- 584 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HABER
Kadın boşalan çay bardaklarını yeniden doldurmak için salondan çıkıyor. Koridordan mutfağa giderken ardından “kırıkları arıyor herhalde” dendiğini duyuyor. Sesin sahibi, kocasının ablası, yani büyük görümce, kendini hiç sevmeyen, çil gözlü, dili zehir saçanı. Eşinin sesini de duyuyor ama ne dediğini tam olarak anlayamıyor. Çünkü mutfak, salonda konuşulanların hepsini olduğu gibi kadına iletecek kadar edepsiz değil. Koridorun yaptığını yapmıyor kadına. Mutfak, bütün gün birlikte olduğu kadını koridordan çok daha iyi tanıyor, seviyor ve çok iyi anlıyor. Koridor, kadınla çok fazla birlikte olamadığı ve kadının kendini geçip geçip sürekli mutfağa gittiği için kırgın, hatta kızgın. Belki de kadına kızdığından salonda konuşulanların hepsini bir bir iletiyor kadına. Ama mutfak öyle değil, kocanın kötü sözlerini kadının duyup üzülmesini hiç istemiyor. Onun için salonda konuşulanları asla kadına söylemiyor. Ne yazık ki aynı mutfak kadını kocanın kötü sözlerinden koruduğu gibi, kocaman kaya benzeri ellerinden ve o ellerin balyoz gibi kadının bedenine inmesinden koruyamıyor…
Bu sabah, son bir ay içinde sabah kahvaltılarının bitiş ritüeli haline gelen, yani kadının balyoz eller tarafından duvardan duvara çarpıldığını soluğunu tutarak, acıyarak, eli kolu bağlı izlemişti yine. Bu şiddet fırtınasının nedeni ise, aslında çok basitti. Kahvaltının bitimine yakın ısrarla çalan, açıldığında ise asla ses vermeyen telefonların, çalıp çalıp kapanmasıydı.
Kocaya göre, bu ısrarla çalan, ses vermeyen telefonlar, daha önceden ablasının ısrarla dediği ve kendinin de artık iyice inandığı gibi, kadının kırıklarıydı...
“Bayankuuuuş! Kim bu arayanlar!”diye bağırdı adam. Salondan mutfağa döndüğünde. Mutfağın dili dolandı, döndü başı… Kadın başını salladı,“bilmem” derken. Kadının saçları kanatlandı, çığlık çığlığa. Çığlıklar duvara çarptı, duvar yere döktü yaşlarını. Kanatlandı çığlık, yüreğin peşine takıldı. Akşamdan kalan içki şişesinin çınlayan kahkahaları, çığlıklarla yarıştı. Kırılan şişenin cam parçaları, iki canlı bedeni soluksuz bıraktı.
Kanlı eller telefona sarıldı “medet” diye. Yardım istendi. Telefonun sesini bastıran ambulans sirenleri… “İç kanama belirtisi.” “Kendinde değil şimdi.” “Ameliyathane.” “Anestezi.” “Annenin yaşamı tehlikede.” “Çocuğunu kaybetti.” “Komaya girdi.” “Telefonların arkası kesildi.”
“Bak! Gördün mü? Söylediklerim doğru çıktı” dedi ablası, ablasının yavşak kocası, dişleri dökülen anası, bütün kirli ağızlar tayfası. “Kadın yoğun bakımda, telefonlar çalmadı bir daha…” Adam doğru yapmıştı, yapmasına; kadın da hak etmişti, etmesine de çocuktan haberleri yoktu. İşte bu beklenmeyen bir şoktu.
Başınız sağ olsun” dedi beyaz önlüklü biri. Deliren adam süt dökmüş kedi şimdi… “Sağ olun” diyemedi. Soruşturma evrakı! Kim şikâyet etti? Karısı mezardan çıkamaz ki!
“Müşteki Nisa Korkmaz sürekli arandığına ve rahatsız edildiğine dair savcılığımıza dilekçe vermiş bulunmaktadır. Şu gün, şu tarihte ifadeniz alınmak üzere savcılığımıza müracaat etmeniz gerekmektedir…”
Çekip gitmekte direndi günler ve geceler. Ya anlarlarsa kadını döverek bu hale getirdiğini? Ya atarlarsa onu da içeri? Hazırlıklı gitmeli en iyisi.
Odada savcının sesi: “Son bir aydır evinize iki ayrı numaradan sürekli telefon edilmiş. Eşinizin isteği üzerine telefon numaraları tespit edildi. Bu numaraları tanıyor musunuz? Telefonlar aynı kişinin farklı iş yerlerine ait…” Adam numaralara, numaralar adama baktı. Titrek elleri çabucak çevirdi numaraları. Karşıdan gelen sesin sahibi tanıdık, ablasının kocası. Sesi tanıdı. Ses vermedi kapattı. İkinci numaradan ablası çıktı. İnanamadı…
Ertesi sabah “yazıyor yazıyor!” diye bağıran küçük bir çocuk gazete satmadı…
Ülkenin özel ve genel televizyon kanalları, kahvaltı haberlerinde gazeteleri okuyan spikerler, alışkanlık ve bıkkınlık veren bir ses tonuyla “Karısının çocuğu ile birlikte ani ölümü üzerine cinnet geçiren bir adamın ablasını, eniştesini ve çocuklarını kurşuna dizip, sonra da intihar ettiği” haberini duyurdu.
Haber yedi canın, yediveren gülün dikenlerini yaşama sapladı. Haberi dinleyenler yedi saniye duraksadı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.