Böbürlenmek Üzerine
Şunu içtenlikle itiraf etmeliyim ki ‘Şairim, yazarım!’ diyerek hiçbir zaman böbürlenmedim.
Hatalardan olabildiğince arınmış kalıcı eserler ortaya koyabilmek amacıyla alın teri ve göz nuru dökerek, zaman ve enerji harcayarak, en önemlisi de yaptığı işi ciddiye alarak çalışan ve çalışmalarını paylaşan insanlara derin saygı duyarım.
Sırf yazmış olmak ya da ‘Ben de varım!’ demek için kaleme veya klavyeye sarılarak ‘Dostlar alışverişte görsün!’ misali ulu orta boy gösterenler hiç de azımsanmayacak miktardadır.
Kullandığı dilin özgün kuram ve yazım kurallarını yok sayarak kendince mazeretler uydurup bile bile yanlışlar yapmak hiç kimseyi yüceltmediği gibi dilin yozlaşmasına da katkı sağlamış olur ki böylelerine saygı duyabilmek ne mümkün!
Bazıları ise ……. cemiyetine, derneğine, kuruluşuna, kurumuna üyeliğini, mensubiyetini özgeçmişinde ya da çalışmalarında vurgulayarak kendilerini edebiyat alanında güçlü görme/gösterme gayreti içinde bulunmaktadır!
Bundan daha kasıntı ve kuruntulu olanlar ise ‘Arama motorlarına adımı girin ve hakkımda ayrıntılı bilgileri alın!’ diyerek akıl vermeye de kalkabilmektedir, maalesef!
Tanzimat Edebiyatı’nın önemli şair ve düşünürlerinden olan Ziya Paşa,
"Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde"
söylemiyle yaptığı işi ciddiye alan ve kendinden emin olanların mutlak başarısının çalışmalarında gözlemlenebileceğini, lafla peynir gemisini yürütmeye kalkmanın abesle iştigal etmek olduğunu ne güzel dile getirmiş!
Böbürlenmenin aşağılık duygusunun bir yansıması olduğunu, toplum hayatımızda kendini övenlere sıcak bakılmadığını ve aynı minval üzere mezkûr zevatın bir gün yalnız bırakıldığını iyi biliriz.
Bazı sitelerde bazı şiir ve/veya yazılara yapılan yorumlarda ilgili çalışmanın/sunumun edebi açıdan eksik, fazla, hatalı yapısına karşın sözde takdir (!) edilerek göğe çıkarılması da pek tuhaf olup, bunun özellikle ‘Al gülüm, ver gülüm!’ beklentisine işaret ettiğini hemen anlayabiliriz.
Ruhları kör olanlar görmemiş gibi davranır, manevi kişilikleri sağır olanlar duymamış gibi davranır, birbirlerini idare ederler. Bu bağlamda uyarıcı bir atasözünü bilmeyenimiz yoktur, sanırım: ‘Körlerle sağırlar birbirini ağırlar.’
Zamanımızda şakşakçılığın ne denli artmış olduğunu sosyal, siyasal ve hemen her alanda sıkça görebilmekteyiz. Takdir etmek ile pohpohlamak birbirinden farklı olsa gerek!
Son olarak şu hususu terennüm etmek isterim: Sıkça, çokça ve destansı uzunlukta şiir ve yazılar yazmak ne bir maharet, marifet, ne de deha belirtisidir zira hiçbirimizin zamanı ve enerjisi ucuz değil.
Edebi, edepli ve keyifli nice çalışmalarda ve paylaşımlarda buluşabilmek dileğiyle hoş ve esen kalınız.
15.01.2012
YORUMLAR
Eğitimci
Ben konuya güleryüzle bakıyorum.Kim ne kadar göbeğini çatlatsa da olduğundan başkası
olamaz. Kimse de onların böbürlenmelerini yutmaz. Sadece görmezden gelmemiz,alçak gönülü
olmamızdan ileri gelir. Beğenmediklerimize övgü değil,daha iyi ve güzeli bulmaları için süre tanıyo
ruz.
Tebrikler, selâm ve saygılarımla..