- 617 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
hacil oldum! ARDAHAN ÖYKÜLERİ-253
"Çok utandım." diye başladı içini dökmeye. Arkadaşı eli kulağında dertliyi dinliyordu:
"... adam sedirde uzanmıştı yatıyordu.
Ben dedikçe: " İstanbul’a gidecem!"
O: " Allah yolun açık etsin." dedi. Çok utandım.
Ben demerdim: " İstanbul’a gidiyerim."
Adam uyku semesi:
" Allah yolun açık etsin." diyerdi.
Bitirdimki cümlemi, cümlemin kurkuna oda kendi cümlesini taktı!
Ben utanıyordum.
Odanın içerisi... nde.
Adam uzanmışa ahana böyle: bismillah... ölü diyesin.
Perspektif olarak tam karşımdaydı. Fakat ben onu yan bakışla görüyorum. Karşıbakışla değil, üstten bakışla hiç değil, alttan bakışla hiç mi hiç değildi. Lütfen karıştırılmasın!
Adamın sağayağında greyder bot vardı. Yün çorap kirli ayağını greyder’e ve beton zemine mökkem basmıştı. Keşke her işi böyle olsaydı: GREYDERSEL olsaydı!
Ben ki dedime:
" Aha İstanbul’a gidiyerim."
Baygın kalmış vücuduyla koca adam fersiz cansız seslendi:
" Allah yolunu açık etsin şey!"
Allah yolun açık etmesin, anlıyordum. Adama dikkat ediyorum. İkinci, üçüncü, dördüncü, cümlelerde adamın demesi:
" Allah yolun açıketsin" di.
Hatta: Allah yolun açık etsin.
Hatta: Allah sevdiklerine kavuştursun.
Hatta: Güle güle git, güle güle gel.
Ve hatta: Gidişinde gelişinde Allah yar ve yardımcı olsun. ’du
Bu dört cümleyi tetkik ettim.
Adam bana iyi dileklerini söylüyordu. Ben gene utandım.
Utancımdan hacil oldum.
Adam iyi dilek diledikçe.
Ben suçluluk kompleksine giriyordum.
PUNİSHMENT İS TAKİNG PLACE
Kendini cezalandırmak: ruhumu sarıyordu. Knut Hamsun okumuştum. Bu yazar suçluluk karmaşasını eni konu romanında incelemişti.
AÇLIK’ta diyerem eye!
Ben o kompleksi yaşıyordum. Suçluluk karmaşası, adama karşı cezalandırıyordum şahsımı.
İyi dilek de: adamcağız söz söylüyor. Ben gazı goz annıyordum.
İyi yolculuklar diyordu adam.
Ben onu: Yolun açık olmasın anlıyordum.
Neden? Çünki ben adamın aleyhinde konuşmuştum.
Zavallı adam, sedire devrilmiş uyumaya çalışıyordu. Ne dersem iyilikle cevaplıyordu.
Bu gariban adamı dün bana biri sormuştu. Ben niye aleyhinde konuşmuştum ki."
Dertli dertlendikçe arkadaşına. Dertleniyorum diye sanıyordu... dertlenmesine dertlensin fakat arkadaşı onun derdiyle dertlenmiyordu. Çok da şeyineydi. El, elin danayı, sılık çalarak ararmış.
İnsan hacil olur.
Hacilliğe giden yol taşlarını, içdünya döşer.
Ruh muhasebeci titizliğiyle lira kuruş hesabı yapar.
Çiğit da çiğit kırpana mı bilir?
Bankalar akşam hesap kaparken; kuruş bellim olmazsa hesap mı kapar?
Kasa- hesap, birini yek diğeri tutmalı!
" SENİ SENE, SENİ DE ALLAH’A HAVALE EDİYORUM!"
Vicdan, senin diline, dilini söylediklerini öbür dünyaya havale ederek!..
Söylediğin şey; seni herzaman bağlar.
" SÖZ NAMUSTUR!"
" AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞIN DUYSUN HEY HEMŞERİM!"
Anlatımı yapan gencin korkusu buydu! Vebal yüklenmekten adeta ürküyordu!
- KIRRR! DEYYİSSSS!
Resim de görüleceği üzere: zararı kendine zavallı adam’ın aleyhinde konuşmuştu. Birisine
bu adamın gıybetini kırmıştı.
Şimdi resimde; YUKULİYEN adam bu, soru sordukça, tatlılıkla efendilikle cevap verince.
Genci suçluluk kompleksine sokuyordu.
Suçluluk kompleksi arkasıra cezalandırma kompleks mekanizmasını devreye koyuyordu.
gencin altüst oluşu: bu sebepleydi, bunun yüzündendi.
- Ya öbür dünya.
- Ya başıma birşey gelirse.
- Bunlarda mı başıma gelecekti?
- Adamın bize yaptığına, bizim adama söylediğimize....
Gelelim... gel gelelim gencin vicdan ıstırabı çekmesi. Genç yukulayan adamın gıybetini kırmıştı.
Bakkal - O üçkağıtçıyı görer misin?
Genç - BİR TÜRKİYE ONUN PEŞİNE VERMİŞ: UÇAN KUŞA BORCU VARMIŞ!
Genci poşman eden, abartılı dedikodu yapmış olmasıydı.
Ne me nem abartılı cümle kurmuştu, sen allah...
Yetmiş milyon adam peşine vere mi bilirdi!
Zavallı kendini dolandıramayan belangaz bu fuğara kişi.
Bir veya iki işyerine takmış olabilirdi.
Garibanlık hal-ı: KİM OSSURDU? GARİP OSSURDU!
Ve velakin-e gence mi, kalıftı, gıybet kırmak vs. vs. vs!
Abartmak
Şoşartmak
Deveyi fil yapmak vb. vb. vb!
" ALLAH YOLUN AÇIK ETSİN " demişti yukuda yukuliyan adam.
Üçkağıtçı demek gence yakışır mıydı?
GENÇ KARDEŞİM SEN, SEN OL!
KANTIRCININ KANTIRLARINI BİR DAHA ÜRKÜTME!
" ETLİ PİLAV, TATLI HOŞAF" makarna’dan ey müdür?
- He, he, he!.. Ey diyersine eleyse eydür!
YALÇINER YILMAZ
13-01-2012
ÇANAKKALE
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.