- 1415 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GAĞAND
GAĞAND
Hıdır Kılınç
Öncelikle bu geleneğin, bir Alevi uygulaması olup olmadığına bakalım. Gağand, eğer Alevi inancı ile ilintili bir faaliyet olsaydı tüm Alevilerde kutlanan kutsal bir faaliyet olarak karşımıza çıkardı. Sadece yüzyıllar öncesi dönemlerde, Ermeniler ile bir arada yaşayan Aleviler arasında uygulanan GAĞAND, ihtimaldir ki BİR ERMENİ FAALİYETİDİR. Zaten gağandda bazı çocuk veya gençlere, külah giydirilip, sakal takılıp aksesuarlarla yaşlı şişman görünümü ile dramatize edilen ve Zaza Alevilerde KHAL KEK, Kırmanc Alevilerde KHAL KUNDUR diye ifade edilen yaşlı dede tiplemesi de Noel Baba’yı çağrıştırmaktadır. Şu soru akla gelebilir, “madem ki GAĞAND bir Ermeni geleneğidir, Aleviler neden bu geleneği benimsemiş?” Tarih boyunca sosyal düzenlemeler, inanç, eğlence ve benzeri alanlardaki gelenek ve görenekler, farklı uluslarda ve farklı inançlara mensup topluluklarca benimsenmiş olduğunu görmekteyiz. Örneğin, “adam öldürmek” ve “zina”; İslamiyet’te de, Hıristiyanlıkta da, Musevilik’te de hatta Brahmanizm’de de SUÇ olduğunu görmekteyiz. Keza, nikah geleneğinin yine bir çok ulus ve farklı inançlarda benimsendiğini görmekteyiz. Konumuza dönecek olursak, bildiğiniz gibi Emevi ve Abbasi zulmünden kaçan EHLİBEYT SOYU VE SEVENLERİ, kısmen HORASAN tabir edilen iç Asya’ya kısmen de RUM DİYARI tabir edilen Anadolu’ya kaçmışlardır. Tarikatların yayılma sürecinde, Hacı Bektaş-ı Veli öncülüğünde Horasan’dan Anadolu’ya göçen Horasan Pirleri, Anadolu’daki Rum Erleri ile birleşerek Anadolu’da Alevi-Bektaşi İslami anlayışının oluşumu için İRŞAD FAALİYETLERİNE BAŞLAMIŞLARDIR. Anadolu Erenleri’nin “irşad faaliyetleri” tamamen sevgi, hoşgörü ve keramet gösterme tarzında olmuştur. Bu faaliyetler sonucu farklı inançlara mensup topluluklar kendi inançlarını terk ederek Alevi olmuşlardır. Tabi KİM İRŞAD ETTİYSE ONA MÜRİD OLMUŞLARDIR. Bu topluluklar dinlerini değiştirmiş ancak BAZI GELENEKLERİNİ DEVAM ETTİRMİŞLER. Alevi hoş görüsü de bunu hoş görmüş, hatta GAĞAND gibi bazı faaliyetleri de KAYNAŞMA ADINA benimsemiş ve beraberce uygulamışlardır.
GAĞAND, BİR TÜR YENİ YIL (ser sala nu) KUTLAMASIDIR, eğlence içermekle birlikte yeni yılın hayırlı uğurlu geçmesi adına dua ve ibadetlerin de yapıldığı bir gelenektir. Hicri Takvime ESKİ HESAP, Miladi Takvime YENİ HESAP ya da HÜKÜMET HESABI denir ve Hicri Yıl Miladi Yıldan daha kısadır. Bu bakıma Hicri Yılbaşı, Miladi Yılbaşından on üç gün sonra kutlanır. Ancak GAĞAND GÜNÜ MUTLAKA PERŞEMBEYE DENK GETİRİLİR. Eski yılın sonu yeni yılın başı olarak kabul edilen gağand için oruç tutanlar da vardı.
Gerek yaşadığım ve gerekse dinlediğim Gağand uygulaması şöyle idi.
* SALI günü EDİK pişirilir ve pişen ediğin bir kısmı hayvanların üstüne serpilir, bir kısmı hayvan böcek yesin diye dışarı serpilir, bir kısmı komşulara dağıtılır, bir kısmı da evde yenir.
Edik: Yeterli miktarda buğday önce yabancı maddelerden ayıklanır ve sadece su ile kaynatılır (tabi tuzu eklenir), taneler yumuşayınca suyu süzülür ve pişen taneler ceviz, badem, susam vb şeylerle yenir.
* ÇARŞAMBA günü akşama doğru kızlar ayrı erkekler ayrı gağandlarını toplarlardı. Tabi gençler ve çocuklar beraberce idiler. Bir çocuk ya da gence, sakal takar, başına külah geçirir ve yastık giysi gibi şeylerle karnı büyütülüp, Zaza dilinde KHAL KEK, Kırmanc dilinde KHAL KUNDIR denilen kişi oluşturulurdu. KHAL KUNDIR önde (acayip hareketler yaparak) grubu arkasında evleri gezerek un, kurut (kurutulmuş çökeliktir, kışın ayran bulunmadığından kurutu sıcak su ile ova ova ayran yaparlar), yağ ve çerez tarzı şeyler toplarlardı. Kızlar ayrı bir evde erkekler ayrı bir evde o gece eğlenerek SER SALI yani YENİ YILI kutlarken ev sahibi de getirilen malzemeden yöresel yemek olan ZIRFET pişirirlerdi ve hep beraber yerlerdi. Bu misafir olunan evler genellikle en fakir ailelerdi. Amaç o ailelerin de güzel bir yemek yemeleri idi.
* Gağand günü mutlaka perşembeye denk getirilirdi.
PERŞEMBE günü niyazlar dağıtılır, Mezar ziyaretleri yapılır, ziyaretler ziyaret edilirdi. Biz köyümüzdeki PİR SULTAN MEZARLIĞINA giderdik. Mezarlarda mumlar yakardık, elimizi taşın altındaki delikten uzatır bir tutam toprak çıkarır yutardık, bu toprağa TEVERIK diyorduk. Her kes göz yaşı dökerek dualar ederlerdi ve KILLE keserlerdi ( Kılle Kesme: Yaşıt iki kişi biri birlerinin önce SAĞ OMUZUNU sonra da SOL OMUZUNU öperler, büyük ve küçükler arasında ise, küçük büyüğün sağ elini öper, büyük ise “Hakk’a niyaz” deyip küçüğün başını öper.) Bundan sonra oradaki ulu ağacın etrafından üç defa döner, dualar eder, lokmalar dağıtır ve eve dönerdik. O akşam da CEM yapılırdı (genellikle perşembeyi cumaya bağlayan akşam Kewırkan’a gidilir ve SECERE EVİNDE cem yapılırdı).
CUMA günü yeni yılın ilk günü olduğundan şafakla beraber kadınlar suya gidip su getirirlerdi. Şafakleyin getirilen bu suya ZEMZEM derlerdi. Bu ZEMZEM kutsal kabul edildiği için hem içilir hem hayvanlara içirilir hem de ev ve ahırlara serpilirdi. Bazı bayanlar, şafak sökmeden köy çeşmesine gidip su doldurduğu bakracının suyunu kimse görmeden bir komşunun bacasından aşağı boşaltırdı. Eğer onun bu eylemini gören olmazsa dileklerinin kabul olacağına inanılırdı. Ayrıca Cuma günü bacalar temizlenip külleri bir kaç yola serpilirdi ki hayvanlar bu küllere bassınlar. Bu küllere basan hayvanların ayaklarının kırılmayacağına ve gözlerinin kör olmayacağına inanılırdı. .
GAĞAND aynı zamanda, KIRMIZI BABA ile BEYAZ BABAnın buluşması olarak ta kabul edilirdi. Kırmızı Baba Şarıke Şıvan’ı, Beyaz Baba ise Hızır Aleyhiselam’ı temsil ettiğine inanılırdı.
Gağandda sadece çocuklar ve gençler gağand toplamazlardı. Yetişkinler de biri birlerinden “gağandımı ver” diyerek hediye talep ederlerdi. Bazen de hiçbir talep olmadan “al senin gağandın” diyerek insanlar biri birlerine hediyeler verirlerdi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.