- 438 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Toplum Ve Halk 8
8-]Halk, tüketim sel görünürken, öznel üretimin ve tüketimin ilişkilenip yaşandığı yer olmuştur. İllüzyondu, sirkti gibi eğlence tüketimliği toplumsal, halk sal üretimin, kaynağı olup, toplumsal üretimi de, ekonomik yapı kapsamı ile değerliyordu. Bir yığın özellikler kazanarak, halk tanımları ortaya konmuştur. Bu tanımlara girmeden, halk oluşumunun genel ilkelerini belirtmeğe çalışacağım. Buralardan da, zaten kavramsal bazı halk tanımları, kendiliğinden konu edilip, esnek bir anlamalar olacakla çok anlamlar aktivitesi oluşacaktır.
Başlangıcın doğal yaşam seyri, gide gide, insanın üretim hareketi ile insansal etkileşim amaçlı ve insan anlayıştı biçimli kılınmıştır. Birey-insanlaşma ilişkisi ve toplum-insan ilişkileri halkı, toplum dediğimiz, ama halkın tam da bilemediği, biçimlenme ve nesnellikti alanına dek kimi yerlere haklı da sokmaya başladı. Bunları demokrasi aracını tutum kılacakla yapıyordu. Söz gelimi seçmen ve seçilir olma gibi.
Sosyal birliğe göre yeni yapı olan toplumda insan, elde ettiği sütü; yoğurt, peynir olaraktan işlemleydi ustalaşırken; bu beceriklilikler yeni insanı da şu şekilde üretip belirliyordu: A) Farklı ihtiyaçlarını, farklı kişilerin üretir olması nedeni ile ihtiyacı olan farklıyı değiş tokuşulur bir girişme başarısı göstermişti. B) Bu nedenle de hemcinslerinin de kendi ürettiği söz gelimi ayakkabıyı tüketmesine de çok gerek duyuyordu.
C) Ayakkabı üreten birisinin de, hemcinsinin kendisi için kap kacak üretmesine ihtiyacı vardı. D)Bu iki emeğin karşılıklı değiştirilebilir ligi esası üzerinden, takas gibi bir olgu zorunlu oluyordu. Sağlayıştı olan gereksinmesi ve üretim ilişkilenmesi, ihtiyaç duyduğu, yepyeni bir durum yapılanması idi. Uzmanlık kendiliğinden belirip, ortaya çıkmış, bu zorunlu takastı tavrı belirliyordu.
İşte toplum, bu belirme ve ilişkilenişin, sonucu oluşuyordu. Oluşan toplum da, bu belirişleri nesnel ve özneldi düzenleyip ilişiliyordur. Böylece kendi yasallığını, kendi somutluğunu ortaya çıkarıyordu. Bu ikili, karşılıklı gerektirme ile toplumsak belirlemeyi organize ediyordular. Böylece toplumsal olan yapının belirmesi demek, kendi koşullarını kendisinin dayatışması demekti. Artık yol belirlenmişti. Yolun da işlevi belirlemesi gerekiyordu.
İşte halk, bu toplumsal belirişlerin gide gide, hem dışında kalacak, hem toplumsal üretimi tüketecekti. Hem de toplum; halk için de, üretim yapacaktı. İttifaklarla bir kendi özellikli bir insan-insan ve insan-topluluklar arası ilişki tipi ortaya çıktı. Bu alan halk sal (halka ait) alandı. Halk ta kendisine değin, hem tensel yanını, hem tinsel yanını, hem de kısmen toplumsal yanını üretiyordu.
Halka ait alan dahi zorunlu bir yapı idi. Toplumsal üretim, komünal üretimden, bireysel üretime geçtikçe ayrıldı. Toplumsal yapıya geçişte, toplumsal üretim şekli bir üretememe özürlü olan kişileri yapıdan ayırdı. Bu ayırma sisse oluşumlarla halk sal yapıyı şekilledir. Halksa yapının; toplumun işleyiş yapısından ayrılması, yani üretimin, malların özelleşmesi ile halk sal yapı, daha bir keskin biçim aldı.
Halk yapı hızla kendini belirleyip, toplumsal yapı ile çatışmaya girdi. Toplumun bireyleri, çeşitli nedenle, kendini evlilikle, nesebe sahip olmakla, miras bırakmakla, çocuğun bakım ve velayetini üslenmek gibi, bir yığın sosyal ilişki ve davranış şekillerini de üretiyordu. Bunlar daha önceki sosyal yapıda olmayan durumdu. Daha doğrusu üretim de tüketimde bırakılan miras aktarımının tümü de komünün uhdesinde olan, ortaklaşa paylaşımdı uygulamalardı.
Ya şimdi, öyle mi ya! Emek ürünleri özelleşerek tüm kötülüğün ve huzursuzluğun kaynağı olmuştu! Aynı zamanda da yeni üretim tarzı açlığı, kıtlığı, yokluğu önlemiş, göçler önemini yitirmeğe başlamıştı. İnsanların karın doyurmaya ayırdıkları riskli zaman azalmıştı. İnsanın öznel değerler biriktirmesi oldukça artmıştı. Kısaca insanlar bu yeni üretim tarzı ile refahı sağlamayı ve uygarlıklar yaratmayı, oldukça hızlandırmışlardı. Bunlar hep yepyeni tutumlardı. Bir araçlı üretim, nelere de mal olmuştu!
Bu olgu içinde, çalışamayan çocukların durumu, neslin devamı, çözülmesi gereken doğal ve zorunlu akıştı. Güçsüz ve engellilerin durumu, akraba, yaşlı hasta gibi konum tablolarının durumu başlangıçta sosyal birliğin zamana ve duruma göre kimi kez güçlü koruması altında iken kim kes durumlarda da bigâne terk edilişlerden idi.
Ancak artık emeğin ortaya çıkmasıyla duruma dek yepyeni sorumlulukları da, bireyin anlamalarına çoktan konu olup çıkmıştı. İşte toplumun, bireyleştirip, üretime sokamadığı bu insanlar, yaşamlarını ve birbiri ile ilişkilerini, statülerini, toplumsal alanın dışında belirterek, iyice bir temel tutum aşma kılmışlardı.
Bu ilişkin sorumlu bilinç toplumsallığın halk sal yaşama yansıması ve halksak yapıyı biçimlenmesi idi. Tabii ki bu da toplumsal üretimi biçimleyecekti. İnsanın toplumsal süreçle, toplumda birey olacaktan ürettiremediği; yaşlısına sakatına, çocuklarına, zihinsel engelli gibi unsurlarına, tinsel ve edimsel duyum edinmesinin de, sorumluluğu olacaktı.
İnsan bu yaşamdı çelişkilerinde, hem tinsel hem davranışsal erdemlerini oluşturacaktı. Toplumsal oluşum bireyin, çalışma ve üretim yaşamını belirledi. Halk oluşum da, bu üretimden gelen refahının, hem tüketimini biçimledi, hem de kendine özgü kişi ve grup üretimlerini ve yaşama dek kimi serbest oluşları sağlıyordu.
Sürecek
Bayram Kaya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.