- 675 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
BAHTIN KRALI
Seninle güçlüyüz, elinin değdiği her yerde biz kendimizi hep güçlü hissettik. Öylesine güçlüyüz ki aşamayacağımız hiçbir zorluk yoktur. Bunu da aşacağız elbet.
“Bir günün beyliği beyliktir.” diyenlerin meydanı boş bulup cirit attıkları günlerden geçiyoruz. Senin menzilin halkının özgürlüğüydü. Sen o menzile ulaşmak için önüne çıkan her olumsuzluğu yok ettin. Bugün o menzilde kalmak isteyenlerle, senin mirasını yok etmek isteyenler çekişme halindeler. Bir taraftan yok ettiklerini sandıkları eserlerin, diğer taraftan kinayeli bir bakış, göz süzüşle gülümsüyor. Bu ülkenin her zerresine dokunduğun için olsa gerek, gücüne ulaşamayanlar adını ve eserlerini yok ederlerse seni yeneceklerini zannediyorlar. Böylece geçmişte halkı cehalete zorlayan, galeyana getiren ve cinayete varan suçlar işleten atalarının intikamını alacaklar. Bir yerlere anıt mezarlarını yaptırırlarsa, o zaman seni silebileceklerini zannediyorlar. Zihinlerden nasıl sileceklerini bilmiyorlar çünkü.
Biz seni kocaman sevdik. Senin her halin, halkın için yaptığın her şey çekti bizi. Öylesine doğru, öylesine asildin ki… Ne takıyye yaptın, ne kimsenin önünde eğildin. Amacına ulaşmak için asla halkını aldatmadın. Senin parayla satın aldığın yandaşın yoktu. Sana çalışacak medyan yoktu. Mavi gökyüzü kadar berrak, yağmur damlaları kadar gerçektin. Herkesin gönlünde taht kurmuştun, bahtın kralı gibi. Bu halkın tahtını sen yaptın, bahtına tahtı sen kurdun. Herkes yaşamın içindeyken, sen hep dışında kaldın. Çünkü yapacak işlerin hiç bitmedi…
Sesini de sevdik, suskunluğunu da… Seni anlatacak kelime bulamadık çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiç bir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı. Seni severken yorulmadık. Biliyorduk ki bastığımız toprakların her bir karesinde senin askerlerinin ve sana inanıp ardından gelenlerin alın teri vardı, kanlarıyla sulamışlardı bu toprakları.
Biz her gün yenilendik seninle, çoğaldık, büyüdük. Eksik kalan neyimiz varsa tamamlamıştın, geriye kalan mirasını korumaktı. Bugün onu biz yapıyoruz, yarın çocuklarımız yapacak.
Biz, seni kocaman bir yürekle sevdik. Sen, kendiliğinden geldin oturdun yüreğimize. Bir başka yerde olamazdın zaten. O yüreğin gerçek sahibiydin.
Biz, dört mevsim baharı yaşadık seninle. Çiçek gibi açtın yüreğimizde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerinin karşısında. Kırmızıydın bir ateş gibi ve maviydin... En çok mavi rengini sevdik ve en çok “Mavi gözlü dev adam” cümlesini kurduk.
Seni severken dünyayı da sevdik, insanları da. Bize bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibi olduk sayende. En kızgın, en tahammülsüz olduğumuz anlarda bile, seni düşünmek ve senin yolundan gitmek yetti bize. İçimizdeki korkuları senin sayende yendik. Vatanın ve sahip olmanın ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladık seninle… Biz seni çok sevdik ve biz senin varlığına tutunduk.
Sen ölmezliğin ta kendisiydin.
Hülya TÜRK
17.01.2012
YORUMLAR
Yürekten dökülen bu anlamlı ve çok değerli yazınızı beğeni ile okudum, kaleminiz hep yazsın,, saygılar.
HÜLYA TÜRK
Günaydın Hülya Hanım,
Sizi yürekten kutluyorum. Bir sevginin, sevgiliye bağlılığın sade bir dille dile getirilmesi ancak bu kadar olur. Atatürk'ün millet bağrındaki etkisini azaltmaya çalışanlarla, ruhsuzlar bir gün;
"Atatürk, Yüce Allah'ın Türk Millet'ine bir hikmeti ve nimetidir." gerçeğini anlayacaklar.
Gerek akıcı anlatımınız gerekse hatasız yazınız nedeniyle de sizi kutluyorum.
Başarılarınızın hep böyle devamı dileğiyle saygılar.
HÜLYA TÜRK
Sitemli ve Atamızı öven bir yazı.
Dediğiniz durumlar da olabilir. O kafada insanlar da çıkabilir.
Fakat dünya onunla uğraşıyor gibi bir algı oluşturmak yanlış bence. Belki ben yanlış anladım.
İçini örneklerle doldursaydınız daha güçlü olurdu yazınız. Övgü kısmı fazla geldi.
Sakın rahatsız olduğumu düşünmeyin.
Yasağa ilgi çok oluyor. Şu yapılmasın dedikçe onu özellikle yapanlar artıyor. Yani rahatsız olduğun bir şeyi işaret edince onu hedef de yapabiliyorsun.
Ben ölmüş insanların ya hayırla anılmasını ya da hemen hemen hiç konuşulmaması gerektiğini düşünen biriyim.
Bütün cümle geçmişlerimizin ve atalarımızın Allah (cc) taksiratını affetsin. Yerleri cennet olsun.
Sevgiyi söylemek suç değil elbette. Sizi o nedenle tebrik ederim. Benim dikkat çekmek istediğim nokta çok ölçülü olmak ve daha anlayışla karşılamak.
Demokrasinin fazileti belkide karşıt görüşlere saygılı yaklaşmalarından geliyor.
Fena halde yanılıyor da olabilir insan. Haksız yere insanlara yükleniyor da olabilir. Fizik kanunlarının değiştiği dünyada ölesiye bir katı fikirli olmaya hacet yoktur.
Bilmem fikrimi biraz olsun ifade edebildim mi?
Fikir ve şahsınıza hürmetler.
Kaleminiz daim olsun.
Selamlar.
HÜLYA TÜRK
İnsan sahip olduklarının kıymetini, kaybedince anlıyor. Biz de bunu kaybettiğimiz gün anlayacağız. Hem geçmişimize sahip çıkarak, hem de bugünlere gelmemizde inkar edilemeyecek katkısı olan Atatürk ve silah arkadaşlarının unutturulmaya çalışılması, kitaplardan tamamen çıkarılmak istenmesi önemli bir gerçektir. Bu gerçeğin üzerinde durmak görevimiz. Zira, özgürlüğümüzü kaybettiğimiz gün, pişmanlıklarımız fayda etmeyecektir.
Zira, Atatürk gibi biri daha bu dünyaya gelmez.
Saygılar
Engin Tatlıtürk
Elbetteki Atatürk çok büyük bir dehadır. Fakat ne değerler doğmuştur bu büyük milletten. Atatatürk de bu milletin bir ferdidir.
Bu millet bir daha bir Atatürk yetiştiremez demek hakkaniyetli ve doğru bir cümle değil.
Atatürk yeryüzü tanrısı mı ki bir eşi benzeri daha yetişmesin.
Maksadını aşan cümleler yazıyı zayıflatır. Askıda kalanlar olur.
Kul hatasız olmaz.
Atatürk de çok hata yapmıştır.
Hilafeti kaldırması bile pek çok tarihçiye göre büyük hatadır. Özel hayatında da hatalar yapmıştır.
Sağlığına dahi hiç dikkat etmemiştir.
Siyasi hataları da olmuştur. Kusursuz kul olamaz ki.
Uyduruk tarih yazmak bile bir hatadır.
Atatürk hakkında her şeyi bildiğinize nasıl bunca emin olabilirsiniz.
Her şeyi halka anlatıyorlar mı sanıyorsunuz.
Maksadım tartışmak, helede Atayı tartışmak hiç değil.
Dilerim ne özgürlüğümüzü bir daha kaybederiz ne de pişmanlık içinde yeni Atatürkler ararız.
Saygılar.