- 494 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TAVLA
BU ÖYKÜYÜ BİRLİKTE TAMAMLAYALIM İSTEDİM. BİLDİĞİMİZ TAVLA OYUNU ...
TAVLA
Gece yelinin söylediği türküler de onu rahatlatmamıştı. İstemese de her gün aynı görüntüyü izlemekten kendini alıkoyamıyordu. Oturma odasının perdesinden aralığından karşı komşusunun mutfağına bakıyordu.
Hatice Hanım; birazdan bankonun önünde dağınık saçlarını toplayacak, bulizinin kolunu kıvırdıktan sonra, tenceresini karıştıracaktı. Eşi Mustafa Bey de mutfağa gelip, Hatice Hanımın arkasından, boynuna kollarını dolayıp memelerini sıkıştıracaktı. Hatice Hanımın iri memeleri avuçlarını dolduracaktı. Uzamış sakalını kadınının yanağında gezdirecek; Hatice batan sakaldan önce rahatsız olacak, sonra aldırmayacaktı. Sevilmenin keyfini çıkaracaktı. Belki de kaç kandın bu kadar sevilip sevilmediğini düşünmeyecekti bile… Acaba bu nedenle mi mutfağının perdesini çoğu zaman kapatmıyordu? Ya da Mine Hanımın perdesinin sürekli kapalı olmasından mı?
Onların sevgisi içinde çok büyük bir yer edinmişti. Bu sevişmenin gizli seyircisiydi. Mine Hanımın eşi evliliklerinin ilk aylarında geç kalmıyordu ama her gün aynı saatte de gelmiyordu. Oysa Mustafa beyin her gün eve geliş saati o kadar belirgindi ki saat ayarı yapılabilirdi. Sevmeden duramayan iri karagözlü Mustafa Bey eşini biraz daha sıkıştırdıktan sonra, yemek tabaklarını, çatalı, bıçağı alarak uzun boyuyla salınarak mutfaktan çıkar Hatice Hanımda yemek tenceresini götürürdü.
FATMA KOŞTAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.