- 1526 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
Yüzeysel Dirilişler
Açıyoruz kapıları,
Kapıyoruz kapıları,
Geçiyoruz kapılardan
Ve biricik yolculuğun sonunda
Ne şehir,
Ne liman
Tren yoldan çıkıyor,
Batıyor gemi
Düşüyor uçak.
Harita çizilmiş buzun üstüne
Elimde olsaydı bu yolculuğa
Başlayıp başlamamak
Başlardım yine.
Nazım Hikmet Ran
Hani Nazım’ın her şiirini böyle umutla bitirdiği gibi noktalamak yaşamı. Her defasında hissettirir bunu bize büyük üstad. Bir gece yarısında, bir gece yarasında, bir gece yarin hasret kokusunda hürriyeti beklemek … Kısa günler, an kıymetli, sayılmış elimize yaşamak.
Bir belgeselde izlemiştim turnalardan söz ediyordu. Erkek turnanın özelliklerinden söz ederken genel özelliğiymiş bazen kendiliğinden zıplamaya başlarmış. Bunun en önemli sebeplerinden biri de ‘yaşama sevincini’ yavrularına göstermekmiş.
Siz hiç gördünüz mü kelli felli aile reisi bir babanın, çocuklarının önünde yaşama sevincini gösterdiğini. Sevgisini bile gösteremezken üstelik. Haydi geçiyorum bunu, insanoğlunun kendi elleriyle inşa ettiği savaşları ve saymakla bitiremediğimiz üstüne giyindiği tuhaf giysileri … Düşününce ki düşünmek de bize özgü iken, acama hayatın neresindeyiz sorusunu sormadan edemiyorum zaman zaman.
Biz bir turnanın nefes aldığı gibi nefes alamıyoruz. Yaşadığımızı sanarak günleri, uğurluyoruz usul usul avucumuzun arasından kaçırırcasına. Gülmek unutulmuş, tebessümü düşüremiyoruz öyle içten hem de durup dururken suratımızdaki çizgilere. Gözlerimizi dolduramıyoruz coşkun bir ırmak gibi, akıtmıyoruz yaşları sebepsiz yere … Kendine aykırı doğar mı her insan?
İlle de aşk derken hayat nefes nefese koşuyor bahçemizde, kör edilmiş gözlerimiz. Mil çekilmiş umutların üstüne kara kara…
Görmüyoruz …
.
YORUMLAR
Tüketim toplumu ve kökleşen kapitalizm her şeyi yutmakta ve yok etmektedir,hep bir tür tatmin olmayan bir açlık yaratmaktadır,bu açlık körüklenmekte ama bu açlık insanı ve doğasını yok ediyor,
doğaldan uzaklaştıkça yerini sentetik değerlerle kapladıkça da sürecektir,
bütün değerlerin laçkalaştırıldığı bir dönemde,polyana özentili düşünce kalıpları ve tevekkülcü
düşünce kalıpları özendirilmeye çalışmaktadır, mesele esaretten kurtulma sorunudur,zincirler kırılmadıkça tam bir özgürlükten ,huzurdan ve mutluluktan bahsetmek hayaldir önemli olan hastalığın teşhisidir,hastalık teşhis edilmezse hiç bir ilaç fayda etmeyecektir, hastalık esarete alıştırılmış insanlıktır,bu mesele çözülmedikçe bazı kısa zamanı kurtaran önlemleri kişiler kendilerince almış da olsalar ümitleri bir cam misali er geç param parça olacağını göreceklerdir,
durum toplumda kimilerinin zinciri diğerine göre uzundur:) zincir parçalanıp koparılmadıkça
çareler etkisiz kalacaktır,
saygıyla
bazen mutluluk ellerindedir
görmezsin bilmezsin...
azıcık gülümsesen
bütün umusuzluklar tükenecek
bedava üstelik
sevmezssin...
Merhaba...insanın en büyük düşmanı elbette kendisi...hatta canlıların en orkuncu..aslandan bile...doğduğunda saf...masum...tertemiz olduğu halde fıtratına aykırı gelişmekte...çünki egolarını...ihtiraslarını..bitip tükenmeyen sahiplenme ve hükmetme arzularıını yenememektedir...üstünde yaşaddığı dünya herkese fazla olduğu halde paylaşamamaktadır...hayvanlar bile bir öğün karnını doyurmayı düşündüğü halde insanoğlu bin yıllık rısk peşindedir...Bu yüzden kimsenin malı kendisine nasip olmamaktadır...hep elden ele Karun'un hazineleri gibi el değiştirmektedir...
Ne zaman koşulsuz sevmeyi ve egolarından arınarak "biz" duygusunu yakalayabilirse o zaman huzura kavuşacaktır...bu ise imkansızdır..A.Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi ortada...Dünya giderek aaranır hale gelmektedir...
Çok tebrikler değerli kalem...payaşmak güzeldi...
Necla Kezban Turan
çünki biz malesef düşünüyoruz ve düşünmekten hayatı yaşayamıyor tadını ıkaramıyoruz çünkibiz 100 düşüncede 10 güzel düşüncelerden oluşuyor 90düşüncemiz kötü ve onun iiçin nefes aldığımızın bile farkında değiliz
Necla Kezban Turan
her biten gün umutla beslediğimiz güvercinleri farkına varmadan salışımızdır aslında ve sanırım aslolan ne kadar güvercinin gittiği değil gidenlerin aklıda ettiği yer...tebriklerimle çokça.
Necla Kezban Turan
Adam sendeee, boş veeer diye diye harcıyoruz günleri.
Anlamlı bir makâleydi.
Kutlarım.
Selam ve sevgimle.