Müebbet Nimet ( 9 )
Hiç telaşsız, acelesiz odasına döndü. Üzerini değiştirerek bahçeye çıktı. Sanki diğer günlerden hiç bir farkı yokmuşçasına domatesleri, biberleri suladı. Sarıkızın önüne samanını koydu, tavukların yemini verdi. Kedilerin tasına süt doldurdu. Bu işler bittiğinde kendisine en yakın eve doğru yürüdü ve kapısını çaldı. Kapıyı açan yaşlı kadına :
" Hacer Teyze ben uzun bir süre buralarda olmayacağım, belki hiç dönemeye bilirimde. Ben yokken bahçem, ahırım, kümesim hepsi sana emanet. Onlar artık senindir dilediğin gibi faydalan" dedi.
Sabah sabah duyduklarının şaşkınlığı ile kalakalmıştı Hacer kadın. Hayırdır kızım dedi.
" Yolculuk nereye böyle durup dururken? Nereye gidersin de dönmek yok dersin? "
" Uzaklara" dedi Nimet. " Çok uzaklara! "
İlçeye giden ilk minübüse atlayıp karakolun kapısından içeri girdiğinde ürperdiğini, serin bir elin sırtında dolandığını hissetti Nimet. Aldırmadı. Bu işin geriye dönüşü yoktu artık.
" Buyur bacım birine mi baktın? " diye sordu bir memur. Aldığı cevap hiç beklemediği türden olacaktı ki ; kaşları şaşkınlıkla havaya kalkıvermişti birden.
" Teslim olmaya geldim. Bu sabah bir cinayet işledim. "
Nimet önce komiserin yanına götürülmüş, ifadesinin alınmasının ardından tutuklanarak gözaltına alınmıştı. Bir kaç gün sonra ilk mahkemesine çıkarılmıştı. Savcı iddianamesini okumuş ve Nimet’ in müebbetle yargılanması talebinde bulunmuştu. Bu dava yargıyı ikiye bölecek kadar fikir ayrılığına düşürmüştü adaleti. Savcının müebbet hapis isteğine karşılık Nimet’ in avukatı onu cansiperane savunmuş, vücudundaki darp izlerini bir rapor halinde hakime sunarak genç kadının bu fiili ağır tahrik altında işlediğini belirtmişti. Keza kocasının müvekkilesinin üstüne yaşadıkları eve başka bir kadın getirmesini de hafifletici sebepler arasında göstermişti.
Bu olay şehirde de bir anda gündem konusu olmuştu. Bazı yerel gazeteler ve kadın dayanışma örgütleri Nimet’ i savunmuş hatta sokaklarda onun için boykotlu gösteriler düzenlenmişti. Her duruşma günü geldiğinde mahkemenin önü meraklı bir kalabalıkla doluyor, içeriden gelecek sonucu nefeslerini tutarak bekliyorlardı.
Nihayet karar günü gelmişti. Nimet savcıyı bile kendine hayran bırakan vakurluğuyla oturuyordu sanık sandalyesinde. Hakim kısa bir mütaaladan sonra kararı tok bir sesle tane tane okumaya başladı : " Yaz kızım. Karar! "
" Kemal’ den olma, Gülsüm’ den doğma sanık Nimet Akçay’ ın 24 yıl hapsine. Lakin bu fiili ağır tahrik altında işlemesi, kendi iradesiyle adalete teslim olması ve mahkemedeki iyi hali sebebiyle cezasında indirime gidilerek 13 yıl 5 ay ceza almasına oy birliğiyle karar verilmiştir!
Nimet derin bir nefes alarak kendine geldiğinde Sultan dahil bir çok kadının gözlerinin nemli olduğunu gördü. Üzerinden büyük bir yük kalkmıştı sanki. Anlatmak, içinde birikenleri paylaşmak rahatlatmıştı genç kadını.
" Vay bacıma bak be! " dedi ilk geldiğinde kendisiyle kafa yapan dişsiz kadın.
" Helal valla. Müebbetle yargılanıpta 13 yılla yırtmışsın demek. Sabahtan beri düşünüyodum sana ne lakap bulayım diye meğer hazırmış yahu! Müebbet Nimet olsun senin adın bundan kelli he ne dersin? "
Güldü Nimet. Kabul ettiğini belli eder şekilde kafasını salladı.
Ondan sonraki günler sanılanın aksine hareketli, ekseriyetle neşeli zaman zaman da fırtınalı geçiyordu. Bazen bir hiç yüzünden koğuştaki kadınlar birbirine giriyordu. Hemde ne girmek saç-saça baş-başa. Ama Sultan kadının devreye girmesiyle ortalık hemen yatışıyor koğuşun eski nizamı sağlanıyordu.
Nimet vaktinin büyük bölümünü Elif’ le geçiriyordu. Bu küçük kız oradaki tüm dünyası olmuştu onun. Elif’ e köyünü, sarıkızı ve kedilerini anlatıyor, bunları dinlerken yüzündeki o meraklı ve tatlı ifadeye canını verecek gibi oluyordu.
Lakin tüm bunlar böyle güzel giderken Seher’ in sağlığı günden güne bozuluyordu. Yatağından çıkamaz olmuştu artık. Tüm koğuş seferber olmuş elimizden bir fayda gelir mi diyerek çareler aramaya başlamıştı. Bütün bunlar beyhudeydi ve herkes dillendiremiyordu ama kaçınılmaz sona doğru yaklaşılmakta olduğunu biliyorlardı. Seher ateşler içerinde yattığı günlerin birinde bir öksürük krizine girmiş, nefesi kesilerek yatağından yere düşmüştü. Boğazı kesilen bir tavuk gibi çırpınıyor, kendini yerden yere vuruyordu. En sonunda ağzının kenarından ince bir kan gelmiş kendini kaybetmişti. Hemen Zehra gardiyana haber verilmiş, gelen sedye ile revire götürülmüştü.
Korkuyla ağlayan Elif’ i avutmak Nimet’ e düşmüştü. Küçücük bedenini kucaklayıp bağrına bastığında sol yanından içeriye ığıl ığıl bir şeylerin aktığını hissetti Nimet. Sımsıkı sararak içine çekti Elif’ in kokusunu. "Cennet kokusu dedikleri bu mu ola Yarabbi" diye geçirdi içinden.
Revirden gelen haberler hiçte iç açıcı değildi. Seher’ in durumu çok kötüydü. Doktorlar ciğerlerinin tamamen bitmiş olduğunu, her an her şeye hazır olunması gerektiğini söylemişlerdi. Sultan Nimet’ in yanına gelip bunu anlattığında ciğerine bir ateş düşmüştü Nimet’ in. Kendi bebeklerini yitirdiğinde duyduğu acıyı yeniden hissetmişti içinde. Şimdi ona benzer bir kederi küçük kızın yaşayacak olması daha da sızlatıyordu içini.
Bir kaç gün sonra Zehra gardiyan yine gelip Sultan ana ve Nimet’ i revire Seher’ in yanına götürdü. Yol boyunca Sultan ile yaptığı konuşmalardan Seher’ in vaktinin geldiğini ve son nefesini vermeden ikisini görmek istediğini duymuştu Nimet. Düşünüyordu. Haydi Sultan kadını çağırması bir yere kadar doğru ve mantıklıydı da kendisini ne diye görmek istemişti ki?
Revire girdiklerinde zavallı Seher’ i kolunda serum, rengi ruhsarı sapsarı bir halde yatar buldular. Seher onları görünce Sultan kadına yaklaş diye işaret etti. Nimet kapı eşiğinde öylece beklemeye başladı. Sultan Seher’ in yüzüne doğru eğilmiş endişeli bir yüzle onun anlattıklarını dinlemekteydi bir ara kafasını kaldırıp Nimet’ e sevinçle baktığında o buna bir anlam veremedi. Sultan kafasını sallayarak
" Merak etme kızım " dedi.
Sonra Nimet’ in yanına gelerek onu çağırdığını söyleyip dışarıya çıktı. Genç kadın tedirgin bir şekilde yatağın yanına kadar geldi. Seher fısıltıyla, kesik kesik, tıslar gibi konuştu.
" Nimet kardeş " dedi.
"Şimdi söyleyeceklerimi kesmeden beni dinle son anlarımı yaşadığımı bilmekteyim. Ben ölünce Elif’ im bir başına kalacak ama eğer son isteğimi yaparsan gözüm açık gitmez. Rabbime vereceğim hesap malum ama en azından bu konuda rahat yatarım mezarımda "
Nimet itiraz etmek için ağzını açtığında eliyle susturdu onu. " Kesme de bi dinle hele! "
" Senin Elif’ ime nasıl bağlandığını, onu asla kucağına alamadığın bebelerinin özlemiyle sevdiğini bilirim. Son isteğim şudur ki ; onu kimselere vermeyesin. Ben Zehra kadınla konuştum bu konuda sana zorluk çıkarmayacaklar. Zaten kimim kimsem de yoktur, bundan kelli onun anası sen olacaksın. Bana şimdi söz ver ki bende huzurla ruhumu teslim edeyim. Söz ver ona analık edececek, kollayıp gözeteceksin he mi ? "
Gözyaşları içinde Seher’in ellerini tuttu. " Söz kardeşim" dedi.
Seher’ in çatlamış dudakları bir vaha bulmuşçasına bir anda canlanıp kızıl bir güle dönüştü sanki o an. " Allah razı olsun senden " dedi. Son kez bir bakış attı Nimet’ e ve hayata. Sonra kafasını diğer tarafa çevirip son dünya kelamını etti sadece kendisinin gördüğü o gelene.
" Ve Aleyküm Selam "
YORUMLAR
Hüzünlü bir bölümdü.
İnsanın kaderi kötü yazılmasın bir kere, arkası gelir habire.
Elif'in bir şansı var burada, onun annesi birden fazlaydı bu koğuşta.
Şimdi iki kişinin akibetini daha çok merak edeceğim, biri Elif, diğeri Nimet
Neyse ki, sen bizi bekletmiyorsun.
:)
Hamuş-71
Görmeyince arar oldum sizi sevgili yazarım :)
Şaka bir yana en başından beri hikayemin yanında olmanızdan ve gerçek bir ilgi ile takip etmenizden ziyadesiyle mutluluk duymaktayım.
Kalben teşekkürlerimle...
Hamuş-71
Teşekkür ediyorum değerli kalem. O hissi gerektiği gibi anlata bilmiş ve sizin dediğiniz gibi yaşata bilmişsem ne mutlu bana.
Saygıyla.
Tek kelimeyle muhteşem. Anlatımın su gibi akıyor. Zevkle okudum. Tebrikler canım. Sevgilerimle.
Hamuş-71
Can Aysel sevgili dostum. Seni yeniden görebilmek gerçekten çok mutlu etti beni. Nazik ziyaretin ve değerli yorumun için kalben teşekkür ediyorum. İlk günden beri varlığını yanımdan ayırmadığın dost yüreğine bin selam olsun.
Çok pek çok sevgimle.
Hamuş-71
Estağfurullah hocam. Naçizane yürek sesini paylaşan bir amatörüm sadece. İltifat buyurmuşsunuz o engin yüreğinizle. Yine de böylesine değerli sözlerinizin muhatabı olabilmek gurur bahşetmiştir şahsıma.
Saygı ve hürmet ile...
Hamuş-71
Can özüm benim.
Teşekkür ediyorum güzel sözlerine yine her zamanki gibi sıcacık yapmışsın varlığınla naçizane sayfamı.
Hiç eksilmediğin sol yanımdaki en halisane sevgimlesin.
Sevgili Hamuş, buradayım...Geçen bölümleri okuyamadım. Malum taşınınca...En kısa zamanda o bölümleri de okuyacağım. Şimdi çıkmak zorundayım. Çok meşgul ve yorgunum ama seni okumak iyi geldi. Sana öykü hakkında söylemek istediğim bir kaç şey var.
Bekle beni cancağızım:))
Sevgiler.
Hamuş-71
Merakla bekliyor olacağım sevgili dostum.
Kolaylıklar diliyorum çok yorma kendini olur mu?
Daim ve bitimsiz sevgimle.