Kadını böyle olanların, erkeklerinden nasıl bir erkeklik bekleyebilirsiniz ki?!

İnci Yeşilyurt’tan bahsediyorum efendim. AK Partili Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin evlilik danışmanlığı görevini yapan bir kadından(!) Ayrıca, Aile Yaşamını Koruma Derneği Başkanı bu kişi!
Neden ki o ünlem işareti o kadın sözcüğünün yanında diyeceksiniz. Anlatacağım efendim nedenini.

AKP’li Gaziosmanpaşa Belediyesi, boşanma oranlarını azaltmak amacıyla faaliyet yürütmek için ’Evlilik ve İletişim Uzmanı’ olduğunu söylenen İnci Yeşilyurt adlı kişiyi ’Danışman’ olarak görevlendirmişti hatırlarsanız. Yazdığı ve belediye tarafından bastırılıp dağıtılan kitapçıklar ile Yeşilyurt’un düzenlediği seminerlerde kadınlara verilen ’tavsiyeler’ de evlere şenlik. Hayretler içerisinde bırakmakta insanı ve bu nasıl kadından öte, nasıl insan diye düşündürmekte insanı!

Birkaç örnek…

- Evinizde görev dağılımı net yapınız, ikiniz de çalışıyorsanız, sofraya bir tabak da sen koy demeyiniz, Özgürlük alanı kavramını eve taşımayın, demokrasi iki yerde olmaz, sınav ve evde!

- Bu gün beni niye aramadı diye sorun yapmayın, ekonomik sorunlarla uğraşan erkeğin sopası bile oynamaz!

- Kendinizden önce eşinizi mutlu etmeye çalışın!

- Eşinizden önce kalkıp, ona kahvaltı hazırlayın yoksa para yiyici olursunuz!


- Aldatılmamak için, gizemli ve çekici olmalısınız, eşlerinize rest çekmemelisiniz. Rest çekmek bir poker hamlesidir ve pokerin de bir kumar oyunudur "Kocanıza rest çekmeyin, günaha girersiniz!

- Eşlerinize vıdı vıdı yapmayın, oturup konuşun!

Bilinçli ve evliliğin, kadın ya da erkek oluşun bilincinde, en önemlisi de saygının olduğu bir evlilikte zaten olağanı, doğalıdır bazı önerileri ki uygulanmaktadır da çoklukla, o nedenle, o bilinçte olmayanlara bazı önerileri bir yere kadar normal.

Yani bir ev hanımının normal şartlarda, eşinden önce kalkıp kahvaltı hazırlaması ve de güler yüzle işine uğurlaması… Yok yere ve her şeye vıdı vıdı yapmak yerine, oturup doğru dürüst karşılıklı konuşması ama tabii oturup da dinleyecek bir erkek varsa karşısında!

Dediğim gibi bunlar olağan ve pek çok hanımın zaten uygulamakta oldukları lakin çalışan hanıma önerilerindeki ölçüsüzlük ve de adaletsizlik doğrusu hiç yakışık alır değil ve de, evliliği kurtarmak yerine sanki daha da yıkmaya yönelik!

Kadın da, erkek de dışarıda çalışıp yorgun eve geldiklerinde, erkek, günün yorgunluğunu atmak için, duşunu alıp uzanarak gazetesini okuyacak, bir yandan da TV izleyerek…

Kadın ise, alelacele, üzerini değiştirip duşla zaman kaybetmeyi göze alamayıp hemen mutfağa geçecek, yemeği yapıp masayı hazırlayacak, bunları yaparken de çocukları da yönlendirecek, üzerinizi değiştirin, elinizi yüzünüzü yıkayın, derslerinizi çalışın, kirlileri, ortalığa saçmayın, kirli kutusuna atın… Tartışmaları ve kavgalarında hakem olacak diğer yandan da!

Erkek yemeğini yiyip yine koltuğuna geçerek, kahvesini, çayını eline bekleyecek, kadın masayı toplayıp bulaşıkları yıkayacak. O arada, geldiğinde çalıştırdığı makineden çamaşırları çıkartıp asacak, yarına gerekli ütüleri yapacak, eşinin gömlek ve pantolonunda çift ütü izi olmasın diye özen gösterecek. Eşi bitap ve isteksiz bir iyi geceler temennisiyle, yatağına geçerken, kadın, erkeğin sağa sola attığı çorapları, gömlek ve pantolonu, her bir sayfası bir yerde olan gazete sayfalarını toplayacak, yediği meyve, kuruyemiş artıklarını ve içtiklerinin bardaklarını toplayacak yıkayıp kaldıracak. Sigara içmişse dökülen külleri ve tablaları temizleyecek, evi havalandıracak, çocukların ve eşiyle kendisinin yarınki giysilerini hazırlayacak, varsa çiçekleri sulayacak… Bu arada saat epey ilerlemiş, sabahın ilk saatlerine girilmiş olacak ki kadın henüz daha duşunu bile alamamış, bir fincan yorgunluk kahvesi içememiş, çayı kendi kendine soğumuş, o günkü gazeteyi okuyamamış, çok istediği kitabın kapağını bile açamamış olacaktır. Tam duşumu alıp yatayım diye düşünürken, aklına sökükler ve kopan düğmeler gelip dikiş kutusuna yönelecektir.

Tüm bunları yaparken de, eşine tabağını bari kaldır, pantolonunu bari bu gün de kendin ütüle ya da çayı bari koy veya çocukların dersleriyle ilgilen, çoraplarını salonun ortasına atma dediğinde de kabahat ve boşanma sebebi olacak!

Kadın tüm bunların koşturmasındayken, erkek akşam kadın işi gücü bırakıp da gelmeyerek yatakta çok bekletiyor ya da yorgunluktan uyuyup kalıyor bahanesiyle kadını aldatacak ve de kadın,” Ee ben hak ettim, adamcağız haklı, ihmal ediyorum” diyerek hoş görüyle susup kabullenecek!

Merak ediyorum bu kadın kendi uygulayabiliyor mu bu dediklerini, inanarak mı söylüyor, yoksa sözünü ve kalemini kiraya verenlerden ya da ele talkın verenlerden mi?

Belki de içinde bir yerlerde bir erkek ruhu var!..

Ve tedavisi gerekli!!!

p.r.alkan