- 567 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Biz Kimiz
Biz Kimiz
Aklı baliğ olan çoklarının kendine sorduğu ilk soru “Ben Kimim?”
Yunus “Bir ben var benden içeri” derken ruhunu mu kast ediyor?
Hayır!
Ruh insanın yazılımı, beden ise donanımı. Ruh bedenin maddi algılarını kullanarak Dünya boyutuna has bir canlılık gösteriyor. Bu canlılığa “ben” diyelim. “Ete kemiğe büründüm yunus diye göründüm.” Yunus, “Bir ben var benden içeri” derken hangi bene işaret ediyor? Yunus’un ilk bahsettiği “ben” ete kemiğe bürünen ruhunun hayat hali. Diğer ben ise (içerdeki ben)ruhun ve bedenin algılarının kullanılması ile üretilen yaşamsal veriler. Buna da “zat” diyelim. İşte o asıl ben(Zatı) ile insan her boyutta çoğalabilir. Zatın bir madde olmadığına dikkat çekmek isterim. Zat yaşamsal verilerin tamamı. Yani ruh ve beden ile oluşan canlının ürettiği her türlü data o kişinin zatıdır. İnsanın zatı güzel ise Cennet halinde, kötü ise Cehennemi bir halde olacağı açık.
İnsanın nihai hedefi nedir? Kendini gerçekleştirme denen şey nasıl bir şey?
Nihai hedef bazıları için “Enel hak” olması manidar değil mi? Cennet isteyenlerin de kendince haklı tarafları var elbet. Tüm ihtiyaç ve heveslerin olduğu bir yeri kim istemez. Eski çağlarda kendini Tanrı olarak sunan Firavunlar akıllarınca büyük hedef çizmişler diyebiliriz. Son tahlilde en kapsamlı hedef Tanrılık oluyor. İnanışa göre en kapsamlı güç O’nda toplanıyor çünkü…
İnsanı nihai hedefe taşıyacak öğretilerin kutsallaştırılması da doğal sonuç elbet. Tarihsel süreçte “din” bu işi gayet güzel kotarmış… İnsanlığa faydalı olan her şey güzeldir çünkü.
O halde sorun nerede?
Sorun insanın kendini bilmeyişinde. “İlim kendini bilmektir” diyen Yunus bu hakikate işaret ediyor.
Sorunu daha derin incelemek için; din, felsefe, ideolojileri irdelemekte fayda var.
Din: İnsanlığın huzur, barış ve refah içinde yaşaması için değil mi? O halde din kavgalarında cinayetler, esir almalar, pazarda satmalar neden var? Tanrı’nın insanların ibadetine ihtiyacı olmadığı, Tanrı adına insanların katledilmesinin Tanrı’ya bir yararının olmadığı tüm dini öğretilerde ortak söylemdir. Demek din Tanrı için değil insan içindir. Yozlaşınca da gücü elinde bulunduran zalimlerin elinde koz olarak kullanılıyor. Yine insan için kullanılıyor ama zalimler için!
Felsefe: Neredeyse tamamı Ortaçağdan kalan görüşlerin bazısı yenilense de orjinden çok ayrılmadı.Yeni görüşler dahi eskilerle tartılıyor. Bu nedenle insanlığa ışık tutacak gibi görünmüyor. Bazı akademik kariyeri olanların ezber bilgilerle diğerleri üzerinde bilgiçlik taslama aracı olarak kullanılması da göz ardı edilemez.
İdeolojiler: Bunların da en yenisi en az bir asırlık. Yani onların ideal uygulandığını da söyleyemeyiz. İnsanlığa yeterince faydasını göremedik. Siyasi güç elde etmek için kullanılıyor. Çokları orada bile başarılı olamıyorlar. Bu bakımdan tüm ideolojilerin sonunun geldiğini söyleyebiliriz.
Son tahlilde; insan anca kendini bildiğinde ve kendine değer verdiğinde yücelir.
Bakınız bazı dini ders verenler insanlığa nasıl bir zarar vermişler.
Adam diyor ki “Biz kimiz, eskiden büyük insanlar gelmişler, biz asla onları geçemeyiz; yollarında ancak kul köle oluruz!” İşte bu zararlı görüş onları yerinde saymaları için benimsetildi! Yani eski “İbni”leri asla aşamazlar, çünkü şartlanmışlar.
Felsefecilerin bazıları ise eski çağların öğretisinden kurtulamadıkları gibi üzerine söz söyleyeni dahi kabul etmezler. “totele/totes” leri asla aşamayacakları konusunda kendilerini şartlamışlar.
İdeolojik görüşlerden Faşizm, Komünizm, Kapitalizm ise ölü doğdular!
Bu üç ideolojiyi anlamak için “Üretim Faktörleri” ile adlandırıp, şöyle bir benzetme yapalım. Faşizme toprak, Komünizme emek, Kapitalizme sermaye diyelim. Üretim için ana kaynak olan sermaye, toprağı ve emeği satın alıyor. Ve gelinen noktada Kapitalistler her şeye sahip oldular. Dini, felsefeyi, ideolojileri dahi satın aldılar.
Çözüm, insana odaklı bir “Ortak akıl” ile olabilir. Bunu “Özgür Düşünce Ve Ortak Akıl” yazımda ayrıntılı yazdım.
İnsan için olan hiçbir şey insandan daha önemli olamaz. Din, dil, ırk ve ideolojiler insandan daha önemli olmadığında insanlık özgürlük ve barış içinde yaşayacak.
Altınçağ özlemi buna işarettir.
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Din,dil ırk aslında olduğundan da önemlidir.Ne için? Aslında dinin veya ırkın kendisi için değil..Kapital için...Yani para için...O zaman da ideolojiler devreye giriyor..İdeolojiler her zaman olacaktır.İdeolojileri sapmaz doğru olarak ta görmemek gerekir..Zamanla günün şartları ideolojileri de değiştirir...Tıpkı günümüzde islamcıların batı hayranlığı gibi.Geçmişte ise tam tersini savunuyorlardı.Unutmamalıyız ki değişmeyen tek şey değişikliktir...Tabiiki yalakalık ve fırıldaklığı değişiklik kavramından ayrı yere koymak lazım...Ama yukarıdaki örnek ancak fırıldaklıkla açıklanabilir...
Ahmet Bektaş
İnsan için olan hiçbir şey insandan daha önemli olamaz. Din, dil, ırk ve ideolojiler insandan daha önemli olmadığında insanlık özgürlük ve barış içinde yaşayacak.
hocam ellerinize sağlık yüreğinizede..
saygılarımla..