- 536 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
yağmur, serdar, yavuz ve aşk
“Jeton geç düştü, sonradan anladım beni sevmediğini, sonradan anladım benle alay ettiğini, sonradan anladım başka birini…” yutkundu devamını getiremedi, sesi titriyordu biraz daha konuşsa ağlayacaktı. Tamam dedim yavuz takma kafana bırak o yansın senin gibi bir delikanlıyı kaybettiğine. Ben biraz yürüyeceğim istersen sende gel hem biraz dertleşiriz, hem de temiz hava iyi gelir, ne dersin? Biraz düşündü, sonra tamam dedi gidelim. Hava biraz kapalıydı, hafiften bir rüzgar da vardı, yavaş, yavaş yürüyorduk. Birden durdu abi dedi ben dedi gerçekten sevmiştim hem de çok. Daha fazla tutamadı kendini ağladı, yere düşen her damla ateşini körüklüyordu sanki. Elimi omzuna koydum, yavuz dedim sesim merhametten ve acımadan ziyade aynı şeyleri yaşamış birinin sesi gibiydi, gibi değil aynen öyleydi. Bak dedim bu hava aşıkların havasıdır, birazdan yağmur yağacak, ıslanacağız sırılsıklam. Gözyaşlarını kimse fark etmeyecek, hiç kimse… ağlayacaksın yağmur hızlandıkça daha çok ağlayacaksın. Ben öyle yapmıştım en azından, iyide gelmişti bana, hem içimi dökmüştüm, hem kinimi hem de nefretimi… birkaç dakika sessiz yürüdük ne o konuştu ne de ben, suskunluğu gökten inen rahmet bozdu, hani derler ya bardaktan boşalırcasına işte öyle yağıyordu. Bi ara yavuza ilişti gözüm yüzünde belli belirsiz bir gülümseme vardı, nedenini anlayamadım, sormaya da cesaret edemedim. Beş on dakikadır yürüyorduk ve hala o garip gülümseme vardı yavuzun yüzünde.
Birden karşımıza kasabanın delisi serdar çıktı, deli dediğime bakmayın bizden akıllıdır. İri yarı, sarışın, yuvarlak yüzlü biriydi. Kendine has o güzel gülümsemesiyle, üzerinde her zaman ki siyah montuyla ve kocaman mavi gözleriyle bize bakıyordu. ‘ merhaba serdar nasılsın’ dedim, beni duymadı sanki veya duydu da umursamadı. Eliyle yavuzu gösterdi, sen dedi ‘aşıksın’ ve devam etti billahi aşıksın, o gözler aşık adamdan başkasında yoktur. Yavuz şaşırdı, bakakaldı serdara. Yavuz dedim serdar abin senin derdinden anlar, oda bu sulardan geçmiş, hoş geçerken boğulmuş ama neyse. Yavuz bana baktı sonra serdara baktı, aslında serdarı her gün görüyordu, ama hiç bu kadar dikkatli bakmamıştı. Şimdi karşısında her zaman gördüğü deli serdar yoktu, karşısında kendi gibi sevmiş, aşkı uğruna aklını yitirmiş kısaca mecnun olmuş bir serdar vardı. Hiç böyle düşünmemişti, serdarı iki hece ile özetlerdi önceleri “de-li” derdi geçerdi, ama şimdi öyle değildi, serdarın gözlerinde kendi gözleri görebiliyordu. Baktım bu suskunluk devam edecek söze girdim ‘serdar dedim anlat da yavuzda dinlesin aşk hikayeni, bu aralar bunlara ihtiyacı var’, sözümü bitirmemiştim ki serdar konuşmaya başladı; İsmi cemile idi, çocukluk aşkı derler ya ondan işte benimkisi, o okula gider ben arkasından bakarım, o bakkala gider ben arkasından bakarım. Derken büyüdük tabi evlenme çağına geldik, mahalle de cemile den başka herkes onu sevdiğimi biliyordu, bir bilmeyen oydu anlayacağın. Bir gün deli cesaretimi topladım, çıktım karşısına bak dedim cemile ben seni seviyorum, hem de çocukluktan beri, daha birkaç kelamım vardı, söyleyecektim, omzuma bir el dokundu döndüm baktım, esmer, kavruk, çirkin bir çocuk ‘hayırdır cemile kim bu dedi’, cemile ‘serdar dedi’ çirkin çocuk ‘ne istiyormuş’ dedi cemile ‘hiç’ dedi hiç bir şey. Meğer bizim cemile bu çirkin, kavruk çocukla sevgiliymiş, baya da ciddiymişler. Oradan yarı ölü ayrıldım. Arkama dahi bakmadım. Hepsi neyse neyde belki diyorum, belki zamanında söyleseydim onu sevdiğimi, o da beni severdi belki diyorum. Velhasıl o evlendi gitti ve ben yine arkasından bakakaldım. Giderken aklımı da götürdü, bu yüzden deli diyorlar bana. Sen benden bir adım öndesin dostum dedi yavuza, şimdi git söyle kıza içinden geçenleri gör bak her şey düzelecek, o da seni seviyor çünki nerden biliyorsun diye sorma ‘bilmesem deli olmazdım’ dedi, yürüdü gitti. Yavuza baktım, eee dedim yavuz ne yapacaksın şimdi? Gidiyorum abi dedi, kapısına kadar gideceğim anlatacağım son bir defa daha ondan sonra ne olursa olsun dedi koşarak uzaklaştı.
Aradan birkaç gün geçmişti ki yavuzla serdarı gördüm yan yana oturmuş konuşuyorlardı. Yanlarına vardım, tek bir söz duydum yavuzun ağzında sadece ‘abi gerçekten o da beni seviyormuş’ diyordu serdara… -yelkovan-
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.