DEĞERLER ÜZERİNE BİR KAÇ KELAM
Bu yazıyı kaleme almama neden olan çok ünlü bir yıldızın toplumsal alandaki davranışı oldu…
Konuya vakıf olan kişi ünlü Kanadalı yıldız Keanu Reeves , yani magazinsel manada Matix filminin baş rol oyuncusu dersek daha da anlaşılmış olacak.
Gelelim bu yazıyı neden yazdık meselesine !
Zannedersem sizlerde bu nedeni sorguluyorsunuz şu anda.
Geçenlerde özel Tv kanallarının birinde bir habere gözüm takıldı.
Haber konusu Matrix filminin oyuncusu Keanu Reeves, bir seyahat sırasında toplu taşıma aracı olan metroyu kullanıyor. Aslında bu pek büyütülecek bir olay değil ama, zamanımızda kendini çok yukarılarda görenlere kapak olsun diye işlemek gerekir diye düşündüm. Haberin devamı da var değerli okurlar, ünlü yıldız toplu taşıma aracını kullanmakla kalmıyor birde oturduğu yerden kalkarak bir bayana yerini veriyor. Bu görüntüyü de bir hayranı cep telefonuyla kaydediyor.
Ve o görüntü bu kayıtla bilere ulaşıyor.
Haberi izlerken kendi değerlerimizi hatırladım. Hani bizim bile unuttuğumuz o saygıda kusur etmediğimiz değerlerimizi. İnsan belki hatırlamak istemez, hatta hatırlarken bile ( neden unuttuk diye ! ) utanır. Ama bunlar bizim değerlerimizdi. Ve bu değerlerdi bizleri her daim dimdik ayakta tutan. İşte hayran olduğumuz batılılar bizim bıraktığımız, ki bırakırken onların değerlerine peşkeş çektiğimiz değerlerimizi bize geri getiriyor sanki…
Bir yandan değerlerimizi yitirirken; diğer yandan ekranlarda çok rahat söylenen, aslında ağızlara bile alınamayacak kelimelerle şovmenlik yapan şebekler kazandık. Salya sümük birbirlerine peşkeş çektikleri bayanları uluorta açıklayan ve gençlerimize önder olan ünlüler kazandık. Kimileri özel odalarında çektikleri saksılı çıplak pozlarıyla twitter’ larda boy boy pozlar vererek, kimileri 3-5 kadınla kaçamaklarını ekranlarda afişe ederek, kimileride sanat adına, unutuldukları anları telafi etmek için birbirileriyle küfür savaşı vererek toplumu meşgul etmeye devam ediyor.
Bizler neler yapıyoruz peki değerli okurlar…
İşte bu tür programlara destek veriyoruz…O programların yayınları için sponsor oluyoruz, para veriyoruz ve en önemlisi zamanımızı onlara feda ediyoruz.
Bir söz var hani ‘’Sallan Ama Yıkılma ‘’ !
Bizler sallanıyoruz dostlar sallanıyoruz ama bu sallantı hayra alamet değil…
Yıkılmaya doğru gidiyoruz.
Ülkemiz dizi ve şov fırtınalarıyla sallanıyor…
Ülkemiz yalan dolanla kaynıyor..
Ülkemiz değersiz konulara paha biçilmez değerler verilerek harcanıyor.
Havada uçuşan, uçuşurken de çok önemli değerlerimizi alıp götüren senaryolara kurban gidiyoruz.
Ülkemiz adına, sosyal sorumluluk adına ve gerçekten hayata ve yaşama dair konuları ekranlara taşıyıp, halkımızı bilgilendirme adına yapılan yayın ve programlara maalesef kimse duyarlı olmuyor.
İş adamlarımıza konular iletildiğinde ‘’Bana ne faydası var’’ diyerek geri çevriliyor.
Duyarlılık ve toplum adamı olmak bu değildir.
Sorumlu işadamlığı bu değildir.
Kısacası sorumlu vatandaşlık bu değildir.
Bizler sabah siftah yapan esnafın, ikinci müşterisi geldiğinde müşterisine ;
‘’ben siftah yaptım karşı komşum henüz siftah yapmadı ondan alışveriş yaparsanız sevinirim’’ diyen neslin devamı değil miyiz…
Peki ne oldu bize dersiniz ?
Yada biz nerede hata yaptık…