TÜFEK PATLADI

• 11 Ocak 2012 Çarşamba 03:27:51

Benim yaramaz ,hınzır,bazen çocuklaştığımı,telaşe memuru olduğumu ve acele karar verdiğimi çevremdekiler bilir.Bazen bana’’ Eray içindeki şu çocuğa söyle biraz otursun yada uslu dursun ’’derler. O çocuk uslu olursa ben yaşlanırım zaten yaşlandım. Cocuğum ölürse ben de ölürüm.Bu kalleş hayatın sahtekarlarla dolu dünyada yaşamayı çekilir hale getiren yine de çekilmiyor ama neyse içimde büyümeyen beş yaşındaki çocuk.Aslında benim akıl yaşım beş.Yaşım 44 olmasına rağmen yirmilik dişim çıkmadı yaniakıl dişim çıkmadı.On yedi yaşındaki kızlarımın bile çıktı demek ki kızım benden daha akıllı.Benim akıl dişim bile çıkmadı nasıl akıllı olabilirim ki.


Yıl kaç bilmiyorum ama 14-15 yaşlarında olabilirim onu da tam bilmiyorum yaşlılık işte unutuyoruz.O zaman ben bunalım takılıyorum aslında 30 yıldır pek bir şey değişmedi galiba.Ben o yaşlardayken bunalım takılıyorumdum. Şimdi de bazen bunalımlardayım.O zamanlar ki bunalımın nedeni meğerse buluğ çağdaymışım. Şimdi çocuklarımda öğrendim buluğ çağının bunalım çağı olduğunu.O zaman ben böyle çağlara giremedim.Benim o zaman ki çağım annemin babamın beni soktukları çağ ‘’canın dayak istiyor senin’’çağına girer terlik oklava yiyince hemen o çağdan çıkardım. Aslında çok uslu çocuktum ama neden ‘’canım dayak istiyor çağına giriyordum’’ anlamadım.


Bu çağda evimizin karşısında bir komşumuz vardI.Yirmi yıllık komşularımızdı akraba gibiydik artık çok da iyi insanlardı. Yaşlı kara kocaydılarSalim amcam ile Nefise teyzemi çok severdim onlarda beni severdi her şeyime katlanırlardı. Bir kızı bir de oğlu vardı.Kız İstanbul Üniversitesi hukuk fakültesinde okuyordu.Oğlu ise askerdi birlikte büyümüştük ve kardeş gibi olmuştuk.Karı koca yalnızdılar.



Salim amca yani komşumuz hep hasta bir adamdı her kış helvasını yiyeceğiz diye beklerdik.Kış çıkıp da havalar ısınınca adam bahar gibi yeniden doğardı.Karısı Nefise teyze kışları kocasıyla uğraşır dururdu tabii ki bizde.



Sürekli hasta olduğundan sürekli doktora gider.İlaç iğne serum alırdı.Sürekli ilaç içer,iğne vurdurur,serum taktırırdı. İlacı kendi içebiliyordu onun bize bir sıkıntısı yoktu.İğneyi babam vururdu babam sağlıkçı değil eğitimini almamıştı.Aslında eğitimini dedemden almış dedem de babasından iğne vurma eğitimini almış aslında baktığında hepsi eğitimli iğneciydi. Babamlar babalarından biraz daha eğitim alsaymışlar doktor bile olurlarmış.Yani bizim sülalede ÖZGÖR Tıp Fakültesi bile açılırmış .Bende babamdan aldım eğitimimi iğne vurmayı değil de ben damar yolu açıp serum takma üzerine aldım. Babam iğne vuruyor ben serum takıyorum ekip halinde çalışıyoruz. Babam bana eğitimi tam verdi serumu güzel takıyorum bir kerede damarı bulup serumu takıyorum. Serum deri altına şişme yapmıyor. Damarı bulamazsanız serum deri altına zerk edilir ve şişme yapar böylede bilgiliyimdir.Hem de her gün yeni damar yolu açıp serumu takıyorum.Elim öyle hafif ki iğne yerinde morarma bile olmuyor işim de ustayım.Kusura bakmasınlar şimdiki hemşirelerden çok daha iyi serum takarım üstelik on beş on altı yaşındayken.


Babamı kim iğne vurmaya çağırsa dağ tepe demeden gider beş parada almazdı.Hayrına yapardık bende para almazdım.Eğer babamla ben sağlık kliniği kurup parayla yapsaydık şimdi babam Vehbi Koç bende kızı olurdum.Babamın adı Vehbi bir tek Koc ekleyeceğiz de ondan.


Babam bana da iğne vurdu on dört yaşımda romatizma oldum ve hayatımın ilk on iğnesini yedim.Babam bana iğne vurucak vurmasına da kalçadan ama adamcağız utanıyor.Kalçam yerine ben belime on iğneyi yedim.Salim amcanın böyle sıkıntısı yok o açıyor kalçayı tam yerine iğneler yapılıyor.


Bende çok usluyum dedim ya sakin, yaramazlık düşünmeyen akıllı bir kızcağızım.Bahçede yaşıyoruz zeytinlikler içinde zaten Erdek zeytinlikler içinde bir cennettir.Zeytin bitince sığırcık kuşları ağaçlar da kalan zeytinleri yemeğe bahçelere gelir.Zaten kuşlar yesin diye ağaçların tepelerinde zeytin bırakılır kuşların hakkı denir.Ben ve kuzenler ağabeğim tüfekleri omzumuza takıp sığırcık avına çıkarız.



Babamın çakar almaz tüfeği de hep bana kalır. Bir yere nişan alacaksan nişan aldığın yerin üç dört santim üstüne nişan alacakasın ki vurabilesin.İşte bu gez göz arpaçık hepsi birbirinden habersiz canı isteyince patlayan istemeyince tutukluk yapan çakaralmazdı.Bu tüfeği kimse almazdı küçüğüm diye hemen ’’Eray sen bunu al’’ diye elime tutuştururlardı istemem deme hakkım yok. İstemiyorum desem o zaman gelmiyorsun ava derler götürmezlerdi.


Ben o kimsenin beğenmediği tüfekle kuş bile vurdum. Hatta öyle iyi avcıyım ki kuşların anlından vururdum.Herkes benim kadar büyük sığırcık vuramazdı bir sığırcık vururdum kaz büyüklüğün de olurdu nerdeyse.Bir gün amcamla karaca avına gittim baktım hayvan otluyor.Amcamda yanımda o da iyi avcıdır ama benim kadar değil.Karacada o kadar büyük ki sanki dersin geyik maşallah tarksan yüz kilo gelir.Amcama dedim ’’şöyle kenarda dur iki kaşının arasından vuracağım karacayı’’. Amcam ’’hadi oradan hayvan otluyor sana bakmıyor bile nasıl vuracaksın’’dedi.İzle dedim ukalca karacaya’’ şişt’’ dedim hayvan kafasını kaldırıp baktı bir atıyorum hayvanın iki kaşının ortasından.Bu sefer fazla attım galiba biz zaten av konusunda ailece iyi atıcıyızdır.



Ben tüfeği temizlerken Salim amca aklıma geldi.Dedim bu adam yatağından hiç çıkmıyor. Bastonunla cama vuruyor karısına Nefize diye bağırıyor.Adam tuvalete bile dışarı çıkmıyor.Ben senelerce yatağının altındaki içi sarı sıvı şişeyi ilaç zannettim meğerse seyyar wc miş.Bu adam kışın ölüyorum hakkınızı helaledin diyor.Bizimle günde on kez helalleşiyor canı bir şeyler çekiyor . Anneme çörek canım çekti yapsan da ölmeden yesem diyor.Yaz gelince de delikanlı gibi gençleşiyor. Salim amca yine yatakta çünkü kış daha bahara çok var yine ölüyorum helalaşalım deyip deruyor.Yataktan aşağıya ayağını bile indirmiyor. Düşündüm’’ben bu adamı nasıl yataktan kaldırırım ne yapmam lazım’’ bir yandan da tüfeği temizliyorum.


Çizgi filmdeki küçük Viking gibi buldum dedim.Ben yaştakiler çizgi film Vikingleri bilir hatta daha gençler bile hatırlar.Oradaki küçük Viking i de bilirler burnunu kaşır parmağını şaklatır ve budum diye bağırırdı ben de aynı küçük Vining gibi buldum deyip parmağımı şaklattım.Bende bulmuştum onu yataktan kaldıracak hatta hoplatacaktım kafaya koydum.


Tüfeği temizledim fişeklere baktım saçmayla dolu fişek var bu olmaz adamı öldürürüm dedim. Bir de katil olurum Allah korusun sonra hapislerde çürü bu genç yaşımda olmaz deyip kenara koyuyorum.Diğerini alıyorum domdom kurşunlu fişek var o da olamaz adamı havaya uçururum kenara koyuyorum.Başka bir tane alıyorum boş fişek kapsülü de patlamış işte diyorum aradığımı buldum.Boş fişekten patlamış kapsülü çıkarıyorum sağlam kapsül takıyorum.Bu dolu fişek gibi zarar vermez kimseye ama acayip ses verir.Patlayınca sanki dolu fişekmiş gibi patlama sesi çıkarır.Kapsülü sağlam boş fişeği küfeği kırıp takıyorum .Tüfek kırma tüfeklerden namluyu kırıyorsun içine fişeği yerleştiriyorsun sonra tak değip eski haline getiriyorsun. Omzuma tüfeği asıp Salim amcanın evine gidiyorum.


Karısı Nefise teyze ortalıkta gözükmüyor. Evin kapısından içeriyi dinliyorum Nefize teyze içerde de yok.Heralde diyorum bahçede bir şeylerle uğraşıyor.Kapıyı dinliyorum Salim amca televizyon izliyor. Köle İzaura. O zamanların en güzel Brezilya dizisi Leonsiyo var. O kötü çiftlik sahibi İzaura çok güzel köle kızı.Leonsiyo İzearuya aşık falan filan tek kanallı televizyonda o diziyi izlemeyeni vuruyorlar zaten. Tamamdır dedim evde Salim amcadan başka kimse yok.


Sağlam kapsüllü boş fişek takılı tüfeği omzumdan aldım nişan aldım gez göz arpacık.Kapıya bir tekme kapı ardına kadar açılıyor eşkıya gibi kapıyı kırıyorum. Avazım çıktığı kadar bağırıyorum .Salim amca şaşkın bana bakıyor ne oldu gibisine.’’Salim amca seni öldüreceğim ‘’değip tetiğe basmamla BOM diye patlama sesi Salim amcadan PAT diye bir ses korkudan adam kendini yataktan yere atıyor.


Ben başka bir şey demeden Salim amcaya ne olduğuna bakmadan tüfeği omzuma takıp eve gidiyorum.Evde kahkahalarla gülüyorum o zaman ki yaşım ve aklımla çok komik geliyor.Adam kalp sektesinden gitseydi ya adama bir şey olsaydı diye düşünmüyorum.Korkmaya da başladım bir yandan da diyorum Salim amca ölmedi ama annemle babam öğrenince ben öleceğim Yine canın dayak istiyor çağına gireceğim.Babam duyunca eyvah Eray bittin kızım diyorum.

Tabii benim bu yaptığım akşama kadar duyuldu.Söyleyenlerin yalancıyım Salim amcanın pijamasını ıslak görüp de soran Nefize teyzeye su döküldü demiş.Oraya nasıl su döküldü ne suyu döküldü o söylemese de biliyoruz.


Akşam babama haber geldi tabi ki Salim amcadan.Babam beni dövecek derken çok gülmüştü.Babama da çok komik gelmişti ve bana kızmadı dövmeyi bırak. O gün belki on kez anlattırdı Salim amca ne yaptı kendini nasıl yataktan attı ha ha ha diye bütün gece gülmüştük. Vay be ne günlerdi .


Salim amca ve karısı Nefise teyze vefat etti Allah rahmet eğlesin çok şükür helalleştikten sonra Hakkın rahmetine kavuştular.

ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
11.1.2012