Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
ec
ecem2008
@ecem2008

SEN HALA UYUYORSUN YAR

16 Ocak 2012 Pazartesi
Yorum

SEN HALA UYUYORSUN YAR

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

818

Okunma

SEN HALA UYUYORSUN YAR

Sana bir gün seslenirsem derinde gelme sakın!!!
Ezik çağrılarımın ne önemi var!!!
Gene bir akşam oldu...
HER AKŞAM GİBİ bu akşamda yüreğim mesaide...
Kendime bir faydam yok...
Seni düşünüyüm bari...
Farkında olmadan yanan bir yangından çıkardın beni...
Bunun için minnettarım size...
Fakat yeni bir yangının içine çektin beni...
Yanmak bu kadar çok mu zordu?
Kendi yangının ortasına attın beni...
Yağmurdan kaçarken doluya mı tutuldum ne?
Üç beş nöbetlerim çok sık bu sıralar...
Yüreğim kadar bedeniminde kuvveti var...
Belki aramızdaki tek fark bu...
Ben düşünüyorum...
SENSE HALA UYUYORSUN YAR...

Böyle ne kadar uykusuz kalmıştım... Uyku göz kapaklarımda... Gözlerim kapanmamak için direnişte... Vaktin bazen nasıl geçtiğini anlamıyorum bile... En zoru ise gerçek dünyamın sıcaklığını bırakıp, sanal alemdeki görevimi yerine getirmeye... Mutluluk maskemi takıp gülen gözlerle sahte yüzlere bakabilmek... Ortak oyunu sürdürebilmek öylece gün içinde... Allah’tan doğru oyunu bulanlar var da... Belli etmiyoruz kimseye...

Herkesin kendine göre bir derdi var kimisi yemek pişirmek kimisi alışveriş kimisi geçim derdinde... Benim de tek derdim senmişsin gibi ortalıklardayım yüreğimle... Böyle çok sık kağıda kaleme sarıldığım zamanlarda... Bilirim ki ya göklerdeyim ya da yerler de... Ortalarda olmayı sevemedim ben... Hep uç noktalarındayım hayatın ve son noktalarını yaşamayı severim ben... Yeni başlangıç mutlu son gibi... Son olsun da isterse Ölüm ayrılığı olmasın... Bilirim ki geri dönüşü yok...

Bazen aslında sıklıkla meydan okurum hayata o bile bilmez... Ama hisseder, azarlar beni... İşte bu zamanlarda çocuk ruhum kırılr, çekilir bir köşeye... İşte böyle zamanlarda zorlanırım bir çocuğun gönlü nasıl alınır diye... Derdini veren dermanını da veriyor... Boşuna dememişler... Bu konuda da deneyimim var... Hala geliştirmekteyim kendimi Allah ömür verene kadar... Saklarım onu yüreğimde... Yüreğimin içinde...

Bazen seyrek de olsa hayat çekinir benden... Deli deliyi görünce... Bazen hayat bile yetişemez bu koşturmaya... Zaten o beni kovaladı ben onu... Yok bu oyunun henüz daha sonu...

Yazdığıma bakmayın.... Yazmayı da bilmem ben... Öyle yüreği delip geçecek kelimelerim yoktur benim... Öyle olsa... Ama bitse de koymam nokta. Hep üç noktam vardır hayatta yanımda... Ama çıkar yüreğimden hedefini bilemem... Kimin yüreğine dokunur sevgiyle... Kim görmemizlikten gelir... Kimseyi kıramam ben...

(SANDIK) anlatmıştım orda sebebini... Ve sebebi olan bir çok duruşa hakimim kendimce... Yazmak sanırım en iyi terapi... Hayat ile... Yazdığım cümlelerde saklı tüm hayatım... Bir insan kitap gbi okunamaz belki ama... Özetidir anlayabilene...

Ben bu hayatta olmamalıydım... Ya da bu zamanlarda... Bir cd değil bir plağın nameleri olmalıydı kulaklarmda... Doğal gazla ısınamam ben, kor ateşte yanan bir soba sarmalı tüm benliğimi... Soba başı muhabbetleri, kestaneleri, mısır patlamaları olmalı... Ahenkli...

Mesala kahve makine de pişmemeli... Şöyle köz ateşte yavaş yavaş bir bakır cezvede... SEVGİYLE YUDUM YUDUM... Hani derler ya bir kahvenin kırk yıl hatırı... İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.

Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor,eleştirilmekten korktuğu için.
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey vermediği için.
Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için..


W.SHAKESPEARE

Yani yaşamaktan korkmamalı insan...
Gönlünce yaşamayı bilemedikten sonra...

DÜŞÜNÜYORUM ŞİMDİ

Kim üzebilir beni benden başka?
Kim doldurabilir içimdeki boşluğu ben istemesem....
Kim mutlu edebilir beni...
Kendimce oynadığım mutluluk oyunlarım varken...

SEN HALA UYUYORSUN BE YAR...

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sen hala uyuyorsun yar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sen hala uyuyorsun yar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SEN HALA UYUYORSUN YAR yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
nazlıgül
nazlıgül, @nazligul35
17.1.2012 09:22:09
"Yazdığıma bakmayın.... Yazmayı da bilmem ben... Öyle yüreği delip geçecek kelimelerim yoktur benim... Öyle olsa... Ama bitse de koymam nokta. Hep üç noktam vardır hayatta yanımda... Ama çıkar yüreğimden hedefini bilemem... Kimin yüreğine dokunur sevgiyle... Kim görmemizlikten gelir... Kimseyi kıramam ben..."
Bu parağrafa bayıldım..



Çok güzel bir yazı kutlarım..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.