Yorgun..
Yoruldum.. Kelimeler bile yorgun, sırt sırta verip bir cümleyi kaldıramıyorlar.. üzerlerindeki düşünce ağırlığından mıdır bilinmez yığılıp kalıyolar ilk sol da,kalpte.. ayağa kalkmaya çalıştıkça biriken enkaz ağızdan çıkan bir kelimeyle yardım eli ister gibi dökülüyor dudaklara.. Yoruldum..
Düzen’e teslim olmuş ruhum bedenim aklım kalbim , ilk karmaşada alaşağı olacakken durum kör düğüme doğru yol alıyor.. Birileri giriyor hayatıma , doku uyuşmazlığına inat atmamaya çalıştıkça bünyemden bu kol kanser olucak kes dedikçe hayat, hayat vermeye çalışıyor kalbim hayata inat.. olmayacak biliyorum..kesilecek.. belki de kan kaybını en aza indirmek çabası..polyannayı bile güldürüyor bendeki bu şimdi değil sonra’sı..
Birileri girip yer edinmeye çalışırken hayatımda,var olanlar gitmeye kalkıyor.. gitme demeye kalmadan bavullar kapının önüne çıkarılıyor.. yetişememe korkusu içinde can ları masa da gel-git savaşı veriliyor.. ikidir kazanıyorum ya üç ? geri geliyorlar geri geldikçe kaybetme korkusu da bir matlık bırakıyor yüze, omuzlar daha bir çöküyor, ilerleyen yaşını görmezden geldikçe sen gözüne sokar gibi sorumluluk deryası alıp götürüyor seni.. artık ne eski yerindesin , ne de yeni bir yer edinebildin.. sürükleniyorsun..
Büyüdün artık çocuk, yattığın yerden kimse sana masal anlatmaycak, belki anlatılan bir masal kahramanı olacaksın, belki de masalı anlatan.. ama hayat çocuk, masallarda anlatılan gibi değil, belki de bu en gerçekçi masalın olacak..!
Tuğçe Kocaoğlu ’08 2011