- 2142 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HERŞEYE RAĞMEN MUTLULUK
Nerden nasıl başlamalıyım bilmiyorum, son iki üç gündür ben ben olmaktan çıktım, sanki içimde bir başka ben ortaya çıktı, ne davranışlarım ne de söylediğim sözler bana ait, pimi çekilmeye hazır bir el bombası gibiyim. Gücüm bitti ceketimin cebinde az biraz umut olsa da tükendim. Böyle değildim, böylesine kırıcı böylesine öfke dolu olmak hiçbir zaman istemedim, bana neler oluyordu. Yabancıydım her şeye herkese, en önemlisi de kendime yabancıydım. Kendimi tanıyamıyordum. Çevremdekilerin benden hep mükemmelmişim gibi bahsetmeleri beni boğmaya başlamıştı. Kimse farkında değildi kaybolmaya başladığımın, hep güçlüydüm, cesurdum asla korkak olmamıştım, kaybettiğimi sandığım her an başarıya bir adım daha yaklaştım, bana güvenen insanları hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmadım, hep el üstünde tutuldum, şımartıldım. Sevilmek çok güzel bir duyguydu birilerinin seni sevmesi koruması, sana gelebilecek tüm kötülükleri olabildiğince gizliden gizliye engellemesi. Sevilmek kadar sevmekte güzel bir duyguydu herkesi seviyordum, canımı yakanın canını elbette acıtmışımdır ama asla kırıcı olmadım kimseye karşı, özel biriydim başkalarının gözünde nedeni ise hep aynıydı, mutluydum ve benim mutlu olmam başkalarını mutlu edebiliyordu, hiç unutmuyorum arkadaşlarla sınıfa gidecektik ders zili çalmıştı en samimi arkadaşlarım vardı yanımda, ilk gelişimizi konuşuyorduk zil çalana kadar içlerinden biri öyle bir şey söyledi ki ne diyeceğimi bilemedim. Bize ilk geldiği seneyi hatırlattı bir de şimdiki haline bakmamızı. İşte arkadaşımın o sözleri “kimseyi tanımıyordum, çekingendim, yeni insanlarla tanışacaktım asla gülümsemezdim gülümsesem de bu kadar gülümsediğimi bilmezdim, kendini beğenmeyen insanlar olur ya işte öyleydim ilk zamanlar Ayşe’yle sıra arkadaşı oluncaya kadar, onunla geçirdiğim her saniye değişmeye başladım kendime karşı güvenim geldi, mutlu olmaya başladım, başkaları benimle ilgilenmezdi ama bilinmedik bir şekilde başkaları benimle ilgilenir oldu, karşı cins ve hem cinslerim benimle olmak istiyorlar fikirlerime saygı göstermeye başladılar ve bunları tek bir şey başarmıştı, gülümsemek, artık daha fazla gülümsüyordum gülmek için komik bir şeylerin olması şart değildi her an gülümsemek gerekti, Ayşe bana iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi yaptı bilmiyorum ama artık farkında olmadan gülümsediğimi fark ediyorum ve neden gülümsediğimi merak eden gözler bana bakıyor, her sabah nerden buluyor bu kadar enerjiyi ve akşama kadar bitmek bilmeyen bir mutluluğu var,…” arkadaşımın sözlerine şaşırmıştım beklemiyordum böyle bir şeyi kendimle gurur duymuştum, birilerine eğer yaşamın güzelliğini gösterebildiysem diye.
Beni başkalarından özel kılan bitmek bilmeyen bir mutluluktu, her sabah gülümseyerek karşımdakilere günaydın demek ve gün boyunca o mutlulukla çevreye neşe saçmak, ama son günlerde yaptıklarım bu söylediklerimin hepsini yalanlıyor, kırıcıyım, kimsenin düşüncesini umursamıyorum, nefret doluyum sanki söylediğim sözler bana ait değil. Canım yanıyor, her şeyle baş etmeyi öğrenen ben yeni halimle baş edemiyorum, öfke doluyum, neler oluyor bana bilmiyorum beklide yolun sonuna geldim, her şey karmakarışık gözümde korkar oldum en ufak bir ses beni benden etmeye yetiyor uyumak istiyorum kendimi güvende hissettiğim tek yer uykum ve her akşam yastığıma başımı koyarken sabah uyanmamayı istiyorum, kırdığım o kadar çok kalp var ki günahların en büyünü işliyorum kalp kırıyorum sevilmek istemiyorum âşık olmasın istiyorum kimse bana ve asla bana gelip beni sevdiğini söylemesinler istiyorum yalanlarımın ardına saklanmak artık ağır geliyor birilerinin sevgilin var mı sorusuna? Evet, var demek canımı acıtıyor. Hayatımda kimsenin olmadığını bile bile evet demek yalanımın arkasına saklanmak, canım acıyor. Dünyanın en mutlu insanıydım oysaki bir iki güne kadar mutlu olmak için o kadar çok sebebim vardı ki, yaşamam benim için öncelikli mutluluğumdu, bütün çiçekler beni mutlu ederdi ama gördüğüm bir beyaz gül beni benden etmeye yeterdi, o kadar özel ve güzeldi ki beni mutlu eden bir çiçekti, her an çocuk olarak kalmak çünkü en büyük mutluluklar hep geçmişte kalır ve ben bunun için lunaparkları çok severim çocuk olduğum günler gelir aklıma beni mutlu eden dev oyuncaklar ve her saniye nedensiz bir gülümseme herkesin şaşkın bakışları arasında neden gülümsüyor deyip bana bakmaları beni mutlu eden gülümsemek ve hayatımın her anında yaşadığım çoğu zaman görmek istemediğimiz görmediğimiz ama dev mutluluklar. Yazdıkça mutlu oldum, son birkaç günümü hiç yaşamadım sanki beni mutlu eden yazmak beni mutlu eden bir güvercin beni mutlu eden aslında hayat tesadüf dolu ne zaman neyi getireceği hiç belli olmuyor, neler yazacaktım ne yazdım dedim ya mutluluk ben, ben mutluluk olmuşum, mutluyum ve her şey olması gerektiği gibi olacak her şey eskisi gibi tek bir farkla artık kalp kırmak yok, kimseyi üzmek yok. Kalbimin emrettiğini yapacağım kırılan kalbi ne kadar eski haline sokabilirim bilmiyorum ama en çok kırılandan benim için özel olan tek kişiden yaptığım ve yapmadıklarım için özür dileyeceğim umarım beni affeder, umarım beni dinler başkalarından beni dinlemek yerine beni benden dinler, başkalarının söyledikleriyle umarım beni infaz etmez. Tek bir hatam var hayatta o da herkesi kendim gibi görmek ailemin bana öğretemediği tek şey bu herkesin aynı olmadığı.
YORUMLAR
Evet okudum yazdıklarınızı...Duygularınızı güzel ifade etmişssiniz..
Son bir iki günde sizde olan değişik ruh halinin altında mutlaka özel bir neden vardır...
Ve okuduklarımdan anladığım kadarı ile kendinizi bunalıma+ depresyona itiyorsunuz..
Öncelikle kırdıklarınızdan özür dileyin...İçinizde bunlardan kalan huzursuzluklar vardır mutlaka...
Eminim siz incittiyseniz karşıdakilerde sizi incitmiştir...Yada onlar incitti sizi siz altta kalmadınız..
Şu hikayeyi çok severim...
Bir baba oğluna bir tahta parçası verir ve ona; Oğlum kırdığın her kalp adedince bu tahtaya çivi çakıcaksın der...Oğlu babasının dediğini yapar ve bir gün tahta çivilerle dolar...
Ve sonra babası şimdide kırdığın gönülleri kazanıp bu tahtadaki çivileri gönülleri kazandıkça geri çıkar demiş...Oğlan babasının bu dediğinide yapmış...Bütün çivileri geri çıkarınca babası ona demiş ki oğlum tahta eski haline geldimi şimdi?
Evet tahtadaki çiviler geri çıkartılmıştı ama ortada delik teşik bir tahta vardı...
İşte kalpte böyledir.....
Paylaşımınız için teşekkürler..