İnsanlar köprü kuracakları yerde, duvar ördükleri için yalnız kalırlar.-- newton
Mehmet Aktaş
Mehmet Aktaş

PROFESÖR

Yorum

PROFESÖR

7

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1215

Okunma

PROFESÖR


1968 Yılında , eleme ve giriş imtihanlarını kazanarak , Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okuluna girdim.
Okulumuz, Bahçeli evler’de Teknik Okullar denilen semtte, üç katlı , geniş bir bahçesi
olan görkemli bir okuldu.
Öğretim binasına (E) tipi birleştirilmiş çok donanımlı atelyeler vardı.
Öğretim binasının üç tane büyük giriş kapısı vardı.Orta kapıdan,personel ve öğretim
görevlisi öğretmenlerimiz girip çıkıyor.İki baştaki kapılardan öğrenciler girip çıkıyordu.
Okul , Milli Eğitim Bakanlığına bağlıydı.Öğrenciler isteklerine göre , yatılı veya burslu olarak alınıyodu.
Yatılı öğrenciler için , okula bitişik yatakhaneler ve yemekhane vardı.
Öğrenci giriş kapısında beyaz pardisölü , beyaz kıvırcık saçlı ,şık giyimli,
1.80 boyunda bir profesörle zaman zaman karşılaştım.Acaba hangi derslere giriyordu?
Branşı neydi?Henüz bilmiyordum.Bu giriş kapısında nöbet tuttuyordu herhalde.
Burslu olarak okulu kazanmıştım.Bekâra ev vermedikleri için ,arkadaşlarla ev tutamadık. Son sınıfta yatılı olarak okuyan bir arkadaşla değişme yaptım.Ben,250 TL bursumu alıp o na vereceğim, buna karşılık onun okuldaki haklarını kullanacaktım.
Okula başladık.Bize traş kuponları verdiler.Bu kuponlarla,okulun berberinde ücretsiz
traş olacağız.
15-20 basamakla aşağı indiğimiz öğrenci lökalimize bitişik bir odayı berbere vermişler.
Kuponla traş olmak için berbere gittiğimde ne göreyim?
Benim , profesör olarak hayal ettiğim şahıs , berber değilmi?
Kıdemli arkadaşlardan,adının Eyüp Kılavuz olduğunu,yıllar yılı bu okulda görev yaptığını,
öğretmenlerimizin de öğrenciliğinde o nun berber olduğunu öğrendim.
Eyüp Kılavuz’u kızdırdığında , ana avrat söveceğini göze almak lazımmış.
Boş dersimde öğrenci lökalinde çayımı içiyorum.Eyüp Kılavuz , kantine gidiyor,odasına
girip çıkıyodu.Bir ara sandalyenin üzerine çıkıp bağırdı;
-Anasını avradını şey yaptığımın çocukları,ben size ne yaptım ki,benimle konuşmuyor-
sunuz?
Öğrencilerden kahkaha yükseldi.Kucaklayıp onu aşağı indirdiler.O nu kızdıranlar,karar
almışlar,bu gün Eyüp abi ile ne şakalaşalım, ne de konuşalım diye.
Eyüp Kılavuz’un kurbağadan korktuğunu bilen muzip bir öğrenci,iri bir kurbağayı yakala
yıp berber masasının çekmecesine koymuş.Arkadaşını , saç sakal traşı olması için berbere
göndermiş.Kendisi de kapı ağzında durarak konuşulanlara iştirak ediyormuş.
Eyüp Kılavuz , makas,tarak ve elle mekanik çalışan traş makinasını kullanarak saç traşını bitirmiş.Sakal traşı için ocak üzerindeki sıcak su dan traş kabına koymuş.
Fırçayı ıslatıp sabunu köpürtmüş ve traş olan öğrencinin yüzüne sürmüş.
Çekmeceyi çekip usturayı almış.Tam bu sırada , iri , yeşil bir kurbağa Eyüp Kılavuz’un
göbeğine atlamış.Eyüp Kılavuz ani bir hareketle kendini geri atmış.
Eyüp Kılavuz’un tepkisini seyreden muzip,kıh kıh gülmeye başlayınca,berber kendini
kaybetmiş.Elinde usturayla öğrencinin arkasından koşuyor;
-Anasını avradını şey yaptığımın çocuğu,seni bana para ile mi verdiler, kaçma doğrayacağım seni diye bağırıyormuş.Öğrenci canını zor kurtarmış.
Okulumuzun yanında bir odalık,tek memurlu Teknik Okullar Postanesi vardı.Kuyruğa girer 15-20 dakikada işimizi hallederdik.
Eyüp Kılavuz elinde bir havale kâğıdı ile sıraya girdi.20 dakika sonra sırası geldiğinde
havale kâğıdını memura uzattı.
-Eyüp Bey ,falanca tarafından sana 5 kuruş gönderilmiş deyince, Eyüp abinin yüzü kızardı , sinirleri tepesine çıktı.
-Bu anasını avradını şey yaptığımın çocuğu ile talebeliğinde çektiğim yetmezmiş gibi,
öğretmen olduğunda da çekecekmiyim diye söve söve okula döndü.
Eyüp Kılavuz’u kızdıran gençler,öğretmen olup,yolları Ankara’ya düşünce, Eyüp Kılavuz’u alıp lokantaya götürür,yedirip içirdikten sonra cebine de harçlık koymadan
gitmezlerdi.
Derneğimizin gazetesinde (Eyüp Kılavuz’u kaybettik) haberini okuyunca,sanki en yakın
bir akrabamı kaybetmişim gibi gözlerim doldu ve ağladım.
O okulumuzun adeta maskotu idi.Hiç bir zaman o nu kızdırmadım ve ana avrat arkamdan
sövdürmedim.Mekânı cennet olsun....

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Profesör Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Profesör yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
PROFESÖR yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
seyfi betik
seyfi betik, @seyfibetik
29.1.2012 10:53:49
Sevmek sevilmek... gerisi boş fani dünyada güzel paylaşımınız için teşekkür ederim hocam saygılar
SAKLI ŞAİR
SAKLI ŞAİR, @saklisair
13.1.2012 23:45:43
Anılarla güzel bir gerçek yaşam öyküsü.Evet ne yazık ki eski dostlar kaybedilince insan daha da hüzünleniyor.Mekanı cennet olsun...Saygı ve selamlarımla...
yaban böceği
yaban böceği, @yabanbocegi
10.1.2012 23:57:06
10 puan verdi
Merhaba hocam.Aynı ortamların havasını koklamış biri olarak inanın hatıralarım canlandı gözlerimde. Eskilerin bizlere göre ne kadar da çok anıları var diyorum şu an! Orta sahadaki bir faule penaltı gösteren hakemler gibi! B’ blokun duvarlardan başlayıp tavanlarda devam eden ayak izleri misali…
Yıllar sonra her şey bir hoş seda, öyle değil mi!Çok güzel bir paylaşımdı yazınız.Bütün samimiyetimle kutluyor, gönül dolusu selam ve sevgilerimi sunuyorum…
Hasan Özaydın
Hasan Özaydın, @hasanozayd305n
10.1.2012 21:30:18
Paylaştığınız için teşekkür ederim saygılarımla.
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
10.1.2012 18:17:57
hocam bu tür güzellikleri yaşamakta bir şans...bizlerle paylaştığınız için teşekkürler....saygılarımla
ahmet umut
ahmet umut, @ahmetumut
10.1.2012 16:18:38
Üzücü bir anı...
Bende o yıllar oradaydım..Anakara Öğretmen okulu.1975,,,.güzel yıllar..
Kutladım selamlar
Vehbi Okur
Vehbi Okur, @vehbiokur
10.1.2012 16:02:08
Mehmet Bey;
Başlıkta kullandığınız "profesör" kelimesini dalgınlıkla yanlış yazmışsınız.
Selâmlar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.