Yrd. Doç. Dr. Bekir Sami ÖZSOY
Yrd. Doç. Dr. Bekir Sami ÖZSOY
OSMAN ÖZTUNÇ’TAN BİR YENİLİK DAHA:
ZeMahşer:1
Gözyaşımı çiseleyip döktüğüm ,Yüreğinde sancı,Matemmi günün
Feryat figan ciğerimi söktüğüm, Yangını kül olan,Benden beri dur
Doğrulupta garip garip baktığım ,Göz yaşları inci ,Süzülür tenin
Gökyüzü perişan ben perişanım, Nur yüzü gül olan,Kandan geri dur
Kıblen yönün tebareke rekatın , Alemi cihan boş, Ey divane gel
Nisbetinde Şu ömrümü tüketin ,Meşki ile şarhoş, Bu meydane gel
Dar gecede Çamlıbelin Tokatın ,Muhabbeti bir hoş, Gel canana gel
Ayazı perişan ben perişanım ,Sohbeti bal olan, Kılma zari dur
ZeMahşerim kıymetinde özürün, Şah ZeMahşer elde, ZeMahşer bilsin
Bekliyom yok, Geleceği hızırın, Göz yaşları selde, Çağlayan gölsün
Baş koyduğum Seccadenin huzurun, Izdırabı kulda, Azamet bulsun
Niyazı perişan ben perişanım, Acayip hal olan, Değme bari dur
Sevgili okuyucular, saygıdeğer edebiyat araştırıcıları ve söz mülkünün sultanları,
Edebiyat dünyasında yeni bir buluş, yeni bir yazı türü ve çeşidi bulmak nerede ise imkansız bir haldedir. Sözgelimi yeni bir edebi sanat icad etmek, yeni bir yazı çeşidi ortaya koymak pek öyle kolay bir iş değildir. Nasıl bilim ve teknolojide bir mucit olarak yeni bir keşif yapmak oldukça zor ise ve bunu yapıp başaran kişiler çeşitli ödüllerle taltif ediliyor ve destekleniyorsa, sosyal bilim dallarındaki yenilikler de öyle desteklenmelidir. Başka ülkelerde şimdi size anlatacağımız yeniliği bir yazar bir edip veyahut bir şair yapsa yere göğe sığdıramazlar. Biz de ise gülüp geçerler; hatta önce, öyle şey olmaz, bu ne ki gibi ifadelerle geçiştirirler veyahut kabullenemezler, kabullenmeleri de bir hayli zaman ister.
Kendisi yıllardır tanıdığımız ve takip ettiğimiz sanatçı, bestekar, şair ve edip arkadaşımız Osman ÖZTUNÇ, namı diğer “ Şah Zemahşer”, Türk Halk Edebiyatı’na yeni bir soluk getiriyor. Son olarak AKÇAĞ Yayınevi’nde yayımlanan Başlangıcından Günümüze Örnekleriyle Türk Şiiri adlı kitabımıza aldığımız “ Zemahşer, Zemahşer Kucaklaşma ve Zemahşer Döngel” adlı yenilikten sonra Türk şiirine yeni bir tür daha kazandırdığının farkına vardık. Türk şiirinde karşılıklı konuşmayı ortaya koyan ve en güzel örneklerini gördüğümüz ve bazı araştırmacıların bu sebeple Erzurumlu Emrah’a ait imiş gibi gösterdikleri “ DEDİM - DEDİ “ şeklindeki şiirler, bizim yaptığımız çalışma ile bundan on yıl önce daha iyi tanınmışlardır. “ Halk Şiirinde Diyalog “ adlı bildirimiz oldukça büyük yankı uyandırmış ve çoğu araştırmacı bu konudaki yanlışlarını düzeltmişlerdi. Ancak Türk Dil Kurumu yayınları arasında yer alan Prof. Dr. Cem DİLÇİN’ in 1963 yılında hazırladığı çalışmada yaptığı yanlış her nedense henüz düzeltilemedi. Söz konusu eser ( Örnekleriyle Türk Şiir Bilgisi ), halen aynı yanlışlarla yayımlanmaktadır.
Bu çalışmamızda ise Şah Zemahşer Osman ÖZTUNÇ “ Dedim – Dedi “ yi andıran fakat tamamen farklı bir olan bir tür bulmuştur. Bu daha önce diğer Türk toplulukları ve başka milletlerin edebiyatlarında bulunmayan bir türdür. Baktım – Baktı “, yani kişinin bir başkasını gönül gözüyle, hal ehli olarak duygularıyla gören, ruh halini değerlendiren bir şiir türü.
Bir mısrada kişinin bakışı, diğer mısrada ise karşıdakinin bakışı anlatılmaktadır. Bu o kadar kolay yapılacak bir iş değildir. Ancak yüksek seviyeli şairler Abdürrahim KARAKOÇ, Abdullah SATOĞLU, Ahmet ÖZDEMİR, Cemal SAFİ, Feyzi HALICI, Özgen KESKİN, Hayrettin İVGİN, Arif ŞİRİN, Ahmet YİĞİT, Burhanettin KOCAMAZ, Ahmet Selçuk İLKAN, Murathan MUNGAN, Ali AKBAŞ, Harika UFUK, Melek TEMEL, Ayten ÇINAR, Sürmeli Can KAYA, İbrahim SAĞIR, Muharrem KUBAT, Rasim KÖROĞLU, Vahdettin IŞILDAK, Sabri DİL …vb. şairlerimizle, Ozan Nihat, Temel Turâbi, Mürsel Sinan, Günay Yıldız, Maksut Feryâdi, Osman Feymâni, Aşık İmâmi, Mehmet Sefâyi, Aşık Cefâkar ( Recep ATEŞ ), Mehmet Yardımcı, Doğan Kaya, Aşık Derdiyâr ve birkaç aşığımızın yapabileceğine inandığımız bir tür. Biz de birkaç denemsini yaptık; oldukça da hoş şiirler ortaya çıktı. Şimdi Şah Zemahşer Osman ÖZTUNÇ’ un iki “ Baktım – Baktı “ sını beğeninize sunalım. Çok yakında da en az 200 – 300 örneğiyle karşılaşırsanız şaşırmayınız. Zira Türk Edebiyatının ve Türk şiirinin binlerce yıllık geçmişinde beş yüzden fazla örneğini göremediğimiz “ Kıyafetname, Minbername, Salname, Sinname “ ile yüzden fazla örnek bulamadığımız “ Varsağı, Ters Öğüt “ gibi türlerden daha fazla örneğiyle karşılaşacağımız inancındayım. Bu sebeple Şah Zemahşer dostumuzu tebrik ediyor ve yeni buluşu “ Baktım – Baktı” nın edebiyatımıza hayırlı olmasını diliyorum.
Bu arada tertibinde özellik gösteren halk şairlerinin baş ayak dediği ancak bugüne kadar araştırmacıların bir isim koyamadığı şiir türünde verdiği iki örneği sunalım Şah ZeMahşerde bunu ŞU BU işaret sıfatlarıyla ortaya koyarak güzel örnekler vermiştir bunlarıda beğeneceğiniz umuduyla sizlere sunmakta fayda görüyoruz.
Yrd. Doç. Dr. Bekir Sami ÖZSOY
BAKTIM BAKTI 1
Baktım cemaline ay mı güneş mi
Baktı sanki şimşek çaktı yüzüme
Baktım sultanlara şahlara eş mi
Baktı sanki nur ağardı özüme
Baktım hicabından yüzü al oldu
Baktı bana bir acayip hal oldu
Baktım sanki bir dem ahraz lal oldu
Baktı birden har düşürdü közüme
Baktım salınıyor cennette Vildan
Baktı ışıl ışıl laleden gülden
Baktım bir nadide ayrıca kuldan
Baktı seyran etti gönül sızıma
Baktım sanki devri alem aklaştı
Baktı mercan mercan gün sazaklaştı
Baktım bir yaklaştı bir uzaklaştı
Baktı ZeMahşerdim berzah sazıma
BAKTIM BAKTI 2
Baktım o cananın gül benzi solmuş
Mah yüzünü duldalamış göğ sarı
Baktı bana bir yabancı el olmuş
Yeri göğü sarmış Feryadı zarı
Baktım ince ince tel tel süzülmüş
Baktı perde perde tül tül büzülmüş
Baktım gurbet gurbet yol yol düzülmüş
Baktı bir dem ya melekti ya huri
Baktım endamına çiçek kurusu
Baktı kovanda bal, akmış yarısı
Baktım fikrindeki nasıl birisi
Baktı oda yaradanın öz nuru
Baktım revan olmuş kalsa nedecek
Baktı Şah ZeMahşer kimi güdecek
Baktım usul usul veda edecek
Baktı az duraydık yan yana bari
ŞU BU: 1
Şu bağbanın gülünde
Ne koku ne naz kaldı
Bu masumun dilinde
Aşk diye bir söz kaldı
Şu kerpiç ev çökünce
Bu devranı yıkınca
Şu gönül ah çekince
Bu yürekte köz kaldı
Şu ZeMahşer çürüdü
Bu diyardan yürüdü
Şu gülistan kurudu
Bu kabukta öz kaldı
ŞU-BU : 2
Şu doğruluk tasından içilmezse
Bu kademdir ademdir deme sapar
Şu gadanın önüne geçilmezse
Bu melanet döner kendine tapar
Şu inleyen yarin kıymetini bil
Bu canı canana eyleyip sebil
Şu kargaşa nisbet havvaya kabil
Bu ceseti gün gelir toprak kapar
Şu ZeMahşer ZeMahşere sancıdır
Bu velvele bir cengaver hıncıdır
Şu Güzelin gözünde yaş incidir
Bu Yiğidin gönlünde feryad kopar
YORUMLAR
Yazının bir kopyasını arşivime kopyalayarak, bu şiir türlerine ilgimi yoğunlaştıracağım. Sizin kitabınızı/kitaplarınızı ve sair hocaların kitaplarını internet satışları yoluyla temin etme uğraşısı vereceğim, olmazsa zatıalinizden yardı istirham edebilirim. Sanırım, bu yeni uğraşım, iyi bir şey olacak benim açımdan. ON PUANLIK YAZINIZ HERTÜTLÜ TAKTİRE LAYIK. SAYGIYLA