- 3368 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KALKINMA KÖYDEN BAŞLAR
KALKINMA KÖYDEN BAŞLAR
Atalarımız kalkınma köyden başlar demişler ama seneler geçmiş tam aksi uygulamalar yapıla gelmiştir. Hiçbir zaman hiçbir siyasi iktidar bu yolda faaliyet maalesef göstermemiştir. O büyük insan ATATÜRK insanların efendisi köylüdür demiş ama onun ebediyete intikali ile hepsi unutulmuş, hor görülen, üçüncü sınıf halk olarak mahrumiyetler içinde yaşamaya bırakılmıştır.
Her türlü sosyal,ekonomik,eğitim,ulaşım,barınma,insanca yaşama,ısınma,sağlık,alt yapı eksikliği ve imarsızlık gibi temel ihtiyaçlarından mahrum bırakılarak yaşamaya mahkum edilmiştir. Şehirlinin,siyasetçinin,bürokratın,tüccarın işi düştüğü zaman aranan kesimler olmuştur köy ve köylümüz.
Köylerimiz kalkınmıyor.Maalesef geriliyor ve batıyor. Terk edilmiş viraneleşmiş bir manzara görümünde. Yurt dışında işçisi yoğun olan bazı köylerimizdeki barınma için yapılan ve on bir ay kapalı duran binaları saymazsak.Köyden şehre göçler daha iyi yaşam koşulları arzusu köylerimizin hızla boşalmasını ve tarımın yok olmasına doğru sürüklendiğimizin habercisi gibi.
Bazı istatistik hesaplamalar 40 milyon nüfus köylerde yani 4 milyon aile tarımla geçimini sağlıyor. Bunun % 90 nı fakru zaruret içinde yaşıyor.İşte bu kesim maliyet hesabı nedir,tarım ve üretimde çeşitlilik verimlilik hesabı yapmadan atalarından gördüğü ve edindiği tecrübeleri ile bu işleri yapıyor. Ailesini miras yolu ile ve başka sebeplerle parçalanarak küçülmüş arazilerle ancak geçinebileceği üretimi sağlamaya çalışıyor.
Köylünün köyünde ikametine devam etmesinin sağlanması için acil önlemlerin alınması zaruridir.Köylerde aşırı alt yapı eksikliği vardır.Eğitim kurumları yetersizdir.Taşımalı eğitim uygulaması gibi bir ucube icat edildi. Eğitim köylünün ayağında ucuza ve kaliteli olarak verilmelidir Haberleşme ve ulaşım eksiklikleri hat safhadadır.Gerek köy içi ve köyün şehre olan bağlantı yolları kalitesiz , bakımsız ve uygunsuz haldedir.
Sağlık sorunları köylerimiz için bu asırda halen çözümlenmemiştir. Hastaların, doğumluların, gerekli kontrollerin, halk sağlığı uygulamalarının tam yapılmadığı sağlık kuruluşlarının merkezlerde toplanması,merkezlerin köye uzaklığı hem pahalı maliyet hem güçlükler arz etmektedir.Her köye sağlık evi veya ocağı meselesi çözümlenememiş, mevcutları ise ya kapalı ya kadrosuzluktan faaliyet göstermemektedir.Köy mezarlıklarının hali perişan vaziyettedir.
Hiçbir köyümüzün doğru dürüst bir yerleşim veya imar planı yoktur. İl özel idarelerinin asli görevleri arasında olan bu işler maalesef hiç yapılmamaktadır. İşleri ve görevleri nedir o da bir muamma zaten. Bu imar planı olmadığı içindir ki köylerimizin yapılanması ve yerleşim görüntüsü gayri iptidaidir. En öncelikli eksiklik bence bu dur.
Toki denilen kuruluş kasaba ve şehirlere binalar yaparak köyden şehre göçü hızlandırmaktadır. Öncelikle köylü ailelerin yaşam ve ihtiyaçlarına uygun evler yapmak ve plan projeler üreterek köylüyü köyde ikamet etmesini sağlamalıdır. Yani Toki şehre değil köylerimize evler yaparak kalkınmayı köylerden başlatıp göçü önlemelidir.Köylüyü köyüne bağlamalıdır.Çünkü bu asırda köylüler gayri sıhhi ve ilkel barınaklarda yaşamaktadır. Hatta bazılarına ev,barınak demek bile mümkün değildir.
Köy muhtarlıklarının (İhtiyar Heyetinin) doğru dürüst bir bütçesi ve gelir kaynakları bile yoktur. Bazıları ancak korucu ücretini zor karşılar durumdadır.İl Özel İdareleri köy bütçelerine ve kalkınmalarına, temel yatırımlarına acilen katılmalıdır. Kasaba ve şehir belediyelerine nüfus oranlarına göre gider vergilerinden pay veren İller Bankası madem kalkınma köyden başlar düsturu doğrultusunda köylerimize de nüfus oranlarına göre % üzerinden pay vermelidir.
Köylülerimizi her bakımından bu kelimeyi kullanacağım( SÖMÜREN ) kasaba veya şehir halkı ve belediyeleri bağlı olan köylerin yol ,sokaklarının düzeltilmesi, ağaçlandırılması gibi işlerinin hallinde ellerindeki teknik araçve elamanları ile yardımcı olmaları gerekliliğine inanıyorum. Köy muhtarlıklarının da bu konuda biran evvel girişimde bulunmaları sadece mühür basan heyet olmamaları gerekir.
Gerek İl Özel İdareleri gerekse Belediye olan merkezler ve Görüşü ne olursa olsun siyasi tavrını bir tarafa bırakıp siyasi otoriteye değil halkına tarafsız hizmet etmeyi ön plana almalıdır. Bilhassa valilerimiz devletin valisi olduğunu bilmeli.Siyasi otoritenin emir eri olmadıklarını oy için erzak ve bazı eşya dağıtımlarında uşaklık yapmadan halkına hizmeti şiar edinmelidir.
Maalesef bazı kaymakamlarımızda masalarından kalkıp halkın içine inmeli onları ve köylerin sorunlarını tesbit ve izalesine katkı sağlamalıdır. Bu gün bir inceleme yapsak valiliği ve kaymakamlığı süresinde kaldığı kasaba veya vilayette hiç gitmediği,sorunlarını ve adını dahi bilmediği köylerimiz bildiğinin % 90 nı teşkil eder. Böyle hizmet böyle görev anlayışı ile kalkınma ve gelişme olabilirmi.
Bütün bunları yanında köy muhtar ve azalarına köyünün sorunlarını gidermek ve çözmek için çok çalışmaları gerekir. Bırakınız mühür muhtarı olmayı. Her kapıyı çalınız.Her ilgili dairenin kapısını aşındırınız.Atak ve cesur olunuz. Siz devleti temsil ediyorsunuz. Tuttuğunu koparan diye bir söz vardır. İşte tuttuğunu koparanlar köyüne hizmet ediyor. Yoksa oturan devlet dairelerinin kapısını dahi bilmeyenler değil.
Bütün bunları dikkate alarak yapılması gerekenlerin bazılarını şöyle sıralayabiliriz.
1- Köy imar planı acilen İl Özel İdareleri vasıtası ile çözümlenmelidir.
2-Toki tarafından köylerimize uygun ev ve ihtiyaç binaları yapılmalıdır.Köyden kente göçün esas sebeplerinden birisi budur.
3-Devletin ve özel sektör yatırımlarının belli başlı merkezlere toplanması önlenmeli. Emek yoğun yatırımlar merkezi kırsal kesimlere kaydırılmalıdır. Köyden şehre göçün önlenmesi bakımından önemli bir nedendir.
4-Köylünün ekonomik,sosyal ve eğitim sorunları ayağında ve asra uygu olarak çözülmelidir. Taşımalı değil kendi köyünde tam kadrolu eğitimciler ile yapılmalı.Çocuklarımız konar göçer aile çocukları görünümünden kurtarılmalıdır.
5- İnsanlarımızın refah seviyelerini artırma yolları bulunmalı ve insanca yaşama ihtiyaçları karşılanmalı,geçim zorluğu olan yetersiz arazi sahibi fakir sayılacak köylüler maddi olarak devlet tarafından desteklenmelidir.
6 –Göç şehirde bir kişinin olması gereken ihtiyaçlarının karşılanması için 30 bin ABD doları veya 45 bin TL.bir yatırımı gerektirdiği, buna karşın bu köylerimizde beşte biri yani 6 bin ABD veya 9 bin TL.dir.Devletin köylerimize yapacağı kişi başına 9 bin TL. köylerimizin bütün sorunlarını çözecektir. Hepsi birer modern yapıya kavuşacaktır.
7-Köylerimizde bazı işlerin birlik ve beraberlikle yani imece denilen usulle çözümleneceği gerçeği iyi bilinmelidir.Köylülerin eşit veya gücü oranında yapılacak işler için maddi destekleri sağlanmalıdır. Bu konuda bilhassa sözü dinlenen ihtiyar (ekabir) zevattan ikna için faydalanılmalıdır.
8 Çevreye önem verilmeli.Köylerin ağaçlandırılması ,güzelleştirilmesi için bazı bakanlıkların kasaba ve şehirlerdeki kurumlarından ağaç ,fidan ve araç gereç gibi destekler bila bedel veya cüzi ücretle karşılanmalıdır.
9- En önemli olan ise köyün birlik ve beraberliğidir. Bir elin nesi var iki elin sesi var düsturu ile heyet çalışmalı. Karşı çıkanlar uygun bir tarzda ikna ederek veya toplumdan refüze ederek işler emek yoğun veya mali destekle çözümlenmelidir.
Yukarıda izah ettiğim konular yeterince uygulanırsa hakkından gelinemeyecek hiçbir sorun yoktur.Sorunsuz bir yaşam dileğimle.
DURMUŞ KARABAĞLI
2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.