YETİM KIZIN HAYATINDAN 1
Bir zamanlar 15 – 16 yaşlarında yetim bir kız varmış. Bu kız boş zamanlarında sürekli radyo dinlermiş, kitap okurmuş, hep kendisini geliştirecek şeyler yaparmış. Bir gün yine eski, tahta sandalyesinde oturmuş radyo dinliyormuş. Bir müddet müzik dinlemekten usanmış ve başlamış kanalları kurcalamaya. Rast gele açtığı bir kanalda bir konuşmacı şöyle bir konuyu dile getiriyormuş;
“ Olay yerinden ayrılmayın! Evet, yolda yürüyorsunuz ve önünüzde bir kaza, kavga veya büyük bir felaket oluyor. İlk aklınıza gelen tabiî ki kaçıp kendi canınızı kurtarmak olur. Ama oradan kaçarak yalnız kendinizi kurtarmış olursunuz, diğer insanlara bir faydanız olmaz. Eğer ki siz, olay yerinden kaçmazsanız ve tedbirli davranırsanız hem kendi canınızı hem de birçok insanın canını kurtarabilirsiniz. Evet; sakin, tedbirli ve soğukkanlı olmanız gerekiyor.
Maalesef insanlarımız en küçük bir olayla karşılaşınca hemen paniklenir, feryat eder, bağırıp çağırır, isyan ve ön yargılarda bulunur. Hem kendisini hem de diğer insanları üzer ve çok kötü sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verir. Olay yerinden ayrılmamak ; olaya olay eklemek için değil, olayın büyümesini engellemek için olmalıdır….”
Evet, bu güzel konuşmayı dinleyen kız; konuşmacıya. Çok hak verir.
— Adam haklı tabiî ki olay yerinden ayrılmamak, insanların derdiyle dertlenmek gerekiyor. Diye kendi kendine söylenir.
Aradan birkaç gün geçer ve bu yetim kız evden dershaneye doğru gider. Yolda yürürken 10 yaşlarında bir oğlan çocuğun bir adam tarafından hırpalandığını, azar işittiğini görür ve çok üzülür. Fakat yoluna devam eder. Neden sonra radyoda dinlediği program aklına gelir ve
_Bu da bir olay sayılır, beklide zavallı çocuğa yardım edebilirim. Der. Arkasına dönüp baktığında çocuğun ağlayarak adamdan uzaklaştığını ve bir cami yakınında kaldırımın üzerine oturup dilenmeye başladığını görür. Çocuk çok perişan, üzgün bir halde, elini açmış, gelen gidenden dilenir;
_ Allah rızası için, ağabeyler, ablalar… Bir ekmek parası, bir harçlık… Der.
Yetim kız daha fazla dayanamaz ve çocuğun yanına yaklaşır.
_ Senin annen, baban yok mu? Der. Çocuk; mahcup ve üzüntülü bir halde, kısık sesle;
_Yok. Der
_Peki, az önce seni şu ara sokakta hırpalayan adam kimdi? Diye sorar.
Çocuk başını önüne eğer ve seslenmez. Kız ısrar eder;
_ Hadi ablacığım! Korkma, söyle. Kim di o? Sana yardımcı olabilirim, seni o adamdan kurtarabilirim. Der.
Çocuk biraz ürkek bir şekilde;
_ O kötü bir adam. Bizi hep zorla dilendiriyor, bize kötü işler yaptırıyor. Bizi hep azarlıyor, dövüyor, hırsızlık yaptırıyor… Der
Zavallı kız neye uğradığını şaşırmış ve yere oturmuş çocuğun anlattıklarını dikkatle dinliyordu. Birden haline şükretti. Yetimdi ama onu çok seven bir babası ve sıcacık bir yuvası vardı. Sokaklar da birilerinden bir şeyler dilenmiyor ve çok rahat bir şeklide okuluna gidip geliyordu.
Çocuğu epeyce dinledikten sonra; çocuğun toz toprak içinde kalmış saçını okşayarak;
_Benimle gelmek ister misin? Bizde kalırsın. Hem benim babamdan başka kimsem yok kardeşim olursun. Der. Çocuk; artık bende kurtulmak istiyorum dercesine, nemli gözlerle;
_Ama o kötü adamlar beni bırakmaz, onlar çok kötü. Beni hep cezalandırırlar, aç bırakırlar, döverler… Der.
Yetim kız birden saatin epey ilerlediğini, dershaneye geç kaldığını fark eder. Çocuğa;
_ Peki, sen hep burada mı dilenirsin? Nerde kalıyorsun? Diye sorar.
Çocuk başını sallayarak;
_Evet, hep burada dileniyorum, şu ilerde eski bir depo var biz orda kalıyoruz. Der.
Yetim kız;
_ Tamam ablacığım. Geç oluyor benim şimdilik gitmem gerekiyor. Ama yine geleceğim, sana yardım edeceğim. Der ve uzaklaşır.
Akşam olur ve kız babasına olanları anlatır. Fakat babası kızını anlayışla karşılamaz, aksine ters bakarak;
_Boş ver kızım, sen karışma. Sonra bizimde başımıza bela olurlar, sana bir zarar verirler. Hem üzülme sen polisler o kötü adamları bulur ve o çocukları kurtarırlar. Der.
Ama kız bir türlü boş veremez ve bir şeyler yapmak ister. Babasının son sözleri aklına gelir; “polisler o kötü adamları bulur ve o çocukları kurtarırlar. “
_Evet polis! Der, çığlık atar.
Sabah olur olmaz yetim kız okula gidiyormuş gibi yaparak polis karakoluna gider ve o çocuğun durumunu anlatır. Orada ki polis amcaları kızı dikkatle dinledikten sonra biri;
_Tamam, kızım. Buraya gelmekle çok iyi yaptın, senin sayende birçok çocuk kurtulacak. Kötü adamlar da cezasını çekecek. Şimdi bize o çocuğu göster ve seni evine bırakalım. Der. Kız;
_ Peki, sonra ne olacak? O adamları yakaladığınızı ben nasıl bileceğim? Der.
Polislerden biri;
_ Haklısın, gel bakıyım şu kâğıda adını, soyadını, adresini yaz. Biz sana ulaşırız, bilgi veririz. Hem sonrası bizim işimiz, gerekenleri yaparız. Sende üzülme artık tamam mı? Der.
Kız;
_Tamam. Der.
Aradan bir hafta on gün kadar bir zaman geçer. Bir akşamüstü yetim kızın evine polis amcaları gelir ve o kötü adamları yakaladıklarını, çocukları da kurtardıklarını söylerler. Fakat babasının karakola götürülmesi gerektiğini de söylerler. Ve babasını alıp götürürler.
Kız evde yalnız kalır, sabaha kadar bekler. Fakat babası gelmez. Okula gider gelir babası yine yok, gelmemiştir. Sabah olur olmaz yine karakola gider, merakla babasını sorar.
Polis memurlarından biri zavallı kızı biraz teselli etmek istercesine;
_Bak kızım! Sen akıllı, anlayışlı, iyi bir kızsın. Sana iyi şeyler söylemek isterdim, fakat üzücü bir haberim var. Ama belki sevinebileceğin de bir şey olabilir.
Kız meraklı ve tedirgin bir şekilde;
_Ne oldu? Yoksa babam da mı hapse girdi, o ne yaptı? Der. Ve ağlamaya başlar.
Polis, önce kızı sakinleştirmeye çalışır ve sonra;
_ Bak, kızım! Biz günlerdir senin bize ihbar ettiğin olay üzerinde çalışıyoruz. Ve gerçekten senin sayende tam yedi çocuğun hayatını kurtardık. Fakat bu adamlar öyle kötülermiş ki, onlarca çocuğun organını çalmışlar, birçok kişiyi soymuşlar, anlayacağın her türlü kötülüğü yapmışlar. Ve senin konuştuğun o dilenci çocuğun da hem annesine hem babasına işkence yaparak çocuğu zorla kaçırmışlar, tanıyıp bulmasınlar diye de çocuğu yıllardır bir depoda saklamışlar. Evet, çocuk büyüyünce de sokağa salmışlar ve dilendirmişler.
Kız üzgün bir şekilde;
_Ya şimdi nasıl, nerde? Demiş.
Polis derin bir ah çektikten sonra devam etmiş;
_ Şimdi bir hastanede tedavi görüyor. Çünkü zavallı çocuğa yapmadıklarını bırakmamışlar, Ona çok tehlikeli ilaçlar vermişler, hep pisliğin içinde büyütmüşler. Ve çocuğun midesinde kanser başlamış. Bunu bildikleri için çocuğu tedavi ettirtmek yerine ölünceye kadar dilendirmeyi, Onu kullanmayı düşünmüşler…
Kız olanları dikkatle dinlerken bir yandan da gözlerine hâkim olamıyor ve o kötü adamlara nefretini kusarcasına;
_Allah belalarını versin! Onların bu dünyada yaşamaya hakkı yok, onlar idam edilse bile cezalarını çekmiş olmazlar. Onları diri diri ateşe atmak mı lazım, işkence ederek kör kuyulara gömmek mi lazım. Der.
Sonra babasını tekrar sorar. Polis artık iyice olayların kötü gidişatından dolayı ne yapacağını, ne diyeceğini bilemez bir halde;
_ Yaptığımız araştırmalara göre baban da o adamlardan. Der.
Zavallı kız yine neye uğradığını anlamaz ve bağırıp çağırmaya başlar;
_ Yalan söylüyorsunuz! Olamaz! Benim babam kötü olamaz! Der. Ağlar ve birden yere yığılır düşer bayılır.
Gözlerini açtığında kendisini bir hastane odasında, kolunda serum ve etrafında tık tık sesler çıkaran cihazlar görür. Ne olduğunu anlamaya çalışır ve derken; birden odanın kapısı açılır ve içeriye orta yaşlarda, uzun boylu, sarışın, temiz yüzlü güzel bir kadın girer. Yavaşça kıza yaklaşır, kısık sesle;
_Kızım. Der.
Zavallı kız, şaşkın bir halde;
_ Bana ne oldu? Sende kimsin? Der.
Kadın bir sandalyeyi kızın yatağına yaklaştırır ve oturur.
_ Ben. Der. Ve başlar anlatmaya;
_ Ben o kurtardığın çocuğun annesiyim. Tam 5 yıldır oğlumu arıyordum. Şimdi ona kavuştum. Onu tedavi ettirip, en güzel şekilde yetiştireceğim.
Kız tebessüm ederek;
_ çok güzel. Ona sahip çıkın, onu koruyun.
Kadın tebessüm ederek;
_ tabi ki kızım. Der
Kız;
_ oğlunuz ailesine kavuştu, ama ben bir babam tek vardı hayatımda onu da kaybettim sayılır. O hapiste iken ben ne yapacağım? Şimdi ben yalnızım, çaresizim, bir ailem yok… der hüzünlenir.
Kadın ;
_ senin durumunu biliyorum kızım. Sana bir teklifim olacak; bizimle yaşamak ister mi sin? Hayatına bizimle devam etmek istermisin?
Kız bu teklif karşısında oldukça şaşırır. Fakat bu sevimli, hanımefendi kadına içi ısınır ve kabul eder.
Yetim kız olay yerinden ayrılmayıp bir çok çocuğun hayatını kurtardığı gibi kendi hayatını da kurtarır. Ve güzel bir ailede güzel bir hayata merhaba der.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.