"SONBAHAR EKİNOKSU" (O, ATKIM VE BEN ) 2
"SONBAHAR EKİNOKSU" (O, ATKIM VE BEN -II-)
Tuhaf bir yanına dokunabilmiştim. O, atkım ve ben dolanmıştık kaldırımda. Sokak lambaları henüz yanmaya başlıyordu. Her adımımızdan sonra kalan direk yakıyordu ışığını. Şehir hızla boşalıyor gibiydi. Burnum akarken titreyen düşüncelerim mi yoksa bedenim miydi bilemiyorum. Yağmur hiç haber etmeden başladı inmeye. Islanmıyorduk. Sadece üşüyordum.
Ben mi yürüyordum o’na, o’mu yürüyordu benimle. Hangisiydi?
Bir kabus, güzel güleç bir düş, bir paket siyah kurdeleli kesme şeker, sonbahar ekinoksu, bir kış ortasında sarhoş rüzgar….
Neydi hangisinden gelmiş neyden türemişti.? Bir adam ve onun küçük kırmızı bağcıklı sevgilisi. Anlamını yitirmeye yüz tutmuş eski bir inancın duaları gibi hızla soyutlaşmayı denemek gibi bu yürüyüş. Bana hiçbir gülücük bırakmamalıydı aslında. Ben güzel hatırlarsam nasıl kaybolurduk.
“ Garip bir boşluktu zaman, biraz eğlenmiş acıyan taraflarımızı ovalamış, sıcak bir şeyler içmiş, olmayan yerde olan bir mekân yaratmış ve bitmiştik” O, atkım ve ben…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.