- 1566 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
DUYGULARIMIZI KÖRELTEN RUHUMUZU ÇÖLLEŞTİREN EVLİLİKLER
DUYGULARIMIZI KÖRELTEN RUHUMUZU ÇÖLLEŞTİREN EVLİLİKLER
Yanlış seçimler sonucu yaşanılan ilişkiler veya evlilikler duygularınızı körelterek ruhunu- zu adeta çölleştirir ki bu yüzden bir daha ne kimseyi seveceğiniz gelir nede o güzel duygu- larınızdan eser kalır.İnsanlara olan güven ve sevginizi yitirir,güzel duygularınızın yerini kin,nefret ve şüphe alarak hayattan koparsınız.Kendinize de herkese de küsersiniz.
Söylemesi kolay,hayvanın alacası dışında ama insanınki içinde nasıl bileceksin,diyeceksi- niz. Bütün sorun da orada zaten.Doğru kişiyi bulabilmede.Çevresinden, akrabalarından, işin- den, kariyerinden,arkadaşlarından...tanımak istersiniz ama bunlar bile yetmeyebilir. Şans işi,iyi de çıkabilir kötü de.
İnsanların en doğal ihtiyaçlarından biri de güzelliğe olan ihtiyaçlarıdır.Güzellikler her za- man insanı mutlu eder.Baharda güzel kır çiçeklerin bezediği bir bayır veya çayır ruhumu- zu ve duygularımızı okşar.Mutluluk verir O ihtiyaçtan değil midir ki evlerimizi ve balkonla- rımızı güzel çiçeklerle donatırız? Güzel duygularımızı besleyen sadece kır çiçekleri mi,el- bette değil, bir de mutluluk çiçekleri var.Bunlar da anlayış,güler yüz, güzel bir söz veya hitap, sevgi,saygı pozitif enerjili olmak,mantıklı ve adil olmak,paylaşım,duygusallık ve du- yarlılık gibi güzelliklerdir.
Bu mutluluk çiçeklerine sahip bir eş veya partnerin neler verebileceklerini düşünün. Ru- hunu zu,duygu ve düşüncelerinizi sürekli olarak o çiçeklerle besleyeceklerdir.Moralli ve mutlu olan bedeniniz de bundan payını alarak sağlıklı olacak,hastalıkların yüzde elli ikisinin nedeni olan psikolojiniz de iyi olacaktır.Yani iyi bir eş veya sevgili aynı zamanda sağlık de- mek olacak ve mutluluk kaynağı olacaktır.Bir çiçeğin nasıl sulanmaya,bakıma ihtiyacı var- sa insan ruhu ve duygularının da böyle bakıma ve beslenmeye ihtiyacı vardır.İyi bir eş ve- ya sevgili de ruhunu zun ve duygularınızı gıdası ve mutluluk kaynağı olacaktır.
Bir de tersini düşünelim.Egosu şişik,kaprisli,anlayışsız,aksi,sesiyle bile insanı adeta dö- ver gi bi konuşan,asabi,asık suratlı,bencil,sevgisiz,saygısız...gibi nitelikleri olan biri dün- ya güzeli bi- le olsa size ne verebilir ki? Sadece kendisini düşünen ve kendisine hizmet edil- mesini isteyen bu tür bencil biri duygu ve düşüncelerinizi umursar mı? O ancak duyguları- nızı körleştirip ruhunuzu çölleştirir.İnsanlara karşı güven ve sevginizin azalmasına , haya- ta küserek kabuğunuza çe kilmenize ve bir daha sevmekten bile korkar hale gelmenize neden olur. Sağlıklı bir ruha sahip olmayan bu tür kişilerin yüzünden yaşamınız kışa döner ve nefreti hayatınıza egemen ederek hayatı çekilmez hale getirir..Başka da hiçbir şeye yaramaz.
O halde siz siz olun iyice tanımadan gaza gelerek bir ilişkinin içine cumburlop atlamayın ve hemen aşık olmayın.Biraz da şansınız yardım ederse böyle bir girdaba kapılmaktan kurtulursunuz.
Reşit YAMAN
9 ocak 2012-İstanbul
[email protected]
YORUMLAR
Sevgili arkadaşım,yaptığınız eleştiri ve yazıya verdiğiniz önem için teşekkür ederim.Dikkat ederseniz sizin kelimelerinizde de eksikler oluşmuş.Bu sanırım yazı yayına çıkarken oldu.
Evlilik ve sevgi hakkında düşüncelerınızı yazarak oldukça uzun bir eleştri yazmışsınız.Elbette bu eleştrilerinizden yararlacağım,tekrar teşekkür ederim.
Reşit YAMAN
öncelikle kelimeleri gereksiz yere kesmenize anlam veremedim....özürlü bir şekilde okudum....gereksiz yere çok yersiz kesintiler var dı hani adapte olmuş bişeylerle uğraşırken sessizken yani birden motive düşmanı bir ses girer ya araya sizde de bunu yaşadım....kural ise ben bu kuralı sevmedim....sizin yazıyı seslendirmeniz ise o ses sizde kalsaydı keşke.....evet bu eleştiriden sonra gelelim mevzuya....
tema ilişkilerde yanlış yüzlerin buluşması......temanızdaki tespit ise için ise şunu diyebilirim sorunun varlığı içersinde kısmen doğrular var....tamamen değil ama.....yani karakteri uyuşmuş iki insan mutlu olur diye birşey yok...şartlar çok önemli.....bu şartlar ekonomik, sosyal, özel, cinsel say sayabildiğin kadar tümüyle ilişkilerin sağlığını etkileyen şartlardır......ama sizin yazınız sadece bir boyuta bakarak yani iki iyi kalp= iki mutlu insan demektir tezinini genel bir sorun-çözüm ilişkisine kesinlikle bağlayamaz.....siz genelleme yaptınız o olmadı işte.....sizin sözüne ettiğiniz uyum meselesi lişkinin temeli için sadece sağlam bir zemin oluşturur.....ilk önce uyum tabi....ama bu olay da aşklarda zaten oluyor ilk önce....yani ilk önce aşık oluyorsun...o da aşık olunca ilk uyum başlıyor böylece ama sadece bu süreklilik için bir etken veya ayrılıklar için bir bahane olamaz.....aşk bitti mesele bitti değil mesele......
ilişkiler için milyarlarca cümle, deryalarca düşünce malum var....bende çok bilmiş biri değilim kendimce kendi görüşümü sizin gibi paylaşırım sadece......kimi sever kimi sevmez ayrı mesele....normaldir....siz diyorsunuz ki kavun değil ki koklayalım yani doğru kavun değil kimse.....
ama her kavunun bir toprağı var.....her kavunun tadı da mayası da değişiştir ama her kavunun ihtiyacı olan şey mutlak güneş ve sudur........varsın tadları değişik olsun varsın güzellikleri ayrı olsun.....
demek istediğim her ilişkinin güneşe ve suya ihtiyacı vardır....şimdi söyleyebilirsiniz e tamam da ben de bunu diyorum farklı bişey mi söylüyorum....tamam ama müsade edin bakın nereye getiricem konuyu.....
şimdi bir erkek ve bir kadın....iki ilişki.....iki göz birbirine ilişti ...sonrada aşık oldular....sonrada belki evlilik....herşey pempe.....bakın hata nerde burda...hata bidefa hiç içimizdeki kötü huylarımızı asla meydana koymayız o pempenin içine başka renk katmayız.....örneğin kadının ailesini sevmessin ama demessin....sonra kıskançlık huyun var belli etmessin.....sosyal bir erkek kadınına selam verse içten ana avrat düz gidersin o ilk dönemlerde ama yine o şeyleren hoşlanmadığını belli etmezssin.....sonra kırmızı sevmessin ama o ilk dönemlerde kırmızıyı partnerinin elinde görsen sevgi taklidi yaparsın......bu husus kadın dünyasında da, erkek dünyasında da aynı dürtüdedir....neden e çünkü sizin ben nasıl sizin yazınızı motivemi almış güzel güzel okurken birden o kesmeleriniz motivemi bölmüşse.....onun gibi ilişkilerde de birden o içimizdeki siyah renkleri cesaret edip bir türlü göstermeyiz.....işte büyük dertlerden birisi bu bence.......
ilişkileri imza ile sonlandırıncaya kadar o içimizdeki siyah renkleri ne kadın olarak ne de erkek olarak ortya koymayız....pempeyi kirletmeyiz....korkarız....sonra utanırız v.s..v.s.....
sonra noluyor imzalar atılıyor.....içteki o siyahlardan habersiz imzalar atıldıktan sonra o kapıdan içeri giriliyor...halbu ki biyerde mola verilse ve benim siyahlarım bunlar dense o zaman işine gelirse zaten mevzu yok yani üstesinden geleceğine inanırsa mevzu yok.....çünkü herkesin siyahı var.....senin varsa onun da var....şartlar eşit.....biri ötekinden bir eksik bir fazla mesele değil....ama her ikisinde de siyah var.....kesin var....insan bunu bilmeli ve cesaret alıp sergimeli siyahlarını.....çünkü o siyahlar sizin ta kendisidir...sizssiniz başkası değil....sizin içinizde olan sizssiniz.....ilişkilerde ömür boyu gizlenecek mi bu siyah.....bakın evlilik sadece aşkla yürümez....sizin belirttiğiniz işte sen böyle değildin meselesine döner meseleler...... evlilikte sürekli mutluluk olması için saygı ve anlayış olması gereklidir ve bu aşktan daha önemlidir....pembe aşkın içinde naz vardır....o naz evlenince de devam eder ama biyerde çekilmez olur.....sonra oflamalar poflamalar başlar....yani öyle alışmış o ilişki öyle büyümüş.....hertürlü iklimi bilmeden tek iklimde yetişmiş....önemli olan saygı ve çok ciddi anlayış kabiliyetidir......ilişkiler böyle yürür....saygı ve anlayış aşkı da yaşatır.....ama aşk, saygı ve anlayışı yaşatmaz.....o nedenle kopmalar başlar.....sonra mutsuzluklar.....sonra taraflı savunmalar.....ve suçlamalar.....insan biri ile yola çıkacak ise tümü ile kendini ele vermesi gerekir....çünkü yol uzun her türlü şey başa gelebilir o nedenle baş etme gücü varmı yok mu tespit edilmesi gerekir.... daha çok çok detay var ama ben sonuca gireyim
sorun ne kadın da ne erkek de sorun içimizde...sorun içimizdekileri ele vermemekte....cesaret etmemekte.....sorunlara karşı tahammülünüz olmamasında......nazları devam ettirmemizde....sorun inatlaşmalarda.....sorun anlayışların gösterilmemesinde.....özeleştirilerimizi yapmama da......sabırsızlıkta....üstte ben olacam ben olmalıyımlarda.....bu kadar olgu bir kadın ve bir erkekte tek başına yoktur ama birleştirilebilir....sadece sevişince birleşmemeli insanlar...hislerini de birleştirmeli mesala biri öfkelendiğinde öteki biraz durup sakin olup sadece gözleriyle dizginlese veya hadi yapamadı öteye çekilip sonra gelse hadi o da olmadı "sen böyle biri değilsin dese" o an'da onu hatırlatsa.....ama onun yerine "sen aşşağılık bir insansın dese" farkı var değil mi...aşk bir anahtar verir eline seni içeri alır sadece bu kadar....yani denize yelkenini açar sadece....ama yelkeni kullanma marifeti var....fırtınada direnmeyi bilmek var ....bence ilk önce yelken kullanma isteğinin olup olmadığı öğrenmeli sonra içeri girmeli....onu sormadan içeri girilmişse suç aranmamalı kimsede......sonra kavun dememeli mahkemeye......işin başında siyahlar iyice sergilenmeli....herkes siyahını da sevmeli.....utanmamalı......