- 2146 Okunma
- 28 Yorum
- 0 Beğeni
SEVGİNİN KOYU HALİ AŞK
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Somut kavramları anlatabilmek; gözü gören, dili dönen her insan için kolaydır. Nasıl olduğunu siz benden daha iyi bilirsiniz. Anlatacağınız her ne ise ona şöyle bir bakarsınız; niteliğini, niceliğini sıralayıverirsiniz ama soyut kavramlar için hal böyle midir? Elbetteki hayır. Olayın rengi bir anda değişiverir.
İnsanoğlu, varolduğundan beri yüreğindeki aşkı önce taşlara sonra duvarlara derken kağıtlara yazmış. Bu bazen şiir bazen destan bazen gazel bazen de resim olmuş. Sevdiğinin önünde diz çökmüş, aşkını kanıtlamak için dil dökmüş. Sazının telinden sevdiğinin yüreğine ezgilerin tınısıyla müzik pınarından akmaya çalışmış. Gelgelim "Seni seviyorum" sözü yüreğindeki sevgi okyanusunun bir damlası dahi olamamış, tamamını anlatmaya da bir türlü yetmemiş.
Çiftlerin birbirine "Beni seviyor musun?" diye sık sık sormalarının yegane sebebi belki de budur. İlişkinin başlangıcından sonuna kadar bıkıp usanmadan yürekteki aşk bu soruyla test edilir. Cevap her koşulda aynıdır ama nedense kulaklar bu söze oldu bitti doyumsuzdur.
Beş duyu organınızın yardımı olmadan yüreğinizin sesini karşınızdakine duyurmanız yorar sizi; üstelik bu tatlı bir yorgunluk olsa dahi. Hatta, böyle bir ruh halindeyken yazım kılavuzundaki kelimelerin, kuracağınız cümleler için ne kadar az olduğu bile geçer aklınızdan.
Yürek, ruh, alfabe hepimizde mevcut; dil de aynı dildir ama farklı olan sevginin anlatım şeklidir. Siz, sarf edeceğiniz sözlerinizi, daha dudaklarınızdan dışarıya süzülmeden önce içeride inci gibi sıraya dizmek, sesinizin tonuna en kadifemsi dokuyu kazandırmak istersiniz. Bir ressamın tablosuna kattığı o müthiş derinliğin aynısını cümlelerinizde de sağlamayı arzu ederseniz. Fakat şu da bir gerçek ki herkes sözcüklerini allayıp pullayamaz ya da süslemek istemez. Kişi, alenen ilanı aşk etmez ama ruhundan geçenleri sıcacık bakan gözlerine yansıtabilir. Bu, eğer çekmek isterseniz dünyanın en açık kopyasıdır.
Monteigne’in "Bilimler de her şeyi pek fazla inceltiyorlar; herkesin bildiği doğal yoldan çıkarıp, bambaşka ve yapmacıklı bir kılığa sokuyorlar. Bizim evde uşaklık eden delikanlı aşkın ne olduğunu biliyor, içinde de yaşıyor. Ona Léon Hébreu’yü, Ficin’i okuyun. Bu adamlar ona kendinden, kendi düşüncelerinden, kendi yaptığı işlerlerden söz edecekler ve o, hiçbir şey anlamayacaktır bunlardan. Aristo’yu okurken onda benim duyduğum, yaşadığım şeyleri tanımaz oluyorum. Her şey okulun gerektirdiği bir kılığa bürünüyor. Bundan ne kazanılıyor bilmem! Ben olsam onlar gibi doğayı sanatlaştıracak yerde sanatı doğallaştırırdım" bu düşüncelerine katılmamak mümkün mü?
Sevgi; yaşama farklı bir tad veren, haz duyduran, mutluluğu iliklerinde dahi hissettiren, bulutlar kadar özgür, denizler kadar engin asil bir duygu. Montaigne "Doğru bir kürek suda eğri görünür. Önemli olan bir şeyin görülmesi değildir yalnız, nasıl görüldüğü de önemlidir" sözü aslında her şeye açıklık getirmekte. Yani diyeceğim o ki yüreğinizdeki sevgi ister kıvılcım halinde ister kor halinde olsun yeter ki bunu karşınızdakine hissettirin. Bu belki küçücük bir sözcük, belki içten bir bakış, belki sıcacık bir dokunuş olabilir eminim verdiğiniz elektriği karşı taraf mutlaka alacaktır. Çünkü doğal olan her şey sahtesinden anında ayırt edilir.
Sevgi; hayatın en güzel rengi aynı zamanda en ham ve değerli madenidir. Yeter ki işlemeyi bilelim.
Aysel AKSÜMER
YORUMLAR
Haeika bir yazı nasıl gözümden kaçmış Güne düşmeyi hak etöiş.
Kutlarım sevgiler..
Aysel AKSÜMER
Beğenerek okuduğum yazını tebrikte geciktim, kucak dolusu sevgiler, güzel yüreğine, selamlarımla.
Aysel AKSÜMER
handan akbaş
Nicelik sayılabilen ,ölçülebilen herkes tarafından aynı algılana olgulardır,demir elementinin simgesi fe,altın elementinin simgesi au su deniz seviyesinde 100 santigrad derecede kaynar,deri ve akciğerler,
solunum organıdır ,hidrojen bombası küçük atom bombaların ateşlediği yani fisyonla başlayan füzyonla biten bir patlamadır gibi tartışma götürmez olgulardır,nitelik ise ölçülemeyen herkese göre değişen,kişinin yargısı yada toplumun yargısıdır,
kimine göre matematik zekası üstündür kimine göre dil zekası kimine göre böyle şeylerde yoktur,
nitelik değer yargıları ve algılama ile ilgilidir,Yazınızda baştan sona Aristo mantığı kısıt mantıksal
açıklamalar mevcut, beş duyu organının dışında duyuları kullananlar fazla olmasa gerektir,ve
duyu organlarını ortadan kaldırarak iletişimde çok zorlanırız :)(duru görü,telepati,psikotronik,esipi)
tartışmalıdır,
içerik konusuna gelince toplumsal olarak kabul edilen argümanlar özgünlük mevcut değil,
daha iyilerini bekleriz,
saygıyla
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
KESKİNZAMAN
aktarmışsınız düşüncelerini destekleme gayesi gütmüşsünüz amacım tartışmak değil eleştiriyi iyi okursanız ne demek istediğimi yi anlayacaksınız
saygıyla
Aysel AKSÜMER
“Somut kavramları anlatabilmek; gözü gören, dili dönen her insan için kolaydır.”
Geçen gün bir arkadaşımla dünya meselelerinden laflıyoruz. Şu “Obak Barama” var ya diye başladım methiyeler düzmeye! Oysa dilim dönmüştü, “Barak Obama” diyecektim, ya uyanmadı ya da beni bozmak istemedi. Anlattığım şey yeterince somuttu ondan herhal :- )
****
“İnsanoğlu, var olduğundan beri yüreğindeki aşkı önce taşlara sonra duvarlara derken kâğıtlara yazmış”
Pardon; suya yazanları unutmuşsunuz. Aslında mertlik tüfeğin icadıyla değil cep telefonlarının icadıyla bozuldu.
****
“Çiftlerin birbirine "Beni seviyor musun?" diye sık sık sormalarının yegane sebebi belki de budur. İlişkinin başlangıcından sonuna kadar bıkıp usanmadan yürekteki aşk bu soruyla test edilir.”
Ne hikmetse bu testte, yüz tane doğru cevabın bir yanlış kadar hükmü olmaz. Bazen de tek taş bir yüzük yem olarak takılır oltaya
****
“Beş duyu organınızın yardımı olmadan yüreğinizin sesini karşınızdakine duyurmanız yorar sizi;”
Daha az yorucu ve alternatif duyurma metotları için bakınız “kıroyum ama para bende.com” :- )
****
“Sevgi; hayatın en güzel rengi aynı zamanda en ham ve değerli madenidir. Yeter ki işlemeyi bilelim.”
O da nerden çıktı, Sevgi benim ufak amcamın kızı. Şaka şaka. Katılıyorum, sevgi hayatın en güzel rengi ve en ham ve değerli madeni, fakat ne olur işlemeyelim. öyle kalsın. Ne olur bundan sonra iyilikten marazlar doğmasın
Tebrikler, selamlar, saygılar
Aysel AKSÜMER
test mi pekiştirme mi..?
herikisi de doğrudur yerinde ve zamanındaysa..!
sevgimsaygımla teşekkürler
Aysel AKSÜMER
Güzel bir yazış şekli güzel bir bakış açısı.
Zevkle okunuyor. Keşke daha çok vaktim olsa da her gün saatler geçirsem bu sitede.
Tebrikler.
Sevgi ve selamlar.
Aysel AKSÜMER
Engin Tatlıtürk
Ben de ara sıra gönülden geldiği gibi iç sohbet yapıp eskiz çiziyorum bu günkü gibi.
Çok sevindim yeni arkadaşlarla dolmuş site. Eskilerde ayrılmamış ama dinlenmede kısım kısım.
Sizleri orada bulmak çok güzel.
Sevgiler.
Sevgisini içine hapsedenlere aşk olsun o vakit...
Bu dünya sevince güzel sevgili yazar...
Tebrikler yürek dolgusu yazınızın güne gelişine...
Aysel AKSÜMER
Sizin kaleminiz, Montaigne'nin sözleri ile harmanlanınca ortaya işte böyle güzel bir yazı çıkmış..Hem konusu, hem işlenişindeki titizlik sizi hakkıyla günün seçkisine layık görmüş..Tebrik ederim..
Sevgilerimle
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Tebrikler Sevgili Aysel. Hep söylüyorum, özellikle denemelerde çok başarılısın.
Sevgiler canım.
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Bu duyguyu her canlıya vermiş yaratan.
Ama onu nasıl kullanacağını, nasıl besleyip büyüteceğini taşıyana bırakmış.
Öğrenmekte zorlanmayan insanların çoğalması en büyük dileğim.
Sevgiler Aysel :)
Aysel AKSÜMER
Kemnur
Aysel AKSÜMER
sevginin halletmiyeceği herhangi bir olay yoktur....sevgi bir anahtardık kapalıyı sevmez....hep açık olmak ister yazmasını bilen kalem...sen ustalık dönemindesin tebrikler saygılarımla
Aysel AKSÜMER
Merhaba Aysel Hanım,
İşte bu kadar diyorum. Aysel hanım, sözcüklerin özene bezene seçildiği, yazılanı en az üç-beş kez elekten geçirdiği bir yaz yazmış. Belirlediği hedefe ulaşabilir artık. Bu başarılı yazınız beni bu inanca yöneltti. Benim diyeceğim tek şey var. Yolun açık olsun, kalem hep böyle düzgün yazsın.
Başarıların daim olsun.
Saygılar.
Aysel AKSÜMER
Sevgi; mutluluk demek, paylaşmak demek,arkadaşlık, dostluk, aşk...hayat demek...
Seni seviyorum diyebiliyorsan, tüm canlıları seviyorsan
Kendini seviyorsun demek..
Sevgi üzerine çok güzel bir yazı...Aysel hanım yazılarınızı özlemişim...
Sevgilerimi yolluyorum...
Aysel AKSÜMER
Bu konuda en "derin" anlatımın şair Hilmi Yavuz'da ifade edildiğini düşünürüm çoğu kez...
Şöyle diyordu:
"Sevda derinlerdedir/Oysa Ferhat üstünü kazmada dağın."
Galiba "üst"le oyalanmamak işin en doğrusu.
2012 yılının ve şahsınızda da herkesin "sevgiyle" dolu olması dileğimle.
Aysel AKSÜMER
Sevgili Aysel' im daha iki gün önce sana nerelerde olduğunu sormuştum. Şİmdi burada görmek ve özlediğimiz kaleminden güzel bir deneme okumak çok mutlu etti beni.
Bir daha bu kadar merak ve özlem içerisinde bırakma bizleri e mi? :)
Daim sevgimle...
Aysel AKSÜMER
çok çok güzeldi..
yazılarınızda yüreğinizi tanıdım..
biliyormusunuz?
ne kadar sevgi dolu alçakgönüllü ve bir o kadarda yüce..
sevgilerimle..
güzel arkadaşım..
yüreğime su serptiniz..
Aysel AKSÜMER
Merhaba, insanoğlu keşiflerin çoğunu doğadaki yaşantılardan çalmıştır...Uçağın yapılması bile...TKY de kazların uçuşu diye bir olay vardır...Sürekli ekip çalışmasına örnek gösterilir...Göçmen kuşların yolunu nasıl bulduğu vb...Buradan konuyu doğallığa getirmek istiyorum...Aşkı ve sevgiyi de doğayı incelediğimizde doğru şekilde algılayabiliriz...Nitekim kızılderililer sevgi gösterisini burunlarını birbirine sürterek gösterirler...
Ne başımıza geliyorsa kuramsallıktan dolayıdır...Bürokratik engellerin sebebi kuramsal bilgilerdir...Oysa pratik olmak gerek...Sevgiyi böyle düşündüğümüzde daha fazla anlayabilir ve bu konuda hada güzel anlaşabiliriz...Çoğu meslek sahibi mesleğini okulda değil(eğer uygulama yoksa) görev yaparken öğrenmekte....Tatih sayfalarında insan hep vardı,sevgi de sevginin bilimselleştirilmesinden önce de sevenler anlaşabilmekteydiler.Hem de şimdikinden daha anlamlı ve pratik olarak....
Güzel bir konu açmışsınız...Zevkle paylaştım...Çok tebrikler değerli kalem...saygı ile...
Aysel AKSÜMER
Değerli arkadaşım.
Size bir anımı anlatacağım müsaadenizle.
Afyon-Sandıklı ilçesinde bir okul müdürümüz vardı. Yüzünün güldüğünü nadir gördüğüm oldukça ciddi bir insandı. Bir gün odasının kapısını çalıp içeri girdim. Beni duymamıştı. Bir baktım odasında çok büyük bir saksı içinde olan limon ağacıyla konuşuyor. Resmen hal hatır soruyor. Hatta hiç ummazdım. Şarkı söylüyor. '' Müdürüm kimle konuşuyorsunuz '' dedim '' Limon ağacıyla'' diye cevap verdi '' Eyvaaaahhh Müdür kafayı oynattı '' diye düşündüm o an. Sebebini aylar sonra anlattı. Ama Müdür değil, Limon ağacı... O güne kadar başka arkadaşların ellerinde olan ve tek bir limon bile vermeyen o ağaç , Müdür Cevdet Bulut'un ellerinde tüm öğretmenlere bir hafta yetecek kadar limon vermişti. Sevginin gücü bu olsa gerek ne dersiniz?
Selam ve saygılarımla.
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Günaydın canım, uzun zamandır siteye giremiyordum, ya da bir kaç dakika.
Yazılarını okumayı özlemişim.Hassas kalbler, her türlü güzelliği layıkıyla hissedip, yaşatıyor.
Beğenerek okudum, selam sevgi, dualarımla.
Aysel AKSÜMER
handan akbaş
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Sevgi ve aşk, mahiyet olarak asla değişmez, gelip geçmiş bütün insanlar yaşadılar. Fark sanırım ifadelendirme tarzında oldu, bu bir değişim. Zamanın aşka ve sevgiye yüklediği bir vebal. Somut olana herkes biribirine bilgisi oranında yakın ölçekte bakar, sevginin ve aşkın herkeste "kendine göresi" vardır. Herkes bunu birey olarak içinde geliştirir ve özel bir dille dışarıya yansıtır. Bunu çözmek için şahısları birey olarak tanımak gereklidir. Tohum aynıdır, ekersiniz hep farklı şeyler çıkar. Siz onun ne tohumu olduğuna değil, sadece tohum olduğuna bakarsınız. Her sevgiliye bir çiçek sloganı oldu bu yüzyılın ,ama, okadar çiçeksiz sevenler oldu ki, kimse farkında bile değil. Montein haklı...
Başarı,selam,saygı...
Aysel AKSÜMER
Uzun zaman sonra güzel bir çalışmaydı ablacım yine..
''Her şey okulun gerektirdiği bir kılığa bürünüyor. Bundan ne kazanılıyor bilmem! Ben olsam onlar gibi doğayı sanatlaştıracak yerde sanatı doğallaştırırdım" bu düşüncelerine katılmamak mümkün mü?''
ifadesi çok güzel bir alıntıydı..
Hürmetle daim..