verir, İşte bu yüzden arkadaşlarım kompozisyolarını bana yazdırmaya çalışırlardı, Olmaz deyince benimle kavga eden arkadaşlarım olmuştur.
Ellili yaşlarını yaşayan bir insan olarak bu yazımı okuyan herkese tavsiyem olsun, gerçekten hayat yaşanan gündür her anı dolu dolu yaşanmalı, Çocukluğunu gençligini yetişkinligini şartlarına uygun yaşamayanlar, pişmanlıklarını ifade ettikleride iş işten geçmiş oluyor.
Hayatımıza maneviyatın kattığı, zevklerden, kimse mahrum kalmasın isterim, bunun aşısı çocukluk yıllarında yapılmalıdır, Ağaç yaşken eğilir der atalarımız, sonradan eğmeye çalışmak onu kırmakla sonuçlanır....
YORUMLAR
Ve karlar diz boyunda bata çıka giderdik okula tatil olmazdı okulumuz.... Nöbetçi öğrenci önceden gelmiş ve sobayı yakmış olurdu.. Köy yerinde yakacağımız odundu ve her bir öğrenci, her sabah bir parça odun getirirdi çantasında okula ve biz onlarla ısınırdık... Hiç hasta olmadık, hiç mızmızlanmadık çünkü bize her mevsimi kendi halinde sevmeyi ve yaşamayı öğretiyorlardı....
Yazınız benimde aklımda kalanları etkiledi ..:))) saygılar.